"otoriter" - Translation from Turkish to Arabic

    • متسلطة
        
    • صارمة
        
    • مستبدة
        
    • متسلط
        
    • السلطوية
        
    • الاستبدادية
        
    • المستبد
        
    • متغطرسة
        
    • متسلطاً
        
    • تغلغلت
        
    • السيطره
        
    • مُتسلّطة
        
    • الإستبدادية
        
    • الدكتاتورية
        
    • المستبدة
        
    Kadın olduğun için otoriter ve kontrollü diyorlar. Open Subtitles هم يقولون عليك متسلطة ومتحكمة لإنك امرأة
    otoriter bir baba olmazsa, genç bir adam her an hapse bile girebilir. Open Subtitles بدون شخصية أبوية صارمة يمكن للشاب أن يكون مصيره السجن
    Bazen çok otoriter olduğunu söylesem bir sır açıklamış sayılmam herhâlde. Open Subtitles ولكن لا أظنني سأبوح بسرّ إن قلت إنها أحياناً قد تكون مستبدة.
    Ebeveynlik tarzımız için hangisi daha uygun sence önleyici, otoriter, ya da demokratik? Open Subtitles مالذي تقولينه عن طريقة تربيتنا أهو تحفظي، أو متسلط أو ديموقراطي ؟
    Eğer toplumun gözetlenmesinden ya da zorba devletten bahsediyorlarsa otoriter bir şeyi tanımlıyorlardır ama bunun Orwellci olduğu kesin değildir. TED أما إذا كانوا يتحدثون عن مراقبة الجماهير والحكومات المستبدة، فإنهم يتحدثون عن السلطوية وليس الأورويلية.
    İşin acı kısmı şu ki biz, gözetlemeye dayalı bu otoriter altyapıyı yalnızca insanların reklamlara tıklaması için geliştiriyoruz. TED وهنا تكمن المأساة: نحن نبني هذه البنية التحتية من المراقبة الاستبدادية فقط لنحمل الناس على أن يضغطوا على الإعلانات.
    Ve insanlar kendi kendilerine düşündüler, "İkinci senaryoyu yaşamaktansa belki de içinde bulunduğumuz bu otoriter düzene katlanmalıyız." TED عندھا، اعتقد الناس أن الأفضلَ لھم أن يتعايشوا مع ھذا الوضع المستبد عوضَ أن يعيشوا السيناريو الآخر.
    Tamam, biraz otoriter davranabilirim ama ben bu anılarımızı hatırlamak istiyorum. Bu gece gibi. Open Subtitles حسناً ، ربما كنت متسلطة قليلاً ، لكن أريد فقط أن أتذكر تلك الأوقات
    Bazıları çok otoriter ve kontrollü olduğumu söylüyor. Open Subtitles بعض الناس يقول عني متسلطة ومتحكمة
    Çok otoriter bir Çinli hanımla evlendim. Open Subtitles لقد تزوجت إمرأة صينية متسلطة للغاية
    Biraz tuhaftı ama oldukça otoriter ve disiplinli bir tarikattı. Open Subtitles غريبة قليلاً، لكنّها صارمة ومُنضبطة للغاية.
    Bazıları beni fazla otoriter bulabilir tabii. Open Subtitles بعض الناس قد يجدوني صارمة جداً
    Bazen çok otoriter olduğunu söylesem bir sır açıklamış sayılmam herhâlde. Open Subtitles ولكن لا أظنني سأبوح بسرّ إن قلت إنها أحياناً قد تكون مستبدة.
    otoriter bir anne, aday olan oğlunu bilinçsiz bir suikastçıya dönüştürüyor. Open Subtitles أم مستبدة تشكل إبنها المرشح إلى قاتل من دون درايته.
    Burada biri çok otoriter ve ben ona feci gıcığım. Open Subtitles شخص ما هنا متسلط كثيراً وانا مزعجه كثيراً منها
    Zaman geçtikçe, giderek artan otoriter politikaları destek kaybetti ve güneye karşı olan rakipleri güçlendi. TED بمرور الوقت، فقدت سياساته السلطوية المتزايدة الدعم، وقوّت شوكة خصوم القسم الشمالي.
    Bu sadece otoriter hükûmetlerin yaptıklarından dolayı değil. TED وهذا ليس فقط بسبب الإجراءات الاستبدادية للحكومات
    Ferris sadece Cameron'ın otoriter babasına karşı duramayışının acizliği için bir koruma. Open Subtitles فيريس هو مشروع قدرة كاميرون على الوقوف بوجه والده المستبد
    "Eminim ne zaman bir otoriter... eleştirmen ya da davetsiz misafir olduğunun farkında bile değilsindir" Open Subtitles أنا متأكدة من أنكِ لم تنتبهي عندما أصبحت ناقدة متغطرسة وفضولية
    Ernie Bevin... otoriter, dogmatik, ve hatta zalim, acımasız. Open Subtitles كان (أيرن بيفن) شخصاً متسلطاً طاغيه، ويمكن أنه كان شديد القسوه
    Bence otoriter kadın onu gerçekten rahatsız etti. Open Subtitles أعتقد أن تلك المرأة السادية تغلغلت قليلاً داخل جلده
    Gürültücü olabilirim. Bazen de biraz otoriter. Open Subtitles قدّ يكون صوتي مُرتفع، وببعض الأحيان أكون مُتسلّطة.
    Ayrıca devrimin yayılmasından endişe duyan diğer ülkelerdeki otoriter hükûmetlerin dikkatini de çekti. TED وأيضاً جذب الأنتباه الى الحكومات الإستبدادية في بعض الدول التي كانت قلقة من انتشار الثورة.
    Dinamik açıdansa yönetim zaman içinde değişti daha az otoriter, daha fazla demokratik oldu. TED والمتحرك, أن النظام السياسي تغير عبر الزمن ليقلص تدريجياً من سماته الدكتاتورية ويكتسب سمات ديمقراطية.
    otoriter rejimlerin istikrar ve güvenlik anlayışı terorizm, şiddet ve yıkım dışında hiç bir şey yaratamaz. TED إن أمن واستقرار الأنظمة المستبدة لا يوجد سوى الإرھاب والعنف والدمار.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more