"onurlu bir" - Translation from Turkish to Arabic

• شريف
• نبيل
• مشرف
• بشرف
• شريفة
• هناك شرف
• مشرفاً
• مشرفة
• مشرّف
• بكرامة
• بفخر
• ومسجلاته
• هناك فخر
• شرف كاملة
• شريفا

Bu, onurlu bir adamın kamu işlerinden elini çekeceği zaman değil.
هذا ليس الوقت الذي ينسحب فيه رجل شريف من الشؤون العامة

Sen onurlu bir polissin ve hayatını da onurlu polis olmak için harcadın ama sonunda bunu elde ettin!
أنت شرطي شريف وقد قضيت حياتك شرطيا شريفا وقد حصلت على ذلك ، وهذا ما كل ما ستحصل عليه

Vasiyetimde sizleri Kaptan Sham'in gözetimine bırakıyorum iyi ve onurlu bir erkek."
واخر وصاياى أنى اترككم فى رعاية الكابتن شام " لانه رجل نبيل

- Bu onurlu bir sürgün, majesteleri. - Tek yapabileceğiniz çekilmek.
نفى مشرف ، سيدى كل ما يمكنك عمله هو التنازل عن العرش

Bu yüzden sana hak ettiğinden daha onurlu bir ölüm bahşediyorum.
هذا هو السبب في اكثر من الموت بشرف اكثر مما تستحق

Bu bağ insanın masum zamanlarında kurulmuş onurlu bir mülkiyettir.
للجمع بين هذا الرجل وهذه المرأة بالزواج المقدس، وتلك شراكة شريفة نشأت أثناء براءة البشر

İşin sonunu getirmek onurlu bir şey.
هناك شرف في المضي حتى نهاية الأمر.

Şehirli kızlar, "gizli ve onurlu bir birey" olarak bilinmek bir eş ve anne olmak üzere terbiye edildiler.
فتيات المدن الذين تمت تنشأتهم على أن يكونوا زوجات وأمهات وأن يلعبوا دوراً مشرفاً فى الظل

Başını kesmek senin için onurlu bir ölüm olur ama onurlu bir şekilde ölmeyi hak etmiyorsun.
الطريقة المشرفة للموت هي بقطع رأسك لكن انت لاتستحق ان تموت ميتة مشرفة

Bazen teslim olmak, direnmek kadar onurlu bir harekettir özellikle de başka seçeneğin yoksa.
أحياناً الاستسلام مشرّف كالمقاومة خصوصاً إن لم يكن لديكِ خيار

Şimdi general, sizin onurlu bir insan gibi davranmanızı bekliyorum.Bir anlaşma yaptık.
الاَن، أيها اللواء، أتوقع منك أن تكون رجلاً شريف فقد عقدنا صفقة

Gözyaşlarıyla İngilizce onurlu bir İngilizce'dir. Asla utanılmamalı.
الإنكليزي الذي يبكي هو إنكليزي شريف , لا يخجل أبداً.

silah ustasının kızına delice bir aşkla tutulmuş yoksul ama onurlu bir genç.
فقير ولكن شريف شاب واقع في الحب مع بنت صانع الأسلحة

Hayır, kocam benimle o daha bebekken evlendi. onurlu bir davranış!
انه ليس ابنه ، لقد تزوجني عندما طفلي - كان ما يزال صغيرا انه نبيل جدا -

Sen bir muhasebecisin. onurlu bir meslektensin. Tarih ne şanlı muhasebeciler gördü.
أنت جزء من عمل نبيل كلمة "كونت" جزءاً من إسمك

Tabi ki, bu çok onurlu bir davranış.
. بالطبع ، هذا أمر نبيل منك للغاية

Hanımlar, onurlu bir şey yapmak istiyoruz, açık büfe gözleme dahil kahvaltı bize ait.
سيداتي , نحن نريد القيام بأمر مشرف لذاالفطورعلينا, مع بوفيه من كعك الوافل,

Sizi onurlu bir şekilde Amerikan ordusundan azletmiş olacağız.
ستكون معفى بشكل مشرف من إحتياطي الجيش الإمريكي

Bu özel savaş, onurlu bir ölümle noktalandı.
هذه الحرب العسكرية حقا انتهت نهاية بالموت بشرف

Tanrılara bağışlanmak için yalvardığını ve onurlu bir ölüm dilendiğini göreceğiz.
سنراكتتضرعللألهةلأجلالغفران.. وتستجدى لمنحك ميتة شريفة

Gençlerin sabah kollejlerinin koridorlarını temiz bulması için... 40 dakika tren yolculuğu yapmak da onurlu bir iştir.
هناك شرف فى أخذ ... جولة بالقطار لـ 40 دقيقة و لذا هؤلاء الطلبة الجامعيين يمكنهم أن يأتوا فى الصباح و يروا أن أرضيتهم نظيفة

Daha önce bana elini süremedi... çünkü bu onurlu bir öldürme olmazdı.
ولكنه لم يستطع قبل أن يضع يديه علي وإلا فلن يكون القتل مشرفاً

Teslim olmak, direnmek kadar onurlu bir harekettir özellikle de başka seçeneğin yoksa.
الاستسلام مشرّف كالمقاومة خصوصاً إن لم يكن لديك خيار

onurlu bir biçimde ölebilmek için, başka birinin yardımına ihtiyaç duyuyorsanız, o zaman devlet insanların özgürlüğüne müdahale eder ve onlara, yaşadıkları hayatın kendilerine ait olmadığını, bu yüzden de yaşamları hakkındaki kararları kendilerinin veremeyeceğini söyler.
للموت بكرامة, عندها تتدخل الدولة بحرية الأفراد لتخبرهم أن حياتهم ليست ملكهم و لا يمكنهم أن يقرروا مصيرها

Tim Novak'ın Altı-Dört'te 25 yıl onurlu bir hizmeti oldu.
خدم تيم نوفاك في مجموعة الـ64ــ بفخر لمدة 25 عاما

- Sörf tahtası. - Philadelphia Eagles'ın... çok eskiden gelen onurlu bir kazanma ve mükemmeliyet geleneği vardır.
- لوح التزلج ، ومسجلاته الحمقاء

Dürüstlük onurlu bir davranıştır.
هناك فخر في أن تكوني صادقة

Müfettiş cenazesi, onurlu bir uğurlama sokakları doldurmuş binlerce polis.
جنازة مفتش شرطة, مرتبة شرف كاملة, الآلاف من الشرطة المحتشدة في الشارع.