Ama belki onunla iletişime geçip sessizce dönmesine ikna edebilirsin. Kimse zarar görmesini istemiyor. | Open Subtitles | لقد تمّ توزيع نشرة بأوصافه، لكن قد يكون بوسعكِ الإتصال به وإقناعه بالعودة بهدوء |
Keşke onunla iletişime geçebilmemin bir yolu olsaydı. | Open Subtitles | إنني أتمنى لو يكون هناك طريقه لأتمكن من التواصل معها |
Biz de, onunla iletişime geçmek için yeni bir imana, yeni bir yönteme ihtiyacımızın olduğuna karar verdik. | Open Subtitles | لذا تقرر ايجاد ايمان جديد طريقة جديدة للتواصل معه |
Sadece onunla iletişime geçebilmeyi ve onun da benimle iletişime geçebilmesini istiyorum." | TED | أريد فقط أن تكون لنا القدرة على التواصل معه و أن يكون هو قادرا على التواصل معنا |
Hayır ama onunla iletişime geçebileceğim bir şey bulabilirim. | Open Subtitles | ! لا , و لكن من شانه ان يفيدني بالحصول على اتصال معه |
Uyarı Mod'u sayesinde onunla iletişime geçmeye çalıştım ama... | Open Subtitles | لقد حاولت استخدام نظام التحذير للتواصل معها لكن... |
Böylece onunla iletişime geçebilirim. | Open Subtitles | وأقوم بالإتصال به |
Babanız yakın zamanda üvey kardeşiniz olduğunu ve onunla iletişime geçtiğini söyledi. | Open Subtitles | أبيكِ أخبركم ربما مؤخراً. أنه لديكم أخ شقيق و أنه قد تواصل معه |
Birilerinin onunla iletişime geçip saldırıyı düzenleyebilmesi çok ilginç. | Open Subtitles | من المثير للإهتمام أن أحداً إستطاع الإتصال به و دبر الهجوم |
Paris'te olması gerekiyordu ama kimse onunla iletişime geçemiyor gibi. | Open Subtitles | من المفترض أن يكون في "باريس" لكن لم يقدر أيّ أحد على الإتصال به. |
onunla iletişime geçemiyorum. | Open Subtitles | إني.. إني فقط.. غير قادر على التواصل معها |
Ama merak ediyorum acaba ben kendi başıma onunla iletişime geçsem mi diye. | Open Subtitles | لكنني كنت اتسائل اذا ما كان يجب عليّ... التواصل معها لحالي. |
Sanırım, kablosuz bir cihaza erişebilsem bile yaptığın Faraday Kafesi onunla iletişime geçmemi engelleyecektir. | Open Subtitles | أظن أنه حتى لو تمكنت من الوصول إلى جهاز لاسلكي... قفص (فاراداي) الذي بنيته هنا سيمنعني من التواصل معها |
Geri döndüğümüzde onunla iletişime geçmek için kullanabileceğimizi sanıyorum. | Open Subtitles | أعتقد أن بوسعنا استخدامه للتواصل معه حين نعود. |
onunla iletişime geçme imkanımız yok. | Open Subtitles | ليس لدينا اي وسيلة للتواصل معه |
onunla iletişime geçmek için bir yol var. | Open Subtitles | هناك وسيلة ما للتواصل معه. |
onunla iletişime geçmek için o kadar çaresiz kaldım ki gurur duymadığım bir şey yaptım. | Open Subtitles | وكنت يائسا جدا و أريد التواصل معه و فعلت شيئا لست فخورا به |
onunla iletişime geçmek için o kadar çaresiz kaldım ki gurur duymadığım bir şey yaptım. | Open Subtitles | وكنت يائسا جدا و أريد التواصل معه و فعلت شيئا لست فخورا به |
Düşündüm ki belki onunla iletişime geçmiştir. | Open Subtitles | ظننت أنها قد تكون على اتصال معه. |
Sana söylüyorum, Tabor beni tanıyor onunla iletişime geçmenin bir yolu olmalı. | Open Subtitles | - انا اخبرك. - تابور يعرفني. هناك يجب أن يكون بعض طريقة الحصول على اتصال معه. |
onunla iletişime geçmemin hiçbir şekilde yolu yok. | Open Subtitles | و اصبحت لا يوجد طريقة للتواصل معها |
Böylece onunla iletişime geçebilirim. | Open Subtitles | وأقوم بالإتصال به |
O saatten sonra da kimsenin onunla iletişime geçtiğini sanmıyorum. | Open Subtitles | ولا أعتقد أنّ أحداً تواصل معه من ذلك الحين |