Tekrar kucağıma oturabilirsin ve sana güzelce bir destek vereceğim. | Open Subtitles | يمكنك الجلوس على ركبتي مجدداً، و سوف أمنحك انتعاشاً لطيفاً. |
Ya da istersen onlar evin güvenli olduğunu söyleyene kadar oturabilirsin. | Open Subtitles | أم تريد الجلوس أو أنك بإنتظار أن يخبروك أن المنزل آمن |
Çok da güzelmiş. Sıkılana kadar orada oturabilirsin. | Open Subtitles | انها جيدة حقًا لا اهتم، بامكانك الجلوس هنا حتى تنفجر غضبًا |
- Güvende olduğun sürece oturabilirsin... - ...umurumda değil ama gelmiyorsun. | Open Subtitles | يمكنك أن تجلس او تقف مادمت بامان لايهمني لكنك لن تأتي |
Okul takımındaysan ya da amigoysan buraya oturabilirsin. | Open Subtitles | يجب أن تكوني لاعبة أو مشجعة، حتى تجلسي هنا |
Burada konuşmadan oturabilirsin. Ama seanslarımız sen konuşana kadar başlamayacak. | Open Subtitles | يمكنك الجلوس هنا و عدم التحدث لكن جلساتنا لن تبدأ... |
İstersen benimle, yani arkadaşın, meslektaşın ve ev arkadaşınla oturabilirsin ya da seks yapma ihtimalinin olduğu abartılmış bir bilim insanıyla. | Open Subtitles | أو يمكن الجلوس مع عالمة مغالية في التقييم قد تمارس الجنس معها |
Şuraya oturabilirsin. Tamam. Hey, sana sadece şunu söyleyebilirim ki şu ana kadar yeni kız bendim. | Open Subtitles | يمكنك الجلوس هناك مرحبا ، يمكنني أن أقول لك أني كنت جديدة |
Sen de benim iki yüzlü olduğumu düşünüyorsan o zaman betonun üzerinde oturabilirsin. | Open Subtitles | وإن اعتقدت أني منافقة إذاً فبإمكانك الجلوس على الأرض |
10 dolara kucağıma bile oturabilirsin. | Open Subtitles | مقابل 10 دولارات يمكنكِ الجلوس على حضني أيضاً |
- Ortamı rahatlatmak isterim. - İstersen yanıma oturabilirsin. | Open Subtitles | ـ أحب أن أكون شخص مُساعد ـ أجل، يُمكنك الجلوس بقربيّ إن شئت |
oturabilirsin, yatabilirsin, ayakta duyabilirsin köşede sallanabilirsin. | Open Subtitles | بإمكانك الجلوس , و الإتكاء و الوقوف كــ صخرة لطيفة بالزاوية |
İstersen aileden birisi ölmüş gibi oturabilirsin. | Open Subtitles | اسمع يمكنك الجلوس هناك والتظاهر بان احد افراد العائلة قد توفى |
Tamam dostum, bozulma hemen. İstiyorsan öne oturabilirsin. | Open Subtitles | .أهدأ يا صاح .إن كنت تريد الجلوس بالأمام، فلك ذلك |
Hayır sen konuğumuzsun, istediğin yere oturabilirsin. | Open Subtitles | لا, أنتِ ضيفة, تستطيعين الجلوس في أي مكان ترغبينه. |
Sen de oturabilirsin, tabi ceketimi üstüne asmamı istemiyorsan. | Open Subtitles | قد الجلوس فضلا أسفل, إلا إذا تريد مني أن يعلق على سترتي لك. |
Burada küçük düşlerinin içinde oturabilirsin, süslü dünyanda.. | Open Subtitles | يمكنك أن تجلس هنا في مكانك الصغير تحلم بالعالم الخيالي |
Şimdi, eğer yanlış bir şey yapmaktan korkuyorsan biraz sakinleşene kadar bir süre oturabilirsin burada. | Open Subtitles | الآن إذا شعرت بأنك خطر على نفسك يمكنك أن تجلس لمدّة بضع دقائق حتى تبدو هادئا بما فيه الكفاية للذهاب |
Hey, bebeğim! Buraya gelsene! Motorumun üstüne oturabilirsin. | Open Subtitles | ياصغيرتي تعال هنا يمكنك أن تجلسي على دراجتي |
- Geç değil Biraz daha oturabilirsin | Open Subtitles | لم يتأخر، فقط إجلسي أو قومي بعمل شئ |
Eğer arkadaş istersen, belki bana uğrayabilir ve benim evimde kıçının üstüne oturabilirsin. | Open Subtitles | إذا أردتي بعض الرفقة ربما يمكنك المجئ إلى شقتي والجلوس على مؤخرتك هناك |
Kurulumuza gelip bizimle oturabilirsin. Benim isteğim de bu. | Open Subtitles | ستاتي الى مجلس القبيلة وتجلس معنا انها رغبتي |
oturabilirsin. | Open Subtitles | أنت قَدْ تُجلَسُ. أيها السيدات والسادة، |
Fıskiyede onun yanında oturabilirsin. | Open Subtitles | أنت يمكنك أن تجلسى بجانبه تماما عند النافورة |
Günün adamının yanına oturabilirsin. | Open Subtitles | أنت يُمْكِنُ أَنْ تَجْلسَ مِن قِبل رجلِ الساعةِ. |