"onun aleyhinde" - Translation from Turkish to Arabic

    • ضده
        
    • ضدّه
        
    • ضدها
        
    onun aleyhinde tanıklık etmek için federaller ile anlaşmaya çalışıyorum. Open Subtitles أنا أحاول ان أقوم بصفقه مع الفيدراليين حتى أشهد ضده
    Erkek arkadaşım evlenebileceğimizi düşünürdü. Böylece mahkemede onun aleyhinde tanıklık etmek zorunda kalmazdım. Open Subtitles كما ترى، يظن صديقي أنّ بإمكاننا الزواج حتى لا أشهد ضده في المحكمة
    onun aleyhinde olan delilleri bilmiyorum ama yalan makinesini neden geçemediğini biliyorum. Open Subtitles أنا لا أعرف ما الأدلة التى لديك ضده لكننى أعرف لما فشل فى فحص جهاز كشف الكذب
    Adamı ulusal bir mesele haline dönüştüreceğiz, yaratıp, ifşa edeceğiz onun aleyhinde kanıtlarda oynama yapacağız. Open Subtitles سوف نوصل هذا الرجل إلى المستوى الوطني، إبداعاً وفنوناً وتزوير الأدلة ضدّه
    Yarın onun aleyhinde tanıklık edersen öldün demektir. Open Subtitles لو شهدتِ ضدّه غداً، فأنتِ ميّتة لا محالة.
    Yani onun aleyhinde oy kullanan insanların hepsi ve ona oy verenlerin yarısı diyebilirim. Open Subtitles سأقول جميع من صوّت ضدها, ونصف من صوتوا لصالحها.
    İkinci aşama, onun aleyhinde tüm bilgileri toplamak ve onu suçüstü yakalamak. Open Subtitles المرحلة الثانية ..جمع أدلة ضده والقبض عليه متلبساً
    Bence bizimde onun aleyhinde birşeylerimiz olmalı şartları eşitlemeliyiz. Open Subtitles هو يملك شيء ضدنا وأنا ارى أن نملك شيء ضده
    Komşuları onun aleyhinde bir şey söyler mi? Open Subtitles هؤلاء الجيران يعيشون معهم هى لن تقول اى شئ ضده
    bu bilgiden haberdar olduğumuz ve bildirmediğimiz ortaya çıkarsa, onun aleyhinde mahkemede kullanabilirler. Open Subtitles ولم نبلّغهم فقد يستخدمون هذا دليلاً ضده في المحاكمة أنا لن أخبر أي أحد
    Babanın avukatları; polisin onun aleyhinde bulduğu delilleri soruşturuyor. Open Subtitles محامون والدك يحاولون التحقق من الأدلة التي تملكها الشرطة ضده.
    Ve onun aleyhinde tanıklık yapacak bir görgü tanığımız vardı ama onu da öldürdü. Open Subtitles وكان لدينا شاهد عيان والذي كان سيشهد ضده لكنّه قتله أيضا
    Yaptığı tüm alıntıları, tanıştığı herkesi, verdiği her oyu inceleyip bunları onun aleyhinde kullanmanın yollarını arayacağız. Open Subtitles كل يوم سوف نذهب إلى كل إقتباس وضعه كل شخص قد قابله كل صوت قد أخذه وسوف نبحث عن طرق لنستخدمهم ضده
    Bu durumdan uzaklaşmak için, onun aleyhinde bir şey yapmamaya karar verdiğimi söyleyebilirim Open Subtitles يمكنني القول فحسب أنه عندما اتخذتُ القرار للانسحاب من الموقف فحسب ,وعدم رفعه اتهامات ضده
    Bizimle LA' e gel ve onun aleyhinde tanıklık yap. Open Subtitles تعال معنا الى لوس انجليس واشهد ضده
    Ama tüm kanıtlar onun aleyhinde. Open Subtitles ولكن مهلا , أعني , إن جميع الأدلة ضده
    Yarın onun aleyhinde tanıklık edersen, ölürsün. Open Subtitles لو شهدتِ ضدّه غداً، فأنتِ ميّتة لا محالة.
    Yarın onun aleyhinde tanıklı edersen ölürsün. Open Subtitles لو شهدتِ ضدّه غداً، فأنتِ ميّتة لا محالة.
    Cezasını hafifletmek için onun aleyhinde şahitlik yaptı. Islahevinde altı yıl yattı. Open Subtitles شهدَت ضدّه مقابل حكمٍ مخفّف وقضت ستّة أعوام في سجن الأحداث
    Dolayısıyla tutuklanınca onun aleyhinde kullanılamaz. Open Subtitles لذلك لا يمكن استخدامها ضدها إذا ما تم القبض عليها
    Alman İstihbaratı her şeyi kolaçan ediyor onun aleyhinde bir şeyler bulup kullanmak için. Onu hapse göndermek için. Open Subtitles يحاولون إيجاد شيء يستخدمونه ضدها لإرسالها إلى السجن
    Şu ana kadar onun aleyhinde bir şey yok. Open Subtitles لا يوجد شئ ضدها على قدر علمى

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more