| Bahse girerim, daha önce bir erkekle Otel yatağında oturmamışsındır? | Open Subtitles | أراهنك أنك لم تجلسى أبداً على فراش فندق مع رجل |
| Küçük güzel çocuk, bu şehirde iyi bir Otel var mı? | Open Subtitles | هل يوجد فندق جيد هنا في هذه البلدة ايها الصبي الجميل؟ |
| Şehir merkezinde bir Otel yandı, 211 kişi öldü, kurtulan olmadı. | Open Subtitles | حريق فى فندق بنتصف المدينة مات 211 و لا يوجد ناجون |
| Nixon bir Otel odasına gizlice girerek düştü. Oraya girmem. | Open Subtitles | اقتحام غرفة فندق بالضبط كيف نزلتي نيكسون انا لا ادخل |
| Aslında İsveç'te bir Otel için dizayn ettiğimiz bir binaya benziyordu. | TED | في الحقيقة كان يبدو كالمبنى الذي صممناه للفندق في شمال السويد |
| Sadece açgözlülükten. Kampta bir Otel eksilse oda sayısı azalırdı. | Open Subtitles | جشع بسيط ينقص فندق في المخيم يحدث نقص في الغرف |
| Bize acil kalacak bir yer lazım. Otel filan olmaz. | Open Subtitles | إننا بحاجة لمكان نبقى به لا يمكن أن يكون فندق |
| İnan bana, burayı Los Angelas'taki en güzel Otel yapacağım. | Open Subtitles | ثق بي , سأحوّل هذا المكان لأفضل فندق بلوس انجلوس |
| Yani sırf dergini okuyabilesin diye bir Otel odası mı tuttun? | Open Subtitles | اذا لقد اشّرت على غرفة فندق فقط لتقرأ المجله هناك ؟ |
| Seni Roma'ya götüreyim o zaman İspanya steplerinin üzerinde harika bir Otel biliyorum. | Open Subtitles | حسنا ، سآخذك إلى روما أعلم فندق رائع هناك بأعلى من الخطوات الاسبانية |
| Birisi, bir Otel odasında fotoğraflarını çekmiş ve sen hap kullanıyorsun. | Open Subtitles | شخص ما التقط صور لك في غرفة فندق وأنت تتعاطى المخدّرات |
| Beni yanlış anlama, çok güzel bir Otel ama ölü bir yer. | Open Subtitles | لا تسيء فهمي, إنه فندق رائع ولكن, أتعلم إنه نوعاً ما ميت. |
| Fas'ta bir Otel almak istedim ama bu çok eşcinselce! | Open Subtitles | كنت أرغب بشراء فندق في المغرب لكن هذا شاذ جداً |
| Bu sorundan kurtulmak için bir otobüse atlayıp bir Otel bulmaya gidecektik. | Open Subtitles | إسمع، كنا نأخذ الحافلة لنجد فندق في مكاناً ما لنفكر في الأمور. |
| Cannon'ın bir Otel odasında bir öğrenci ile görülmesi kovulması için yeterli olmalı | Open Subtitles | مجرد القدوم لمقابلة طالب في غرفة فندق لابد أن يكون كافيا لطرد كانون |
| Otel müdürü olarak, senden bana o filmden bahsetmemeni istemek zorundayım. | Open Subtitles | كمدير فندق علي أن أطلب منك عدم ذكر هذا الفيلم لي |
| Portland'da bir Otel odasında tek başına, arkadaşsız, yalnız başına oturmak... | Open Subtitles | جالسا في غرفة فندق في بورتلاند بمفردك تماما، بلا أصدقاء، وحيدا |
| Aynı ismi kullanarak kredi kartını kullanmış dün bir Otel odası ayarlamış. | Open Subtitles | ثمّ إستخدمت بطاقة إئتمان تحت نفس الاسم البارحة لحجز غرفة في فندق |
| Yani başka bir Otel hırsızlığının arkasında da o vardı? | Open Subtitles | إذاً, فقد كان وراء عملية سرقة في فندق آخر أيضاً؟ |
| Böylece bu gece rahatsız, pis Otel yastıklarında rahat uyuyabilirler. | Open Subtitles | بذلك يمكنهم النوم هنيئاً الليلة على الوسائد القاسية للفندق الرخيص |
| Burada adresler, Otel onayın ve programın var. | Open Subtitles | الموافقة، هنا إتّجاهاتكَ، تأكيد فندقِ وجدول. |