| Asıl acayip olan, geminin sireni yüzünden tüm ordunun seferber olması. | Open Subtitles | ومن المضحك أن نرى الجيش بأكمله على التوالي بسبب صافرة سفينة. |
| ordunun çoğu tatbikat için iki gün sonra, nehrin diğer tarafına geçecek. | Open Subtitles | الجيش فى دوريات الان انه افضل وقت لمهاجمتهم سوف نصل الى ليو |
| Tamam, ordunun size yaptığı yanlıştı, ama belki tanıklığın işe yarayabilir. | Open Subtitles | الذي الجيش إليك كان خاطئ. لكن لربّما شهادتك يمكن أن تساعد. |
| Bilmenizi isterim... General Devereaux ordunun resmi politikasından söz etmiyor. | Open Subtitles | لا أخفي عليكم الجنرال لا يتكلم عن سياسة جيش رسمية |
| ordunun tatik çalışmalar için duvar yerleştirdik Mehta vihar ile çalıştım. | TED | وعملت مع ميهتا فيهار الذي يصنع محاكاة افتراضية للجيش للتجربة التكتيكية. |
| Hukuki açıdan ordunun bu davalara karşı koruma altında olduğunun farkındayım. | Open Subtitles | أعتقد أن من الناحية القانونية أن الجيش محصن من هذه القضايا |
| ordunun Fort Benning'deki Keskin Nişancı Okuluna başvurmuş ama reddedilmiş. | Open Subtitles | وقدم طلبا للرفض من مدرسة قناص الجيش في فورت بينينغ |
| Neden kongreye ordunun terhis edilmesini teklif etmeden önce, bize danışmadınız? | Open Subtitles | لماذا لم تتشاور معنا قبل طلب من المؤتمر حل الجيش ؟ |
| ordunun sevkiyat takvimi ve taşıma kapasiteleriyle ilgili bilgi sahibi bir askeri danışman. | Open Subtitles | هو مستشار عسكّري في الجيش الذي لديه معرفة سلفاً للجّدول الزمني للشحن والحمولة |
| Bu arada, General Campion öbür gün bu ordunun başına geçecek. | Open Subtitles | بالمناسبة , الجنرال كامبين يسيطر على هذا الجيش اليوم بعد غد |
| Şu an ordunun durumu kontrolü altına aldığını teyit edebilirim. | Open Subtitles | وقد تم التأكيد للتو بأن الجيش بات يسيطر على الوضع |
| ordunun başında bir komutan yoksa ittifakın da bir önemi kalmaz. | Open Subtitles | التحالف لم يعني شيئًا إذا لم يكن لدينا قائدًا لقيادة الجيش |
| Çocuklar, ordunun tel örgülere elektrik verirken şebekeyi patlattığını söylüyor. | Open Subtitles | الأطفال يقولون بأن الجيش مستمر في محاولاته في كهربة السور |
| Polisin ya da ordunun elindeki her silah nihayetinde sokaklara düşüyor. | Open Subtitles | أي سلاح بحوزة الشرطة أو الجيش ينتهي إلى تداوله بين الناس. |
| ordunun sevkiyat takvimi ve taşıma kapasiteleriyle ilgili bilgi sahibi bir askeri danışman. | Open Subtitles | هو مستشار عسكّري في الجيش الذي لديه معرفة سلفاً للجّدول الزمني للشحن والحمولة |
| Yiyecek nihayet bittiğinde ordunun tamamı ölüp gidecek arkalarında mahvolmuş bir alan bırakarak. | Open Subtitles | عندما ينفذُ الطعام أخيراً سينفقُ كامل الجيش لكِن ليسَ قبل أن يُهلِكَ الأرض. |
| Kraliçenin gardiyanlarından biri olarak kral uyanana kadar ordunun hükmü bana geçmiştir. | Open Subtitles | وصفتي عضوة في حرس الملكة الجيش أصبح تحت قيادتي حتي يستيقظ الملك |
| Daha hızlı hareket etmek, hesaplamaların yapılması ve daha güvenli alanlar için askeri ordunun avantajlarından faydanılmalı. | TED | قصد الاستفادة من قدرة الجيش على التحرك بسرعة والعمل وتأمين المناطق. |
| Seni yakalayabilmek için koca bir ordunun 20 askeri hayatını kaybetti. | Open Subtitles | تطلب أمساكك كتيبة جيش كاملة.. مؤدياً ذلك بزهق أرواح 20 جندياً. |
| ordunun ihtiyacı olan mobil ve kablosuz teknolojinin tek sağlayıcısı olmak. | Open Subtitles | أنا أستحقّ أن أكون المجهز الوحيد من تقنية الخلوي واللاسلكي للجيش |
| ordunun komutasını bana ver, Ben de, o küçük amazon köyünü ezip geçeyim Ve sonrasında, Ambrosia'yı almak hiç problem değil. | Open Subtitles | أعطني سيطرةً على جيشك سأدخل وأسحق القرية الأمازونية وبعد ذلك الحصول على الفاكهة لن يكون مشكلة |
| ordunun, düşmanı toptan yok ederek küresel üstünlüğü sağlama silah stratejisi üzerindeki dikkati dağıtmak için bir şeye ihtiyacı vardı. | Open Subtitles | الجيش احتاج شيئاً لتسويغ الإنتباه من الإستراتيجية العسكرية.. السيطرة على العالم من خلال القدرة على إبادة تامة للعدو. |
| Daha önce aptalca davranan bir ordunun yapamadakılarını yalnız başına yaptın. | Open Subtitles | لقد فعلت من قبل وحدك ما لا يمكن لجيش ان يفعله |
| Muhtemelen ordunun en berbat subayı ben olacağım. | Open Subtitles | سأكون على الارجح أفشل ضابطا رأيتيه بالجيش من قبل |
| Majesteleri beni, kuzeyli isyancıları bastırmak için göndereceği ordunun başında görevlendirdi. | Open Subtitles | جلالته شرفني بقياده جيشه ضد الثوار الشماليين |
| Hikâye, ejderhanın hazinesi için yarışan beş farklı ordunun savaşıyla sonuçlanır. | Open Subtitles | تبلغ القصة ذروتها من خلال ،معركةٍ من خمسة جيوش جميعهم يتصارعون لنيل كنز التنين |
| ordunun, askerleri Avrupa'ya götürecek yeni bir uçağa ihtiyacı var. | Open Subtitles | الجيش بحاجة لطائرة جديدة لنقل القوّات إلى أوروبا |
| Dağın içine doğru kazıp bir ordunun içinden geçebileceği bir delik açmışlar. | Open Subtitles | لقد حفروا سبيلاً خلال الجبل، وجعلوه كبيراً بما يكفي ليلائم عبور جيشٍ. |
| Travma sonrası stres karışık bir rahatsızlıktır ve ordunun en iyi askerlerini etkilemiştir. | Open Subtitles | شدة ما بعد الصدمة إضطراب معقد يؤثر على العديد من أفضل رجالنا العسكريين |
| Arnavutluk Meclisi her iki ordunun birleşmesine karar verdi. | Open Subtitles | المجلس الألباني اقر بإتحاد كلا الجيشان |
| O zaman bilirsin. ordunun kendi personelini yargılama yetkisi vardır. | Open Subtitles | يفترض أن تعلم ذلك إذن فالجيش له سلطة على أفراده |