Bunlar Sırp'ın ortadan kaybolduğu gün çekildiler. | Open Subtitles | أخذت هذه الصور في يوم اختفاء الصربي نفسه |
Keith Milner, Tommy Lewis'in ortadan kayboluşundaki tek şüpheli çocuğun yaklaşık yirmi yıl önce bugün ortadan kaybolduğu yerden bir blok ötedeki parkta ölü bulunuyor. | Open Subtitles | LINDSAY: كيث ميلنر، المتهم الوحيد في قضية اختفاء تومي لويس، |
1963'te 70 bilim adamının esrarengiz bir şekilde ortadan kaybolduğu fikri gönüllü olmamalarından kaynaklandığını iddia ediyor. | Open Subtitles | فكرة إختفاء 70 عالماً بشكل غامض عام 1963 توحى بأنهم لم يتطوعوا |
Bridget Kelly'nin sponsorunun ortadan kaybolduğu gece neden Siobhan Martin'in kocası güvenlik kayıtlarını almak istesin ki? | Open Subtitles | لمَ سيودّ زوج (شيفون مارتن) أن يضع يديه على لقطات مُراقبة من ليلة إختفاء راعي (بريدجيت كيلي)؟ |
ortadan kaybolduğu gün komşuları onu sarışın bir kızla konuşurken görmüşler. | Open Subtitles | شاهده الجيران يتحدث مع إمرأة في اليوم الذي اختفى فيه.وهي شقراء. |
Komşumuzun kızı ve iki arkadaşının ortadan kaybolduğu yerde uyandığında hiçbir şey hatırlamadığını mı söyleyeceksin? | Open Subtitles | هل ستقول بأنك لم تتذكّر أيّ شيء قبل أن تستيقظ بنفس المكان الذي إختفت فيه إبنةُ جارك وصديقاتها الإثنتين؟ |
Kızınızın ortadan kaybolduğu gün çalışıyor muydunuz? Hayır. | Open Subtitles | هل كنت تعمل في اليوم الذي اختفت فيها ابنتك ؟ |
Benden şüphelenmenize şaşmamalıyım ama Sadie'nin ortadan kaybolduğu akşam şehir dışında golf turnuvasındaydım. | Open Subtitles | أَحْزرُ بأنّني لا يَجِبُ أَنْ أكُونَ مُفاجئ بأنك تشك بي لَكنِّي كُنْتُ خارج البلدةِ في الليلة التي إختفت فيها سادي في بطولة غولفِ |
Çocukların ortadan kaybolduğu noktalarda enerji kalıntıları var. | Open Subtitles | هناك آثار طاقة متبقية في الأماكن التي اختفى فيها هؤلاء الأطفال |
Elbette en belirginiyse Simon'ın ortadan kaybolduğu günün ertesi günü bize bir demet çiçek geldi. | Open Subtitles | أكثرها سطوعاً، هي أنه بعد يوم من اختفاء (سايمون) استلمنا باقة من الأزهار |
Ali'nin ortadan kaybolduğu yaz boyunca kafası güzel gezdi. | Open Subtitles | (لقد كان يثمل طيلة الصيف أثناء اختفاء (الي |
Whealen'in ortadan kaybolduğu gece ile ilgili başka birşey bilmiyor musunuz? | Open Subtitles | ألا تذكر أي شيء آخر بشأن ليلة اختفاء (غلوري ديز)؟ |
Çünkü Whealan'ın ortadan kaybolduğu gece öyle bir yerdeymiş | Open Subtitles | المكان عينه الذي كان به ليلة اختفاء (ويلان) |
Paula ortadan kaybolduğu gece nerdeydin? | Open Subtitles | أيـن كنت ليلة إختفاء (بـولا) ؟ |
Bu resim Stagg'ın ortadan kaybolduğu gece çekilmiş. | Open Subtitles | هذه تم إلتقاطها في ليلة إختفاء (ستاغ) |
Oğlunuz ortadan kaybolduğu gün bir banka soygunu oldu. | Open Subtitles | باليوم الذي اختفى فيه، كان هناك سطواً على البنك. |
- Araba kazası. Karısı, 1987 yılında ölmüş, tam da ortadan kaybolduğu vakit. Ben de ayarlanmış kazayı gördüğüm an anlarım. | Open Subtitles | ماتت عام 1987، نفس العام الذي اختفى فيه، وأنا أعرف الحادث المُلفق، عندما آراه |
Geirmundur'la tartışıyordunuz. ortadan kaybolduğu gün. | Open Subtitles | أنت و(كوريمندر) تتجادلون في اليوم الذي اختفى فيه |
Ve geminin ortadan kaybolduğu gün O da Smallville'den ayrıldı. | Open Subtitles | (وقد إختفى من (سمولفيل في نفس اليوم الذي إختفت فيه السفينة |
- ortadan kaybolduğu andan itibaren bütün bölge didik didik aranmış. | Open Subtitles | الذي اختفت منه هذه المنطقة فحصت كلها |
Agatha Christie'nin ortadan kaybolduğu tarih. | Open Subtitles | إنه اليوم الذي اختفت فيه (أغاثا كريستي) |
Ben pazarlamanın Einstein'ıyımdır. Demek ortadan kaybolduğu gece Kim'i gördün, öyle mi? | Open Subtitles | إذاً, رأيت (كيم) في الليلة التي إختفت فيها؟ |
Öyle düşünebilirler, ama adamın ortadan kaybolduğu gece, ...I-10'dan bir kadın, yakınlarda garip bir ateş görmüş. | Open Subtitles | قد يعتقدون أنهم كذلك، ولكن على الليلة التي اختفى فيها جورج كيرنز امرأة على طريق آي-10 شهدت نارا غريبة في حقل مجاور |