"ortadoğu'daki" - Translation from Turkish to Arabic

    • في الشرق الأوسط
        
    • في الشرق الاوسط
        
    Ortadoğu'daki en yakın dostumuz İsrail, hem de Beyrut'a 20 dakikalık bir mesafede. Open Subtitles أسرائيل هي أفضل صديقة لأمريكا في الشرق الأوسط وهي مسافة 20 دقيقة فقط من بيروت
    Bu iki şehrin kaybedilmesi Ortadoğu'daki Osmanlı otoritesine ciddi bir darbe indirmişti. Open Subtitles خسارة المدينتين كانت ضربة حادّة للسلطة العثمانيّة في الشرق الأوسط
    Bana Hindistan'daki depremi ya da Ortadoğu'daki bombaları göstermiyor, bu şehirde, elimden bir şey gelebilecek yerleri gösteriyor. Open Subtitles هي لا تريني زلزال في الهند أو قنبلة ما في الشرق الأوسط بل هنا في المدينة وبالتالي أستطيع أن أساعد
    Arapça bilen bir istihbarat subayıymış, Ortadoğu'daki kaynaklarla çalışıyormuş. Open Subtitles كان ضابط إستخبارات يتحدث العربية، يعمل في الشرق الأوسط.
    Bu deneyim, Ortadoğu'daki diğer Müslüman ulusların çok yakın zamana kadar sahip olmadığı birşeydi. TED وهذه التجربة .. لم تعيها الكثير من المجتمعات الاسلامية في الشرق الاوسط حتى قريبا جدا
    Onu sürekli Ortadoğu'daki tehlikeli bölgelere tayin ettiler. Open Subtitles إستمروا بتعيينه في أماكن خطرة في الشرق الأوسط.
    Ama başkanımızın, Ortadoğu'daki barış ve istikrarı sabit tutma yönünde büyük arzuları var. Open Subtitles على اي حال, سوف اشدد على رغبة الرئيس القوية للسلام والإستقرار في الشرق الأوسط
    Ben Ortadoğu'daki giydiği uygunsuz kıyafet yüzünden hapse düşen, bayan diplomatlardan bahsediyorum. Open Subtitles أنا أتحدث عن الدبلوماسيّين النساء في الشرق الأوسط التي ينتهي بها المطاف في السجن لانها ترتدي ملابس غير مناسبة
    Ortadoğu'daki silah sistemleri de cihaza karşı savunmasız olabilir. Open Subtitles قد تكون أنظمة الأسلحة في الشرق الأوسط معرضة لخطر جهاز التجاوز.
    - Ortadoğu'daki askeri varlığımızla ilgili. Open Subtitles حول وجود قواتنا العسكرية في الشرق الأوسط أجل؟
    Ortadoğu'daki bir bankaya ayda binlerce dolar neden gönderdiğinizi açıklayabilirseniz sorun yoktur. Open Subtitles ليس إن قمتِ بتفسير لم قمت بتحويل آلاف الدولارات شهرياً لمصرف في الشرق الأوسط..
    Gerçek şu ki, babamın sahibi olduğu bir şirket Ortadoğu'daki bir şirketle birleşmek üzere. Open Subtitles الحقيقةأنشركةأبي ... على وشك الدمج مع شركة في الشرق الأوسط
    Domuzlar bunu sırf Ortadoğu'daki petrol kaynaklarını...kes şunu! Open Subtitles -أنهم ليسوا أصدقاء للشعب ! هؤلاء الخنازير يريدون السيطرة على حقول النفط في الشرق الأوسط
    Ortadoğu'daki suçlulara para verildiği devlet sırrı değil ki. Open Subtitles الدفع للمجرمون في "الشرق الأوسط" ليس سراً حكومياً.
    Ortadoğu'daki bir bankadan havale yapılmış. Open Subtitles تم تحويل المال من مصرف في الشرق الأوسط.
    Bu, Ortadoğu'daki bir uzay filmi. Open Subtitles إنه فيلم فضائي في الشرق الأوسط
    Ortadoğu'daki bir savaşı daha önleyen tek kaynağı korurken öldüler. Open Subtitles لقد ماتا وهما يحميان مصدرا قيّما يمكن أن الشيئ الوحيد الذي يحول دون وقع حرب أخرى في (الشرق الأوسط).
    Ama bu aynı zamanda, Kızıl Tugaylar'la, daha sonra da Ortadoğu'daki El Zerkavi gibi diğer grupların üyeleriyle konuşurken, herkesin neden ideoloji ve politika konuşmaktan kaçındığını da açıklıyor. TED لكن ذلك يشرح لماذا , عندما كنت في مقابلة مع جماعة الألوية الحمراء , و بمرور الوقت , بعض المنظمات المسلحة , من ضمنها أعضاء في جماعة الزرقاوي في الشرق الأوسط , كلهم كانوا منغلقين بشدة للحديث عن أي مذهبية أو سياسة .
    John Summers CIA'in Ortadoğu'daki en iyi saha ajanıydı. Open Subtitles جون سمرز كان افضل العملاء الميدانيين السي آي ايه في الشرق الاوسط
    Ortadoğu'daki herhangi bir tehdit veya saldırıya karşılık verme gücümüz açığa çıktı Open Subtitles قدرتنا على تحمل اي هجوم في الشرق الاوسط قد تعلقت

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more