Bu yaklaşıma, yaşayan organizma içinde biyoreaktör adını verdik ve bu yaklaşım sayesinde çok büyük miktarlarda kemik ürettik. | TED | وهذه المقاربة ندعوها المفاعل حيوي داخل الكائن الحي، وقد استطعنا أن ننتج كميات هائلة من العظام باستخدام هذه الطريقة. |
Bu sadece üniversitelerde akademik araştırmacıların ilgilendiği bir organizma değil. | TED | الباحثون في مختلف الجامعات ليسوا هم الوحيدون المهتمون بهذا الكائن. |
Sanırım henüz çocuk ile organizma arasındaki bağı kırabilecek bir şey bulamadığımı anlamadınız. | Open Subtitles | لا أظنّك تعرف أنّي لم أجد طريقةً لفكّ الصلة بين الكائن و الفتى. |
Bazı bilim insanları bu fajların gezegenimizde en bol bulunan organizma olduğunu düşünüyor. | TED | بعض العلماء قدّروا حتى أن العاثيات هي أكثر الكائنات الحية أعدادًا على كوكبنا. |
Sizin kan örneğinizde Argosyalılardan daha çok organizma olduğunu gördük. | Open Subtitles | عينة دمك يوجد بها الكثير من الكائنات بالمقارنة مع الأرغوسيين |
Eğer bu sahiden bir organizma ise bütün kalbi sarmalaması için tasarlanmış. | Open Subtitles | لو كان حقاً كائناً حياً، فيبدو أنه قد صمم للإحاطة بقلب الإنسان. |
Bu hepimizin evrildiği tek hücreli organizma. | TED | هذا هو الكائن ذو الخلية الواحدة الذي أتينا جميعًا منه. |
420 milyon yıl önce, bu organizma vardı. | TED | منذ ٤٢٠ مليون عاما كان هذا الكائن موجودا |
Bu organizma, incelemek için gerçekten de ideal böylece neden bu kadar zararlı olduğunu anlayabiliriz. | TED | و السبب فى أن أجد هذا الكائن مثالى للنظر فيه هو أننا نتفهم لماذا هو مؤذٍ للغاية. |
Bu mikrop bir toksin üretir, ve ürettiği bu toksin organizma sindirim sistemimize ulaştığında salgılanır. | TED | إنه ضار لأنه يفرز سم, و السم يفرز حينما يذهب الكائن إلى جهازنا الهضمى. |
Eğer organizma fazla miktarda toksin ürettiyse bu sayı 10 veya 100 milyon adet mikrop bulabilirsiniz. | TED | إذا أفرز الكائن الكثير من السموم, فمن الممكن أن تجد 10 مليون, أو 100 مليون |
Ama yakından bakarsanız, bu canlının içinde başka bir organizma yaşamakta ve bu organizma muhtemelen bilim için yeni. | TED | لكن دققوا النظر، يعيش داخل هذا القنديل كائن حي آخر هذا الكائن جديدٌ كلّيًا بالنسبة للعلماء. |
Babam, huzur içinde yatsın eskiden derdi ki, mahalle bir organizma gibidir. | Open Subtitles | أبي ، فلترقد روحه بسلام كان معتاد على قول أن الجوار هو مثل الكائن الحي |
Dünya üzerindeki yaşamın birinci milyar yılı veya daha fazlası sadece Archea'dan ve bir diğer tür tek hücreli organizma, bakteriden oluşuyordu. | Open Subtitles | في المليار سنة الأولى من الحياة على الأرض كانت الحياة تتكون من الأركيا فقط و نوع آخر من الكائنات وحيدة الخلية البكتيريا |
Mercanların, gezegendeki diğer çoğu organizma gibi kendi koruyucu toplulukları var. | TED | الشعاب المُرجانية، جنباً إلى جنباً مع الكائنات الحية على هذا الكوكب، لديهم مُجتمعهم الوقائي الخاص. |
Bunlar da aynı ölçekte birkaç başka organizma. | TED | وهنا بعض الكائنات الحية الأخرى بنفس الحجم. |
Eğer bu sahiden bir organizma ise bütün kalbi sarmalaması için tasarlanmış. | Open Subtitles | لو كان حقاً كائناً حياً، فيبدو أنه قد صمم للإحاطة بقلب الإنسان. |
Size bir organizma tanıtmak istiyorum; Bir cıvık mantar, Physarum polycephalum. | TED | أود أن أُعرفكم على كائن حي: وحلُُ عَفَن، فآيزيرم بولي سيفالم. |
Ve bu aşamada artık tek bir organizma olarak işleyen, değişik türde hücreler içeren çok hücreli topluluklarımız var. | TED | وفي تلك المرحلة، لدينا مجتمعات متعددة الخلايا. مجتمعات من أنواع خلايا مختلفة كثيرة، تعمل معا ككائن حي واحد. |
Bu yeşil şeyler mikroskopik bir organizma olan bir tür alg olup, Ölü Vadi'nin zor koşullarına bile dayanıklılık gösterebilmektedir. | Open Subtitles | هذه اللطخات الخضراء، عبارة عن طحالب، كائنات مجهرية بإمكانها أن تنمو حتى في أقسى الظروف المناخية المتغيرة في وادي الموت. |
İnanıyorum ki bu, çocukla psişik bir bağ kurabilmesini sağlayan hızlı gelişen bir iletişim yeteneği oluşturan başlı başına bir organizma. | Open Subtitles | بدأتُ أعتقد أنّ هذا كائنٌ حيّ، كائنٌ يمتلكُ مهاراتِ تواصلٍ سريعة التطوّر، تمكّنه من إنشاء رابطةٍ روحيّةٍ مع الفتى. أتريان هذه؟ |
- Normal şartlar altında öldürücü bir mikro organizma. | Open Subtitles | - نوع من التحلل الذي يصبح قاتلا في حالة اختلاط مواد مع بعضها |
Efendim, bu, başka bir gezegendeki uzaylı bir organizma. | Open Subtitles | سيدى,انه كائن حى غريب على كوكب اخر. |
Bildiğimiz her bir organizma bu ağaçta bir yere aittir. | Open Subtitles | كل كائن حيّ نعرفه ينتمي بطريقة ما إلى هذه الشجرة |
Eğer doğru ellere doğru zamanda kâğıt gelirse organizma bir sonraki kuşakta güçlenir. | Open Subtitles | فإذا حصل على الأوراق المناسبة بالترتيب المناسب فيمكن للكائن أن يربحَ الكثير للأجيال القادمة. |
Basit bir hücre birleşmesinden öte, tek bir büyük organizma. | Open Subtitles | أكثر من مشاركة خلوية بسيطة إنه كائن واحد كبير |
Çoğalabilen her organizma kendini olabildiğince büyük bir alana yaymaya çalışır. | Open Subtitles | أي كائن حي يعيد الإستنساخ عن طريق نشر نفسه في أكبر منطقة ممكنة |
Seymour, 60'lı yıllarda CalTech'de genler ve davranışlar arasındaki ilişkileri araştırmak için meyve sineğini ilk defa model organizma olarak kullanan kişidir. | TED | سيمور هو أول من استخدم ذبابة الفاكهة في الستينات الميلادية بإعتبارها النموذج الحي في معهد كاليفورنيا للتكنلوجيا لدراسة العلاقة بين الجينات والسلوك |