"oturan bir" - Translation from Turkish to Arabic

    • كان يعيش
        
    • يجلس في
        
    • الذي يجلس على
        
    Daha önce binada oturan bir adam, devamlı bize bebeği ne zaman göreceğimizi soruyor. Open Subtitles رجل كان يعيش في البناية يتصل بنا لكي نرى الطفلة
    Daha önce binada oturan bir adam, devamlı bize bebeği ne zaman göreceğimizi soruyor. Open Subtitles رجل كان يعيش في البناية يتصل بنا لكي نرى الطفلة
    Lisedeki en iyi arkadaşım, Avustralya'ya gitmişti galiba Canberra'ydı ve Amerika'daki evinin iki sokak ötesinde oturan bir çocukla tanışmıştı. Open Subtitles مثل صديقتي في الثانوية عندما ذهبت إلى استراليا التقت برجل كان يعيش على بعد شارعين من منزلها في أمريكا
    Onun beni ek odada oturan bir müşteri servis vekili olarak düşünmesini istemiyorum. Open Subtitles ولا أريده أن يعتقد أنني مجرد مندوب خدمة عملاء والذي يجلس في الملحق الخلفي
    Muhtemelen şu anda dışarda oturan bir suikastçıya silahı teslim ediyordu. Open Subtitles إنه كان يوصل المسدس إلى قاتل محترف و الذي على الأرجح يجلس في الخارج الآن
    Ama tüm gün oturan bir tiryaki söz konusu olunca "Defol git buradan." derler. Open Subtitles لكن المدخن الذي يجلس على الطاولة طوال اليوم يحصل على الساندوتشات الحارة
    O şezlongta oturan bir avuç deri ve kemik torbasısın. Open Subtitles الذي يجلس على الكرسي فقط عظام وجلد
    Eskiden bu caddede oturan bir adam hatırlıyorum. Open Subtitles أذكر رجلا كان يعيش في هذا الشارع
    Burada oturan bir kız vardı. Open Subtitles نحن نبحث عن شخص كان يعيش هنا
    Ama cazibeli kocasının, bir anda işsiz güçsüz evde oturan bir adama dönüşmesinden hoşlanmayacaktır. Open Subtitles ربما، لكنها لن تستمتع بتحول زوجها الرائع البارع إلى رجل يجلس في البيت وليس لديه شيئ يفعله
    Çalıların orda oturan bir herif var. Open Subtitles هناك شخص يجلس في الأدغال هل معه مسدس
    Bütün gün bir kutunun içinde oturan bir çocuk dev bir problem demektir. Open Subtitles طفل يجلس ...في علبة طوال النهار علامة حمراء عملاقة حسنا؟

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more