| O otelde bir gece daha kalmaya dayanabilir miyim bilmiyorum. | Open Subtitles | لا أعرف ان كان يمكنني تحمل ليلة اخرى في الفندق |
| Hadi ama, otelde "Bir Gecede Oldu" filmini izlediğimizde ne kadar hoştu hatırlasana. | Open Subtitles | هيا هل تتذكرين كم هذا رائع في الفندق نشاهد هذا يحدث مرة واحدة |
| otelde bir olay sonucu tansiyonunun çıktığını söyledim. | Open Subtitles | أخبرتها بأن ضغط دم الرئيس قد ارتفع جداً بعد حادثة صغيرة في الفندق |
| Üzgünüm, burada kalamazsınız. otelde bir bomba var. | Open Subtitles | آسف، لا تستطيع البقاء هنا سيدي هناك قنبلة في الفندق |
| Üzgünüm, burada kalamazsınız. otelde bir bomba var. | Open Subtitles | آسف، لا تستطيع البقاء هنا سيدي هناك قنبلة في الفندق |
| O otelde bir gece daha dayanabilirmiyim bilmiyorum. | Open Subtitles | لا اظن أنني أستطيع احتمال ليلة أخرى في الفندق |
| Bekleyip otelde bir ceset bulabilecek miyim ona bakacağım. | Open Subtitles | سأنتظر وأرى إن عثرت على جثة في الفندق أولاً |
| otelde bir kadın ceseti buldum tam da senin fotoğrafını çektiğin yerde. | Open Subtitles | عثرت على جثة امرأة في الفندق, مباشرة في نفس المكان الذي التقطتِ فيه الصور |
| Adam bu otelde bir yerde çünkü bütün çıkışlar tutuldu. | Open Subtitles | انه في مكان ما في الفندق لان كل مخارج الفندق مغطاة |
| Hafta sonu, otelde bir düğün daha mı var? | Open Subtitles | أحدهم دخل للتو. هل هناك زفاف آخر في الفندق بنهاية الأسبوع؟ |
| Kesinlikle 2 tek yatak, çünkü otelde bir karışıklık olmuş da. | Open Subtitles | إنها بالتأكيد غرفة ذات سريرين منفردين التي حجزنها، هناك بعض الخلط في الفندق |
| Demek ki, olay sırasına göre karınla otelde bir tartışma yaşadın. | Open Subtitles | إذاً, فطبقاً للخط الزمني, فقد قمت بالمشاجرة في الفندق مع زوجتك... |
| otelde bir öğle yemeği toplantısı vardır belki. | Open Subtitles | لو كان عليّ أن أخمِّن، فقد تناول غداء عمل في الفندق |
| Eğer otelde bir süre takılmak istiyorsan... takılabilirsin. | Open Subtitles | ..إذا أردت أن تبقى في الفندق لفترة فبإمكانك البقاء |
| otelde bir zamanlar Victor adında bir kapıcı varmış. | Open Subtitles | وكان هناك بالفعل بواب في الفندق يدعي فيكتور |
| O da annenin çalıştığı otelde bir buluşma ayarladı. | Open Subtitles | لذا قابلتهم في الفندق حيث عملت والدة الفتى |
| Senyor, otelde. Bir yabancı geldi oraya. | Open Subtitles | في الفندق سيدي أتى أحد الغرباء الى هناك |
| Bu sabah otelde, bir şiir okuduğunuzu duydum. | Open Subtitles | سمعتك تلقي قصيدة في الفندق اليوم. |
| Bu gece için otelde bir oda kiraladım. | Open Subtitles | اه , لقد حجزت غرفة في الفندق لليلة |
| Ona otelde bir iş bulabilirim. | Open Subtitles | -يمكنني أن أعثر له على وظيفة مناسبة في الفندق |