"orada öylece" - Translation from Turkish to Arabic

    • هناك وحسب
        
    • هناك فحسب
        
    • هناك فقط
        
    • هناك هكذا
        
    • ببساطة هناك
        
    • وقفت هناك
        
    • عندك وحسب
        
    • الوقوف هناك
        
    Çocuğum, oğlum Orada öylece yatıyor ve bazı cevaplar istiyoruz. Open Subtitles إبني، إبني الصغير يرقد هناك وحسب ونحن بحاجة إلى إجابات
    Orada öylece durma, geri zekalı. Open Subtitles ،حسن، لا تقف هناك وحسب أيها الوغد الغبي.
    Ben Orada öylece durdum ve bu sahneyi seyrettim. Tam bir inançsızlıkla ve ne yapacağımı bilemeden. TED وانا كنت اقف هناك فحسب اشاهد هذا المشهد بإحباط تام دون أن أعي كيف اتصرف
    Orada öylece el değmemiş şekilde boş boş duruyor. Open Subtitles إنها قابعة هناك فحسب, شاغرة و لم يمسها أحد,
    - Geliyor. Geliyor. - Orada öylece oturuyor. Open Subtitles ـ أنه يأتي , إنه يأتي ـ إنه يجلس هناك فقط
    Ve her şeyin eskisi gibi olduğunu düşünüyorum. Orada öylece duruyorum. Open Subtitles وأتخيل أن كل شئ كما كان من قبل أقف هناك هكذا
    Hepinizin Orada öylece oturduğunuza inanamıyorum. Open Subtitles لا يمكن أن أصدقكم جميعاً انكم جلستم هناك وحسب
    Orada öylece oturman çok aptalcaydı. Open Subtitles أعني ، كان تصرفاً غبياً بـ أن تجلس هناك وحسب
    Evet, bunu yapamazsın adamım. Orada öylece duruyordu. Open Subtitles أجل، لا يمكنك فعل ذلك يا رجل لقد كان واقفًا هناك وحسب
    Orada öylece durdu. -Silahı yoktu. Open Subtitles جلس هناك وحسب ــ لم يملك سلاحاً
    Orada öylece oturup, kardeşini düşünecek beni de ölerken seyrettiğinde kendisini biraz daha iyi hissedecek. Open Subtitles سيقوم بالانتظار هناك وحسب . يفكر في أخيه وكيف أنه سيشعر بالتحسن ... قليلا جداً . في حال شاهدني أموت
    Orada öylece oturup sıvışmasını mı izlediniz? Open Subtitles ستقفون هناك فحسب تشاهدوه وهو يهرب منّي؟
    O çocuğu Orada öylece bırakamam. Open Subtitles .لا يمكنني ترك ذلك الصبي هناك فحسب
    - Doğru dürüst düşünemiyordum. - Onu Orada öylece bıraktın. Open Subtitles لم أكن أرى بوضوح لقد تركته هناك فحسب
    Orada öylece oturup duruyorsun. Open Subtitles إنكِ جالسة هناك فحسب.
    Düzüşürken de sallanıyor Orada öylece durmuyor. Open Subtitles وتتأرجح عندما انها ليست مثل انه هناك فقط
    Burada çalışan bir doktor yok dedim, Orada öylece kaldı, bakıp duruyor. Open Subtitles عندما أخبرتها لم يكن هناك أي طبيب يعمل هنا ، لقد وقفت هناك فقط وهي تبحث بهذه الطريقة
    Orada öylece durma! Vur onları, vur onları! Open Subtitles لا تقفوا هناك هكذا أطلقوا علية , أطلقوا عليهم الاثنين
    Seni Orada öylece bırakamazdım. Open Subtitles لم أستطع تركك ببساطة هناك
    Orada öylece durup ona para teklif ettim ve evliliğim hakkında yalan söyledim. Open Subtitles لذا, أنا فقط وقفت هناك و تحدثت معها بخصوص المال وكذبت بشأن زواجي
    Orada öylece duramazsın, öldürme zamanın geldi! Open Subtitles لا يمكنك الوقوف عندك وحسب حان وقت القيام بالقتل!
    Orada öylece durup bütün övgüleri almasını izlemek zorunda kaldım. Open Subtitles وقد كان علي الوقوف هناك ومشاهدته يأخذ كل الفضل على ذلك هذا مريع , اوه , هذا ليس ملحاً

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more