"onun yerinde olsam" - Translation from Turkish to Arabic

• لو كنت مكانه
• لو كنت مكانها
• كنت مكانها لأردت

onun yerinde olsam, seni küçük bir adaya götürürdüm, sahilde yürürdük, şarkılar söylerdik...
لو كنت مكانه لأخذتكِ لجزيرة صغيرة وكنا سنمشي على الشاطئ ونغني

"onun yerinde olsam koca popomu, kalabalık bir yolda arabaların altına atardım."
لو كنت مكانه لمشيت بمؤخرتي السمينة إلى أمام سيارة لتصدمني

Ben onun yerinde olsam birbirimize rastladığımıza inanırdım.
سأصدق أننا صادفنا بعضنا وحسب لو كنت مكانه

onun yerinde olsam ben oraya giderdim.
لو كنت مكانها فذلك هو المكان الذي سأقصده

onun yerinde olsam ben de öyle yapardım.
ذلك بالضبط ما كنت لأفعله الآن لو كنت مكانها

Çünkü onun yerinde olsam bilmek isterdim.
لأنني لو كنت مكانها لأردت أن أعرف.

onun yerinde olsam, kendim için onun düsündügünü düsünürdüm.
لو كنت مكانه لكان عندي نفس الرأي عني

Çok iyi saklıyor, ama onun yerinde olsam ölümüne korkardım.
لكن لو كنت مكانه لشعرت بالخوف الشديد

Ben onun yerinde olsam aynısını yapardım.
هذا ما كنت سأفعله لو كنت مكانه

onun yerinde olsam mahkeme salonunda ölümcül bir salgının durdurulmasına yardım eden adam olmak isteyeceğimi düşünüyorum.
أظن... لو كنت مكانه... سأرغب بأن أكون في المحكمة كالشخص الذي حاول إيقاف وباء مميت،

Ben onun yerinde olsam çoktan ölürdüm
كنت سأموت لو كنت مكانه

Ben onun yerinde olsam öyle yapardım.
سأفعل ذلك لو كنت مكانه

onun yerinde olsam ne yaparmışım hatta onun kadınlarla olan ilişikilerinde bile ne düşünüyormuşum?
مثلًا: ما كنت لأفعله لو كنت مكانه... حتى عن رأيي به !

onun yerinde olsam nasıl çıkacağıma.
-كيف ساخرج لو كنت مكانه

onun yerinde olsam,
لو كنت مكانه.

onun yerinde olsam her seferinde gelirdim.
لو كنت مكانها لأتيت إلى هنا كل مرة

- onun yerinde olsam yapmazdım. - Değilsin ama.
لن أفعل ذلك لو كنت مكانها - لست بمكانها -

onun yerinde olsam, ben de yaklaştırmazdım.
لو كنت مكانها لفعلت ذلك

Ben onun yerinde olsam, öğrenmek isterdim. İyi mi bari?
لو كنت مكانها لأردت أن أعلم