| İkinizin de arkada oturmanız gerekmiyor. | Open Subtitles | انتم الاثنين ليس عليكم ان تجلسوا بالخلف هناك |
| Baylar bayanlar lütfen yerinize oturmanız gerek. | Open Subtitles | من فضلكم، جميعاً ارغب منكم ان تجلسوا في مقاعدكم |
| Unu elemeniz gerekiyordu, içine oturmanız değil. | Open Subtitles | لا أن تجلسوا فوقه لا تصرخ فينا |
| Oturabildiğiniz kadar hareketsiz oturmanız gerek anladınız mı? | Open Subtitles | يجب ان تجلسى ثابته قدر الامكان أتفهمين هذا ؟ لماذا ؟ |
| Katiyen gidemezsiniz. oturmanız gerekiyor. | Open Subtitles | بالطبع لا , لا يمكنك ان تذهبى يجب ان تجلسى , يجب ان تجلسى |
| Az sonra öğreneceğiz hanımefendi. Şu anda-- Şu anda sakin olup oturmanız gerekiyor. | Open Subtitles | يا سيّدتي ، سوف نعرف المزيد من المعلومات قريباً لكن الآن ــ الآن ، نحتاج منكما أن تجلسا فحسب |
| Siyahilerin olduğu bölümde oturmanız gerekiyor. | Open Subtitles | يجب أن تجلسوا في الجانب العنصري، |
| O yüzden sessizce oturmanız gerekiyor. | Open Subtitles | لذا أريدكم أيها الرفاق أن تجلسوا بهدوء |
| Sizin başka bir yere oturmanız gerekiyor. | Open Subtitles | يجب عليكم أن تجلسوا بمكان آخر |
| Salonda yer değişikliği yapamıyoruz umarım Emily'nin kuzenleri ve arpçı ile oturmanız sorun olmaz. | Open Subtitles | بالكاد استطعنا حجز المكان للزفاف لذا امل منكم الا تمانعوا ان تجلسوا مع اقرباء اميلي - ... |
| Size söylenildiği gibi oturmanız gerekiyor, tamam mı? | Open Subtitles | لذا يجب عليك أن تجلسى وفقاً للتعليمات , حسناً |
| Jesse, oturmanız iyi olur. | Open Subtitles | الأفضل أن تجلسا |