"onun aleyhine" - Translation from Turkish to Arabic

    • ضده
        
    • ضدّه
        
    Deliller onun aleyhine, kabul ediyorum. Ama sana hiçbir şey olmayacak. Open Subtitles الأدلة كلها ضده, اعترف بذلك ولكن, لاشئ سيحدث لك
    Ama şimdi, şu Şerifinize dönersek ki elbette onun aleyhine bir şey söylemek istemem ama çevrenizde kurtulmak istediğiniz itler varsa niçin onun evine götürüp, bununla baş edebiliyor mu diye bakmıyorsunuz. Open Subtitles لكن الآن ، إن مأموركم هذا بالطبع لا أريد قول شئ ضده لكن إذا كان لديكم أى مغفل تريدون التخلص منه
    Örneğin, onun aleyhine daha ileri deliller ortaya çıkarsa. Open Subtitles انك تظن انه الفاعل اكيد اذا كانت ظهرت ضده ادله اخرى
    - Kafan mı güzel? Bu tam olarak genel seçimde cumhuriyetçilerin onun aleyhine kullanacakları şey. Open Subtitles هذا ما سيستخدمه الجمهوريون ضده لا حاجة للتباهي بهذا
    onun aleyhine ifade verdiğinden beri pek olası değil diyebilirim. Open Subtitles أمّا وقد شهدت ضدّه وقتئذٍ، فأنا أستبعد ذلك بشدّة
    onun aleyhine kanıtları toparlarlar. Biraz bekleyeceğiz sadece. Open Subtitles سوف يبنون قضية ضده ستأخد القليل من الوقت
    onun aleyhine kanıtları toparlarlar. Biraz bekleyeceğiz sadece. Open Subtitles سوف يبنون قضية ضده ستأخد القليل من الوقت
    O kadar tutkuluydun ki onun aleyhine cinsel saldırı kaydı tutturdunuz. Open Subtitles شغوفين لدرجة أنكِ وجهت إتهام بالإعتداء ضده
    - Ama bunu onun aleyhine kullanmanın bir yolu olmalı. Open Subtitles ولكن بالتأكيد هناك طريقة لإستخدام ذلك ضده
    Haklısınız. Sondaj onun aleyhine döndü. Open Subtitles أنت على حق إستطلاعات الرأي انقلبت ضده
    Mesela, onun aleyhine konuşursan ya da işi bırakmak istersen seni öldürtürmüş. Open Subtitles -كيف هذا ؟ لو تكلمت ضده,لو حاولت المغادره,يقتلك
    Karısı onun aleyhine tanıklık edip ipliğini pazara çıkarmak üzereyken, kendi beynini havaya uçuruyor. Open Subtitles و عندما كانت زوجته مستعدة لتقديم دليل مادى ضده... بدلاً من أن تفجره... فجرت رأسها هى
    Elimizdeki onun aleyhine olan tüm deliller, ikinci dereceden. Open Subtitles كل الأدلة التي لدينا ضده هي أدلة ظرفية
    onun aleyhine taniklik etmek istemiyorum, ama baska seçenegim yok. Open Subtitles ولا أريد أن أشهد ضده ولكن ليس لدي خيار
    Bash onun aleyhine bazı ipuçları bulmuş. Open Subtitles باش وجد بعض الادله الدامغه ضده
    Ama hüküm giydiğinde onun aleyhine tanıklık etmişti. Open Subtitles ولكنها قامت بالشهادة ضده فى مُحاكمته
    Marion yaptı. Sizi onun aleyhine döndürdü. Open Subtitles .هي قد تفعل ذلك هي جعلتك ضده
    Alexandra Isles bile onun aleyhine tanıklık yaptı. Open Subtitles *حتى (ألكساندر إيزل) شهدت ضده* وجدته مذنباً
    Bir erkegin savas sicili, ki tegmeninki de yüklü bir sicil... onun aleyhine kullanlmamal. Open Subtitles سجل الرجل الحربي - سجل عظيم في حالةِ الملازم مانيون - لا يَجِبُ أَنْ يستخدم ضدّه.
    Yarın onun aleyhine tanıklık edersen, işin biter. Open Subtitles لو شهدتِ ضدّه غداً، فأنتِ ميّتة.
    onun aleyhine olan kanıtlar topluyormuş. Open Subtitles اتّضح أنّها كانت تجمع أدلّة ضدّه.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more