| Ama Orada olan şeyleri büyülüymüş gibi bu kadar da abartma çünkü orada yaptığın şeyi biliyorum, tamam mı? | Open Subtitles | .. ولكن لا تتحمسي لكل السحر الذي حدث هناك لاني اعلم ماذا فعلتي هناك حسنا ؟ |
| Pekâlâ, öncelikle şunu söyleyeyim, Orada olan şey muhteşemdi. | Open Subtitles | حسنا ، كما تعرف ، ما حدث هناك كان رائعا جدا |
| Orada olan siyasi bir koalisyondu, lideri ortadan kaldırmak için bir araya gelinmiş siyasi bir amaç. | TED | ما حدث هناك كان تحالف سياسي إجتمع معاً من أجل هدف سياسي ، ألا وهو خلع القائد . |
| Orada olan tek kişiydi ve onunla paylaşamıyorum bile bunu. | Open Subtitles | كانت الوحيدة الموجودة هناك ولا يمكنني حتى مشاركتها الأمر |
| Ben bir şüpheliyim, fakat Orada olan herkes de öyle. | Open Subtitles | انا مٌشتبه به وكذلك ايضاً جميع الاشخاص الذين كانوا متواجدين |
| Orada olan şey, üretim araçlarına sahip olmanızdı ve bunlar prototip veya PowerPoint hazırlamak için değildi. | TED | ما كان يحدث هناك هو قدرتك على تصنيع الأجهزة, ولم يقع وضع نماذج ولا شرائح عرض. |
| Şey, Orada olan şey çalışman için istediğin sonucu üretmediyse üzgünüm, ama doğru şeyi yaptım. | Open Subtitles | حسناً, أنا آسفه ان ماحدث هناك لم تظهر النتائج التي اردت لدراستك لكني أتخذت الخيار الصحيح |
| Orada olan olay tüm bunlarin yanlis yöne gittigini bildigimin söylenilme seklidir. | Open Subtitles | ما حدث بالداخل هو طريقة لأقول أنني أعرف أنني أدرت الأمور بشكل خاطيء |
| Botswana-Afrika'da orta-üst geliri olan bir güney Afrika ülkesi, yönetimi demokratik, ekonomisi iyi, işte Orada olan biten; | TED | بوتسوانا -- دولة في جنوب أفريقيا ذات دخل متوسط إلى علوي فيها حكومة ديمقراطية واقتصاد جيد وهذا ما حدث هناك |
| Bak Mel, Gerçekten Orada olan şey beni ilgilendirmiyor. | Open Subtitles | أنظري يا ميل... أنا لا أهتم بم حدث هناك. |
| Orada olan şey, herkesin başına gelebilirdi. | Open Subtitles | ما حدث هناك يمكن أن يحدث لأي شخص |
| - Orada olan hiçbir şey hakkında konuşabileceğimiz şeyler değildi. | Open Subtitles | شيء ما حدث هناك , لا يستحق الحديث عنه. |
| Sadece yoluna mı çıkmıştı, ya da Orada olan başka şeyler mi vardı? | Open Subtitles | فقط وقفت بطريقك، أم شيئ آخر حدث هناك ؟ |
| Dinle, Bay Gandhi, Orada olan şeylerin, çekici ama geçici olması dışında bir özelliği yoktu. | Open Subtitles | "إسمعني "سيد. غاندي الذي حدث هناك لم يكن سوى يوم حار زائل وتهور بسيط |
| Bence, Orada olan şeyleri acı gibi şeyleri ardımızda bırakmalıyız. | Open Subtitles | أظنّ إنّ أيّ شيءٍ كان قدْ حدث هناك في الأعلى, كما تعرفين, الألم... ربّما يمكننا تجاوزه الآن |
| Bütün kitapları okudum. Orada olan bu kitapları... | Open Subtitles | قرأتُ كل الكتب ...جميع المكتب الموجودة هناك لل |
| Orada olan benim iş arkadaşım. | Open Subtitles | تلك شريكتي الموجودة هناك. |
| O an için Orada olan ve o bölüme bakan insanlar için bu dikkate değerdi. | TED | بالنسبة للناس الذين كانوا هناك ويبحثون في ذلك القسم، لقد كان ملحوظاً. |
| Başından beri Orada olan dostları Tıpkı | Open Subtitles | الأصدقاء الذين كانوا هناك طوال الوقت ، مثل |
| Orada olan tüm yaratıcılık alanının genişlemesiydi. | TED | و ماذا يحدث هناك أن كل مجال الإبداع يتسع كلياً. |
| Meclise gitmem ama Orada olan her şeyi bilirim. | Open Subtitles | لم أذهب إلى البلاط لكن أعرف كلّ شيء يحدث هناك. |
| Ve evet, ameliyatta bana yol göstermiş olabilirsin ama Orada olan şey sadece bu değildi. | Open Subtitles | واجل ربما انتِ مهدتي الطريق للجراحة لكن لم يكن كل هذا ماحدث هناك |
| Orada olan her şeyi bilmek istiyorum. | Open Subtitles | أحتاج أن أعرف كل شىء حدث بالداخل |