"onun kadar" - Translation from Turkish to Arabic

    • مثله
        
    • مثلها
        
    • بقدره
        
    • بقدرها
        
    • لم يكنَّ
        
    • يضاهيه
        
    • كما يفعل هو
        
    • بنفس الجودة
        
    onun kadar başarılı olabilirdim ve bu tamamen sizin suçunuz. Open Subtitles كان بإمكاني ان اصبح ناجح مثله. و كل هذا خطأكم.
    Çünkü patronum şey olsa da -- -- şey, çocuklarım en azından ondan çok daha sevimlidirler -- onun kadar zorluydular. TED لأنه بالرغم من أن مديري كان.. حسناً، على الأقل أطفالي كانوا ألطف بكثير من مديري، لكنهم كانوا كثيري الطلبات مثله بالضبط.
    onun kadar öfkeliydi. Ahıra bakmak istiyorsa, bakabileceğini söyledi. Open Subtitles كانت غاضبة مثله ، وطلبت منه لينظر في الحضيرة ليتأكد
    Sence onun kadar zengin bir kız şu doğum lekesiyle durur muydu? Open Subtitles ألا تعتقد أن فتاة غنية مثلها كانت لتقوم بعلاج تلك الوحمة ؟
    onun kadar parlak ve büyüleyici olamam ben. Open Subtitles أنا لا يمكنني أن أكون برّاقة و ذكية مثلها
    onun kadar parası olan insanların çoğu Yorkshire teriyerinin yağlı boya tablosunu yaptırmak için bir ressam tutar. Open Subtitles معظم الناس ممن يملكون أموالا بقدره يتاجرون باللوحات الزيتية لقصورهم في يوركشاير
    veya onun kadar para kazanabilmeli, onun kadar kalpsiz olmalısın. Open Subtitles أو تكوّن ثروة مثل ثروته أو تكون قاسياً مثله
    Kurbanı bulamazsak, cinayetten onun kadar sorumlu oluyoruz. Open Subtitles لو لم نجد الضحية, فنحن مسئولين مثله عن الجريمة
    Uykumda hep orada, fısıldıyor, gülüyor bana onun kadar kötü olduğunu söylüyor, her ikimizin de aynı olduğunu. Open Subtitles هو هناك عندما انام يهمس يضحك يخبرنى اننى سئ مثله اننا نفس الشخص
    Ve seninle neden evlendiğini de biliyorum. onun kadar inatçısın. Open Subtitles أنا أعرف أيضا لماذا تزوّجك لأنك عنيدة مثله
    Bu çok kötü görünmüyor. Sen de en az onun kadar hızlı iyileşiyorsun. Open Subtitles حسناً, هذا ليس سيئاً جداً أنت تشفي سريعاً, مثله
    onun kadar zengin ve dokunulmazsan, canlı hissetmek için bunu yaparsın. Open Subtitles عندما تكون غنياً ومحصناً مثله تفعل أشياء تشعرك أنك حي
    onun kadar hızlı konuşamıyor olabilirim... ama dilim kesinlikle daha beceriklidir. Open Subtitles ربما لا اكون قادر على التحدث بسرعة مثله الا ان لسانى بالتاكيد اكثر طلاقة
    Devamlı bir benzeticide onun kadar çalışırsam, onun kadar hızlı olabilirim. Open Subtitles يمكنني أن أكون مثله إذا تدربت كثيراً مرة بعد مرة لا نهائية
    Dışarıda da 4 arkadaşı daha var. Onlar da onun kadar sarhoşlar. Open Subtitles معه أربعه من أصدقاءة بالخارج وكلهم سكرانين مثله
    Kanımın, Valentiniano'nunkiyle aynı olmadığını biliyor fakat onun kadar güçlüyüm. Open Subtitles أنها تعرف ان دمائى ليست مثل دماء فالينتينيانو كما انى قويه مثلها.
    Bana göre Valerie'yi bulmanın tek yolu sezgileri sayesinde ipuçları bulan ve ... en az onun kadar şanssız birini işe almamız., Bu bir şaka falan mı ? Open Subtitles الطريق الوحيد لايجاد فاليري هو بارسال شخص سيء الحظ مثلها بسوء حظه سيرسم الطريق الى ايجادها
    - Gregor, sen de onun kadar delisin! - Burada kalamayız! Open Subtitles غريغور انت مجنون مثلها لايمكننا البقاء هنا
    Bu sorulara cevap veren herkes onun kadar çıldırmış olmalı. Open Subtitles وأيّ واحد منكم يُوافق على هذا هو مجنون بقدره.
    onun kadar büyük ve deneyimli olmadığımı biliyorum, ama ne yapacağımı da biliyorum. Open Subtitles لكن اعرف انني لست بعمرها او متمرسة بقدرها لكنني اعرف ما يجب فعله
    Tamam, en az onun kadar iyi bir düzine kızımız var. Open Subtitles حسنٌ ، لدينا عشرات الفتيات أمثالها هنا، إنّ لم يكنَّ أفضل.
    Ama sizinle beraber olmak, en az onun kadar iyi. Open Subtitles لكن... القدوم إليه معكم يا رفاق يضاهيه جودة
    Beni onun kadar tatmin edemeyeceğini biliyorsun. Open Subtitles أنت تعلم أنه لا يمكنك إرضائي كما يفعل هو
    onun kadar iyi. O paraların, benim paramın yaptığı işi yapabileceklerini hissetmiyorum. Open Subtitles بنفس الجودة. لا أشعر حقاً أن أيّ من هذه القطع النقدية

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more