| Teşekkürler. Gelmiş olman çok önemli. Bu ona, onun tarafında olduğunu gösteriyor. | Open Subtitles | من الهام للغاية حضورك هذا يظهر له أنك لازلت بجانبه |
| Gelmiş olman çok önemli. Bu ona, onun tarafında olduğunu gösteriyor. | Open Subtitles | من الهام للغاية حضورك هذا يظهر له أنك لازلت بجانبه |
| onun tarafında olmak için her fırsatı kullanmayı istediğini biliyorum ama gülünç olmaya başladı. | Open Subtitles | إنظري، أعرف إنك تحبين إنتهاز أي فرصة لتكوني بجانبه ولكن هذا اصبح سخيفاً |
| - Hayır, bana söylemedi, onun tarafında olmadığımı biliyor, hala ışığı göreceğimi ümit ediyor. | Open Subtitles | , لا , هي لم تقل لي إنها تعلم , أني لست في صفها ,هي لاتزال تأمل , أرى ذلك البريق |
| onun tarafında olduğunuza kadıncağızı inandırmanız. | Open Subtitles | التحايل على تلك المراة لتعتقد بانكم في صفها |
| Sen onun tarafında oldukça, merak edeceği bir şey yoktu. | Open Subtitles | و طالما أنك موجود في صفه فلم يكن هناك أي شيء ليقلق عليه |
| Senin onun tarafında olduğuna inanıyorum. Bunu bilse yardımı olacağına eminim. | Open Subtitles | أؤمن أنّكَ على جانبه أراهنكَ أنّ هذا سينجح لو عرف |
| Onun en güvenilir adamları onun tarafında olmayabilirdi. | Open Subtitles | رغم ذلك فإن أكثر رجاله إئتمائاً لن يكون في جانبه |
| Annem, Hastane mücadelesinde onun tarafında olduğunu söyledi. | Open Subtitles | تقول والدتي أنك إلى جانبها في معركة المستشفيات؟ |
| Yapmalıydın! Kimin onun tarafında olup olmadığını biliyor. | Open Subtitles | لم يكن داعي لهذا لأنّه يعلم من يقف بجانبه ومن لا يقف. |
| Thane'in şu an onun tarafında olan birine ihtiyacı var ve ona ne kadar takım oyuncusu olduğunu garanti edersen sana o kadar sırrını verir. | Open Subtitles | ثاين يحتاج لأحد بجانبه الان و كلما طمأنته انك متضامن معهم كلما أئتمنك على معلومات اضافية |
| Elizabeth, rakibinin ne kadar zayıf olmasını istesen de onun tarafında olamazsın. | Open Subtitles | اليزبيث، لايكن ان تكوني بجانبه مهما كنتي تريدين ان تضعفي عدوتك |
| onun tarafında olsaydım bana ateş eder miydin? | Open Subtitles | أكنت ستطلق النار عليّ لو وقفتُ بجانبه ؟ |
| Cassidy hakkında daha çok şey bilmeliyim. Böylece onun tarafında olduğumu anlamasını sağlayabilirim. | Open Subtitles | لذلك علي أن أجعله يصدق أنني بجانبه |
| Onun getirdiği ölümü kucaklamalıyız böylece Cennet'te onun tarafında oturabiliriz. | Open Subtitles | يجب أن نحتضن الموت الذي يحضره لنا... . لنجلس بجانبه في الجنة |
| - Ne taktiği? - Onu yumuşatma taktiği. onun tarafında olduğuna inanmasını sağlama taktiği. | Open Subtitles | لإقناعها وجعلها تؤمن بأنك على صفها لأنك لست كذلك فعلاً |
| Ayrıca, onun tarafında olamazsın. Benim ortağımsın. Bu kardeşlik gibi. | Open Subtitles | من قال انه يمكنك ان تكوني على صفها انت شريكتي، اننا في اخوية |
| onun tarafında olduğumu düşünmesi gerekiyordu. | Open Subtitles | أحتجتُ إلى أن تُصدق إنني في صفها. |
| onun tarafında olmadığımız ana kadar, onun tarafındaymışız gibi davranacağız. | Open Subtitles | يجب أن نتصرف بأننا نقف في صفه إلى اللحظة التي نكون فيها خلاف ذلك. |
| onun tarafında olmadığımız ana kadar, onun tarafındaymışız gibi davranacağız. | Open Subtitles | يجب أن نتصرف بأننا نقف في صفه إلى اللحظة التي نكون فيها خلاف ذلك. |
| "Sadece yarısı var. Oxbow onun tarafında değil. | Open Subtitles | حصلت على النصف فقط "أوكسبو" ليس على جانبه |
| Ardından bavulu gördün. onun tarafında kalıyordu. | Open Subtitles | على جانبه في منتصف طريق العليّة |
| onun tarafında hizmet vereceksin. | Open Subtitles | كان واضحاً في كلامه أنت ستخدم في جانبه |
| Sadece onun tarafında olduğumu bilmesini istedim. | Open Subtitles | أردتها أن تعرف أنّي إلى جانبها فحسب |