"ortadan kaldırmak için" - Translation from Turkish to Arabic

    • للقضاء على
        
    • للتخلص من
        
    • لتتجاوزي الطعم
        
    • للتخلّص من
        
    • لإزالة
        
    Bugün görünmezlik salgınını ortadan kaldırmak için harekete geçmekte anlaşalım TED لذلك دعونا نتفق على اتخاذ إجراء اليوم للقضاء على وباء الخفاء.
    Bu, trans bireyleri ortadan kaldırmak için yapılan kasti bir hareketti ve ne ilk ne de sondu. TED كانت هذه محاولة مقصودة للقضاء على المتحولين، ولم تكن الأولى ولا الأخيرة.
    1967 de, WHO (Dünya Sağlık Örgütü) hastalığı ortadan kaldırmak için ciddi bir girişim yaptı. TED عام 1967، شرعت منظمة الصحة العالمية في ما كان برنامج عظيم للقضاء على المرض.
    Kurbanı fark edilmeden ortadan kaldırmak için iyi bir yöntem. Open Subtitles إنها طريقة جيدة للتخلص من الجثة بدون ان يكشف أمرهم
    Tatlılığı ortadan kaldırmak için sana Kaffir kireci gerekiyor. Open Subtitles الليمون الأخضر" هو ما تحتاجينه لتتجاوزي الطعم الحلو"
    Belki o da bu malzemeyi cesetleri ortadan kaldırmak için kullanmak istiyor. Open Subtitles ربّما يريدُ أن يستخدم هذه المادة لكي يتخلّص... للتخلّص من الجثث
    Başkanlık spekülasyonlarını ortadan kaldırmak için yarın koşması gerek, tamam mı? Open Subtitles انها تحتاج للرَكْض غداً لإزالة أي تخمين سحري بخصوص الرئيس، واضح؟
    CIA'in Tahran'da herkesten çok korktuğu bir adamı ortadan kaldırmak için: Open Subtitles للقضاء على الرجل الوحيد الذي تخافه المخابرات في طهران أكثر من أي شخص آخر
    Fakat hayatımın neredeyse tamamını, konuştuğumuz şeyleri ortadan kaldırmak için harcadım. Open Subtitles ولكن سوف أقضي بقية حياتي محاولا للقضاء على الأشياء التي تحدثنا عنها.
    Seni koruyup tehdidi ortadan kaldırmak için sopayı aldım. Open Subtitles ذهبتُ لجلب المضرب لحمايتكِ للقضاء على التهديد.
    Hiç duraksamadan yolsuzluğu ortadan kaldırmak için Başkomiserle işbirliği yaptık. Open Subtitles حسب التوجيه و بناء على تصميم رئيسنا و اصراره على للقضاء على الفساد،
    Cleander da bunun Saoterus'u ortadan kaldırmak için fırsat olduğunu biliyordu. Open Subtitles كان كلياندر يدرك أن هذه هي فرصته للقضاء على سوتوراس
    Osmanlılar Ermeni direnişçileri ortadan kaldırmak için gerekli hazırlıkları yaptı. Open Subtitles اتخذ العثمانيون القرار للقضاء على الأرمينيين المتمردين
    İnsafsızın tekidir, kurbanını ortadan kaldırmak için çevresel zararı hesaba katmadan her yolu deneyecektir. Open Subtitles إنها عديمة الرحمة وسوف تصل لأى مدى مُمكن للقضاء على ضحيتها ، مع عدم مُراعاة لأى أضرار جانبية قد تحدث
    Zar zor kazandığımız parayı hayvan leşini ortadan kaldırmak için düzenleyeceğimiz abartı bir şeye harcamak bence iyi bir fikir değil. Open Subtitles أنا لا أعتقد أنها فكرة جيدة أن نصرف تعبنا ومالنا على بعض الزخرفة الظاهرة للتخلص من جيفة حيوان
    Bunu ortadan kaldırmak için senin vampir polisine ihtiyacım var. Open Subtitles احتاج مساعدة الشرطية مصاصة الدماء للتخلص من هذا المأزق.
    Burası, cesedi ortadan kaldırmak için iyi bir yer. Open Subtitles الآن، هذا مكان جيد للتخلص من الجثة
    Tatlılığı ortadan kaldırmak için sana Kaffir kireci gerekiyor. Open Subtitles الليمون الأخضر" هو ما تحتاجينه لتتجاوزي الطعم الحلو"
    Kurbanlarını ortadan kaldırmak için kullandığını düşünmüştüm. Open Subtitles -نعم توقّعتُ أنّه استخدمه للتخلّص من ضحاياه
    Şu an dünyamızdaki mikroskobik hayatın çoğunu ortadan kaldırmak için uğraşırız. TED ونحن نسعى جاهدين لإزالة معظم الحياة المجهرية في عالمنا الآن.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more