"oturtup" - Translation from Turkish to Arabic

    • أجلسني
        
    • يجلسون
        
    • أجلستني
        
    • على الجلوس
        
    Bir akşam, yemek yedikten sonra annem ve babam beni karşılarına oturtup ayrılacaklarını söylediler. Şaka yapıyorlar sanmıştım. Open Subtitles وفي يوم ما بعد الطعام، أجلسني أبويّ وطالعاني على الخبر
    Sonra beni oturtup gözlerime baktı ve dedi ki Walter? Open Subtitles (و بعد أن أجلسني و نظر في عيني قال (والتر
    Sonra beni oturtup gözlerime baktı ve dedi ki Walter? Open Subtitles (و بعد أن أجلسني و نظر في عيني قال (والتر
    Bende bazen merakli insanları dizime oturtup uçağı yönlendirmelerine izin veririm. Open Subtitles احيانا اترك الناس المهتمون يجلسون فى كابينتى و نقود الطائرة
    oturtup, sorguya çekiyorlar, sonra da ucuz bir otele yerleştiriyorlar. Open Subtitles انهم فقط يجلسون يستجوبونك وبعد ذلك يلصقك في بعض فندق حقيبة التغوّط.
    Ve beni yanına oturtup bizim ailede sadece kendisinin cehenneme gitmeyeceğini bana hatırlatıp dururdu. Open Subtitles ثم أجلستني و ذكرتني أنها الوحيدة من العائلة التي لن تدخل النار
    Beni oraya oturtup onları izlettiğine inanamıyorum. Open Subtitles لا أستطيع التصديق بأنك أجبرتني على الجلوس هناك وأناظرهم
    Demek istediğim, Dr. Phillips Berkeley Kamu Hukuku'ndan emekli profesör beni brandanın altına oturtup cesaret verdi bana. Open Subtitles ما أعنيه هو أنّ الدكتور فيليبس، أستاذ فخري للقانون العام في بيركلي... أجلسني على ذلك القماش وشجّعني...
    James, ben senin yaşındayken Clark deden beni oturtup bir konuşma yapmıştı. Open Subtitles ـ أتعلم ( جيمس) عندما كنت بعمرك جدي (كلارك) أجلسني وأجرى معي حوارً
    Birisini yakaladığınızda, onları gidona mı oturtup götürüyorsunuz, yoksa arkanıza oturup ellerini belinize mi doluyorlar? Open Subtitles عندما تعتقل الناس هل تجعلهم يركبون على مقبضي دراجتك أم إنهم يجلسون في الخلف ويطوقونك بذراعيهم؟
    Kimsede o kişileri oturtup "Kes lan hıyarlığı" diyecek cesaret yok. Open Subtitles لاأحد لدية الجرأة لجعلهم يجلسون و قول , ادخل في الموضوع بدون مراوغة
    Tuvalete gitmeme izin verirsen hepsini oturtup sessiz kalmalarını sağlayabilirim. Open Subtitles دعني اذهب للحمام وسأجعلهم يجلسون
    Yani, beni kucağınıza oturtup ne kadar çok sevdiğinizi anlattığınızdan beri çok uzun zaman oldu. Open Subtitles "لقد مرّ وقتٌ طويل منذ أن أجلستني في "حِجرك وأخبرتني بأنك أحببتني
    Polis bir şeyler yanlış gidene dek bizi oturtup bekletiyor. Open Subtitles الشرطة أجبرتنا على الجلوس و الإنتظار حتى وقع مكروه

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more