"ortalığı" - Translation from Turkish to Arabic

    • بالتنظيف
        
    • بالمكان
        
    • بفوضى
        
    • جلبة
        
    • في القضية
        
    • عارمة
        
    • أن يتغوطوا
        
    • نتعصبُ كثيرًا فيما
        
    • وتبدا في اثارة
        
    • في إحداث
        
    • لا تود أن تسفك الكثير
        
    • الديزلَ
        
    Bu yüzden, benim ortalığı toparlamam gerekiyor ve gitmeni istemek zorundayım. Open Subtitles أنا أتوقـّع قدوم أحدهم، لذا، يجب أن أقوم بالتنظيف وأطلب منك الرحيل
    Bu insanlar buraya gelir, banyo yapar, ortalığı batırır, tuvalet kağıdını çalar. Open Subtitles هؤلاء الناس يدخلون لهناك، يستحمّون ويعيثون بالمكان فساداً، ويسرقون محارم المرحاض
    Yani adamımız görünmekten çekinmiyorsa kaçarken ortalığı karıştırmaktan da korkmaz. Open Subtitles مما يعني أن رجلنا لا يبالي إذا رآه أحد، فأنه لا يخشى القيام بفوضى عند هروبه.
    Sen ortalığı kızıştırmak istedin diye... ben bu salak işi yapıyorum. Open Subtitles كُلّفتُ بهذه المُهمّة لأنك أردت إحداث جلبة
    ortalığı karıştıran bir avukat var. Open Subtitles هناك محامية دخلت في القضية
    ortalığı temizlemeye bile tenezzül etmemişsin anlaşılan. Open Subtitles وسط فوضى عارمة, خلقتها أنت أعتقد أنه لا يوجد تنظيف لذلك
    Bazen ortalığı birbirine katmak zorunda işte. Open Subtitles سترجع إليك يجب على الفتيات أن يتغوطوا على شيء ما
    Doğru, gizli kapaklı eşcinsel ilişkiler için ortalığı ayağa kaldırmayız. Open Subtitles صحيحٌ أننا لا نتعصبُ كثيرًا فيما يتعلق تجاه مضاجعة الفتيان,ولكن...
    Her zaman onlardan sonra ortalığı temizleyeceğimi düşünecekler. Open Subtitles سيعتقدون بأني سأكون هناك دائماً للقيام بالتنظيف وراءهم
    Yapabileceğimiz tek şey, DIS'in kurtarma operasyonunu yapmasını bekleyip, ortalığı toplamak. Open Subtitles نحن فقط يمكننا الإنتظار حتى يتموا أعمالهم ويغادروا بسلام ثم نقوم بالتنظيف
    İyi biri olduğundan ortalığı hep sen topluyorsun. O da bir zahmet ağzına alıversin. Open Subtitles وانت تقوم بالتنظيف, لأنك شخص طيب أقل ما تفعله هو أن تلعق لك.
    Biz de burada ortalığı dağıtmak için kaldık... çünkü düzenlediğimizde sen çok kızmıştın. Open Subtitles ونحن بَقينَا هنا ..لنعَبَث بالمكان. لأنك كنت حزينه جداً عندما نظفناه.
    Orada ortalığı karıştırmışsın gibi görünüyor. Dışardan bakan biri olarak bunu kullanabileceklerini söyleyebilirim. Open Subtitles يبدو أنك تفكرين بالمكان هنا ، من منظر المكان فسأقول أنهم يمكنهم الإستفادة من هذا
    Bu arada, askerlerin dün ortalığı talan ettiler. Open Subtitles وبينما نحن بصدد هذا تسبب جنودك بفوضى عارمة البارحة
    - ortalığı berbat ettim, üzgünüm. Open Subtitles ـ آسفة لقد تسببت بفوضى ـ لا بأس
    Bir şey diyeyim mi, o çocuktaki hitabet bende olsa ortalığı ayağa kaldırırdım. Open Subtitles لو كنت أتمتّع بموهبته في الكلام لأحدثت جلبة
    Hatta motor az biraz arıza yapınca ortalığı velveleye veriyor. Open Subtitles حتى إنه يثير جلبة كبيرة كلما كان هنالك خلل بسيط بالمحرك
    ortalığı karıştıran bir avukat var. Open Subtitles هناك محامية دخلت في القضية
    Söylememe gerek yoktur herhalde ama ortalığı fena batıracaksın. Open Subtitles ولا يجب أن أخفي عنك أنك في طريقك للتسبب فوضى عارمة
    Bazen ortalığı birbirine katmak zorunda işte. Open Subtitles يجب على الفتيات أن يتغوطوا على شيء ما
    Doğru, gizli kapaklı eşcinsel ilişkiler için ortalığı ayağa kaldırmayız. Open Subtitles صحيحٌ أننا لا نتعصبُ كثيرًا فيما يتعلق تجاه مضاجعة الفتيان,ولكن...
    Öylece New Bern'e gidip ortalığı dağıtamazsın. Open Subtitles لايمكنك الذهاب فقط الي برن الجديدة . وتبدا في اثارة البلبة هناك
    Erkeklerin ortalığı karıştırma becerisi beni her seferinde şaşırtıyor. Open Subtitles تذهلني دائماً موهبة الرجال في إحداث الفوضى
    ortalığı kana bulamak yerine bir çözüm bulalım. Open Subtitles إنّك لا تود أن تسفك الكثير من .الدماء على قمامتك البيضاء
    Baudji, ortalığı toparlamam gerekiyordu. Open Subtitles ابي أنا كُنْتُ أَمْلأُ الديزلَ.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more