Yüzünde görülen şey, hareket tarzı, Onu buraya yönlendiren şeydir. | Open Subtitles | ما الذي شوهد في وجهه, وتصرفاته, وأتى به إلى هنا |
Bir üsse onun adını vermeleri gerekirdi, Onu buraya göndermeleri değil. | Open Subtitles | كان عليهم أن يسموا قاعدة بإسم الرجل. لا يرسلوه إلى هنا |
Ben Onu buraya getirmek için söylemedim. Ben bunları öldürmek için emretti. | Open Subtitles | لم أقل لكم أن تحضروها إلى هنا لقد طلبت منكم أن تقتلوهم |
Oldukça güzel. Ama keşke Onu buraya getirmeseydi. | Open Subtitles | وهي دمية، ولكن أتمنى أنه لم جلبت لها هنا. |
Onu buraya öç almak için mi getirdin? | Open Subtitles | الله، هو أن ما هو هذا كل شيء؟ يمكنك جلب لها هنا للحصول على العودة في وجهي؟ |
Atom Ezici, Zoom'un Onu buraya beni öldürmek için gönderdiğini söylemişti. | Open Subtitles | اتوم الجذاب، وقال انه ارسل تكبير له هنا لقتلي. |
Onu buraya siz getirdiniz. İhanetin bedelini ödeyeceksiniz sizi yaramaz kediler! | Open Subtitles | أنتم من أحضره إلى هُنا ستدفعون الثمن غالياً على خيانتكم لى |
Onu buraya getirdim çünkü seni özlüyordum ve bu bana ilk randevumuzu hatırlattı. | Open Subtitles | أظن أني جلبتها إلى هنا لأني كنت مشتاقاً إليك وهذا ذكرني بموعدي الأول |
Bir gün, bana mektup yazdı, Onu buraya getirebilecek birini bulduğundan bahsediyordu. | Open Subtitles | في أحد الأيام، كتبت لي، قالت بأنها وجدت شخصا سيحضرها إلى هنا |
Oğlumun nerede olduğunu bulacak ve Onu buraya geri getireceksin. | Open Subtitles | عليك أن تجد مكان ابني و سوف تعيده إلى هنا |
Düşünme! Sadece Onu buraya getir! 20 dakika sonra canlı yayındayız! | Open Subtitles | لا تعتقدين، فقط أحضريها إلى هنا سنبث مباشرة بعد عشرين دقيقة |
Düşünme! Sadece Onu buraya getir! 20 dakika sonra canlı yayındayız! | Open Subtitles | لا تعتقدين، فقط أحضريها إلى هنا سنبث مباشرة بعد عشرين دقيقة |
Polisler onu sokaklarda dolaşırken bulduktan sonra Onu buraya getirdiler. | Open Subtitles | أحضرته الشرطة إلى هنا بعد أن وجدته يتجول في الشوارع |
Eğer benim hastam olsaydı ilk olarak Onu buraya getirirdim. | Open Subtitles | لو كان مريضي،فأولاً وقبل كل شئ سأقوم بإحضاره إلى هنا |
Dün senin sağlık problemlerini duyunca Onu buraya getirtmek zorunda olduğumu anladım. | Open Subtitles | عندما سمعت عن المشاكل الخاصة بك الصحة الليلة الماضية، وأنا أعلم أنه لجعل لها هنا. |
Fi ve Jesse Onu buraya kadar üç ilçe boyunca izlediler. Öyle mi? | Open Subtitles | تعقب فاي وجيسي لها هنا عبر ثلاث مقاطعات. |
Sadece Onu buraya bırakmaya geldim. | Open Subtitles | لقد عدت للتو إلى إسقاط لها هنا. |
Onu buraya gömmememiz için iyi bir sebep var mı? | Open Subtitles | أيوجد سبب وجيه لعدم دفنك له هنا |
Sakın bir daha Onu buraya getirmeye kalkma! | Open Subtitles | لا يمكنك إحضار أي وقت مضى حول له هنا مرة أخرى! |
- Bir şey yap, Onu buraya çağır. | Open Subtitles | تفعل شيئا واحدا، وندعو له هنا. |
Ve Onu buraya getirme kararınız tamamen tesadüf, inanayım mı? | Open Subtitles | وهل قرارك بإحضارها إلى هُنا هو مُجرد صدفة حسنة ؟ |
Onu buraya getirmekle büyük bir adım attın. O inanılmaz derecede masum. | Open Subtitles | لقد تخطيت الكثير لتأتي بها هنا إنها بريئة لأقصى مدى |
Yazik. HoS biri oldugunu duydum. Kaçamasin diye Onu buraya oturttum. | Open Subtitles | الشفقة، يُقال لي إنه يُسحر لذا وضعته هنا حتى لا يهرب منّي |
Onu buraya ben tıktım. | Open Subtitles | أنا من وضعها هنا |
Onu buraya getirmemiz senin parlak fikrindi. | Open Subtitles | كانت فكرتك العبقرية أن ننقله إلى هنا في المقام الأول. |
Onun ne yaptığını görmek için Onu buraya getirdin. | Open Subtitles | جلبتها هنا لتتمكن من مراقبتها وهي تؤدي |
General ***a ulaşamıyorum. Ofisine git ve Onu buraya getir. | Open Subtitles | أيها الملازم الأول , لا أستطيع الإتصال مباشرة بمكتب الجنرال **** أركض للأسفل لمكتبه و أحضره لهنا |
- Onu buraya getirin de onu şu siktiğimin usturasıyla öldüreyim. Kendini taşaklı mı sanıyorsun, onları keseyim de gör. | Open Subtitles | أحضره هنا سوف أقتله لديك الكثير من الجرائة سوف أقتلك الأن |