Çocuk evde kaldı veF babası ile yine kavga ettiler, ...onu bıçakladı ve saat 12:10'da evden ayrıldı. | Open Subtitles | بقىالولدفي البيت, وتشاجر مرة أخرى مع أبيه، طعنه حتى الموت وترك البيت بعد الثانية عشر ب10 دقائق. |
O onu bıçakladı! Chris, bana havlu ve battaniye getir. | Open Subtitles | لقد طعنه كريس ، احضر لي بطانية ومنشفة |
Üçünüz onu çıkardınız. - O onu bıçakladı. | Open Subtitles | كان يجب عدم تركه لقد طعنه |
Brad McCullum. Bunu o yaptı. onu bıçakladı. | Open Subtitles | "براد ماكولم" هو من فعلها , لقد طعنها |
onu bıçakladı! Birden çıktı ortaya. | Open Subtitles | لقد طعنها لقد جاء من العدم |
Önce duşa girdi, sonra biri onu bıçakladı. Kabin içeriden kilitliydi efendim. | Open Subtitles | انه مبللاً و هناك شامبو في شعره لقد دخل إلى الحمام، ثم شخصاً ما قام بطعنه. |
Yanı başımda onu bıçakladı. | Open Subtitles | قام بطعنه بجانبي |
Benton da onu bıçakladı. | Open Subtitles | والذي طعنه لاحقاً بسكين اللحم |
Pilot, onu bıçakladı. Benden tüm istediği onu eğlendirmemdi. | Open Subtitles | بايلوت) طعنه) كل ما أراده مني هي متعته |
Ayı değildi. Bir şey onu bıçakladı! | Open Subtitles | لم يكن دباً، شيء ما طعنه! |
- Çünkü onu bıçakladı. | Open Subtitles | لأنه طعنه - كانت دماء (ديف)، أليس كذلك؟ |
Tate onu bıçakladı. | Open Subtitles | (طعنه(تايت |
Miller Beck onu bıçakladı, ama bunu yapması için onu David Ridges kiraladı. | Open Subtitles | لقد طعنها (مايلر بيك) ولكن استأجره (دايفيد ريدجيس) لفعل هذا |