"ortamdan" - Translation from Turkish to Arabic

    • البيئة
        
    Elbette, oğlum çevresindeki dilden zengin ortamdan öğreniyor, ama o ortam da ondan öğreniyor. TED بالطبع، ابني يتعلم من بيئته اللغوية، و لكن هذه البيئة تتعلم منه أيضا
    Eğer onları yaratabilir,tasarlayabilirsek, ya da doğal bir ortamdan çıkarabilirsek, onlar sayesinde vücudun kendini iyileştirmesini sağlayabiliriz. TED إذا استطعنا اختراع وتصميم المواد أو استخراجها من البيئة الطبيعية فسيكون بإمكاننا أن نستخدمها في تحفيز الجسد لعلاج نفسه
    Bunlardan biri, her bir midyenin savrulmaya ve o ortamdan gelebilecek tüm zararlı özelliklere daha az maruz kalması. TED وأحد هذه المزايا هي أن أي واحد منها يتعرض إلى أقل قدر من الاضطراب أو أي عوامل ضارة يمكن أن تحدث في تلك البيئة.
    Öyle görünüyor ki seni bu ahlaka aykırı ortamdan uzaklaştırmamın görevim olduğunu düşünüyor. Open Subtitles وبدى أنه يشعر أن إخراجك من هذا المكان وهذه البيئة الغير مفيدة من واجبي
    Geri-bildirim, ortamdan ona en uygun olan mutasyonlar lehine gelir. Open Subtitles التغذية العكسية مصدرها البيئة المحيطة والتى تفضل التغيرات المناسبة حسب الظروف
    Ve işte; çocuklar ortamdan uzaklaşmış oldu. Open Subtitles وبهذا، تمّ الأمر، الأولاد خارج هذه البيئة.
    Çocuklarımızı bu korkunç ortamdan nasıl kurtaracaksın? Ne yapacaksın? Open Subtitles لأني لا اسمع حلًّا لمشكلتك. كيف ستنقذين أولادنا من هذه البيئة الفظيعة؟ ما أنتِ مقدمة عليه؟
    Bulunduğu ortamdan yararlanmaya adapte olmuş çok başarılı bir avcı 17 metrelik bir deve evrilmiştir. Open Subtitles مفترس تكيّف لاستغلال البيئة بنجاح كبير تطوّر لعملاق بطول سبعة عشر مترًا
    Bence bir görevi yapmaya çalışıyordu ve içine düştüğü siyasi ortamdan dolayı kendisini korumaya çalışıyordu. Open Subtitles اعتقد انه كان يحاول تنفيذ واجبه وكان يحاول حماية نفسه بسبب البيئة السياسية
    Eğer bu köprüyü kurarsanız ve dış ortamdan uzaklaştırırsanız, o zaman bu köprüyü yaratabilirsiniz ve hücreler vücudunuzda yenilenerek bu köprüden geçip yolunu bulabilir. TED إذا بنيت هذا الجسر و ابقيته بعيدا عن البيئة الخارجية, اذا اوجدت هذا الجسر تستطيع الخلايا التي تقوم بالتجدد داخل الجسم أن تعبر هذا الجسر و تكمل الطريق.
    Genetik olarak hasarlı kişileri Eşik'teki zehirli ortamdan kurtarıp Chicago gibi güvenli bir yere koyarsak zamanla insan geni kendini iyileştirebilir. Open Subtitles إذا كنا نستطيع إنقاذ الناس التالفة وراثيا (من البيئة السامة في ال(فرنج (ووضعهم في مكان آمن مثل (شيكاغو

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more