"oturuyordum ve" - Translation from Turkish to Arabic

    • كنت أجلس فى
        
    • كنت جالس
        
    • كنت جالسا
        
    • كنت جالساً
        
    Onun bölümünde oturuyordum.. ve benden başkasına servis yapmasına izin vermiyordum. Open Subtitles كنت أجلس فى الجزء الموجودة به ولا أقبل أن يقوم أحد غيرها بخدمتى
    Verandada oturuyordum ve o geldi. Open Subtitles كنت أجلس فى الشرفة وجاء هو
    Verandada oturuyordum ve o geldi. Open Subtitles كنت أجلس فى الشرفة وجاء هو
    Orada oturuyordum ve seni gördüm. Open Subtitles لقد كنت جالس هناك , ورايتك.
    - Burada, kanepede oturuyordum ve yine o korkunç canavar kâbusunu gördüm! Open Subtitles (ستيوي) هل أنت بخير ؟ ماذا حدث ؟ لقد كنت جالس على الأريكة وراودني
    Barda oturuyordum, ve o tatlı yavru yanıma geldi, ve benimle konuşmaya başladı. Open Subtitles حسنا، كنت جالسا في حانة وهذا لطيف مهرة القليل يمشي وتبدأ الدردشة لي.
    Bilgisayar ve nöroloji bilimi okuduğum Kolombiya Üniversitesi'nin dışında izbe bir barda oturuyordum ve öğrenci arkadaşlardan biriyle hologramların bir gün nasıl bilgisayarların yerine geçeceği hakkında harika bir sohbet ediyordum. TED كنت جالسا في حانة محلية خارج جامعة كولوميبا. حيث درست علوم الحاسوب و علم الأعصاب، كنت مع أحد الزملاء الطلبة في خضم محادثة شيقة عن قدرة الصّور المجسّمة على استبدال الحواسيب يوما ما.
    Orada iyi bir barda oturuyordum ve düşünceye dalmıştım. Open Subtitles كنت جالساً في احد البارات أهتم بشؤوني الخاصة
    Restauranda oturuyordum ve 2 manyak gibi konuşuyorlardı. Open Subtitles كنت جالساً في المطعم والمجنونان كانا يتحدثان
    Stüdyomda oturuyordum ve çan çaldı. Open Subtitles كنت جالسا في الاستوديو و رن الجرس.
    Movember'ın sonuydu. Harika bir kampanya olmuştu ve dürüst olmak gerekirse, o gece adıl bir şekilde biralarımızı paylaştık, ama ben dedim ki, "Biliyor musunuz, bence bizim için eksik kalmış bir bar daha var." (Kahkahalar) Böylece bir taksiye sıkıştık ve ben arka koltukta oturuyordum ve taksi sürücümüz arkasına döndü ve söyledi: "Nereye gidiyorsunuz?" TED لقد كانت حملتنا عظيمة ، و صدقا ، كنا قد حصلنا على مايكفي من البيرة تلك الليلة، ولكنني قلت ، " انظروا ، أعتقد أنه لازال بإستطاعتنا الذهاب إلى البار" (ضحك) عندها تكدسنا في تاكسي ، وهذا سائق التاكسي لقد كنت جالسا في المقعد الخلفي ، التفت سائق التاكسي إلى الوراء وقال : " إلى أين تريدون الذهاب؟ "
    Restauranda oturuyordum ve 2 manyak gibi konuşuyorlardı. Open Subtitles كنت جالساً في المطعم والمجنونان كانا يتحدثان
    Bir bankta oturuyordum ve montumu koydum. Open Subtitles - كنت جالساً على كرسي الحديقة و وضعت معطفي عليها

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more