Evet, Derek. İşin püf noktası iğneyi tam kaburgaların ortasına sokmaktır, tamam mı? | Open Subtitles | حسناً، السرّ في هذا هو إدخال الإبرة بين الأضلع مباشرةً, حسناً؟ |
Bu tür damıtmanın püf noktası, koku moleküllerini serbest bırakmak için ısı kullanırken aynı zamanda bu hassas maddelerin süreç içinde bozulmadığından emin olmaktır. | Open Subtitles | السرّ في هذا النوع من التقطير هو استخدام الحرارة لتحرير جزيئات الرائحة لكن تضمن في ذات الوقت |
O halde soru şu: Böyle akışkan ve açık bir söyleşinin püf noktası nedir? | TED | إذن فالسؤال هو: ما هو المفتاح لإستمرار المقابلة بشكل ناجح؟ |
Yalnızca en dayanıklılar yaşamını sürdürebilir. İşte püf noktası buydu. | Open Subtitles | لا تبقى إلا الحيوانات الأصلح، وهذا هو المفتاح. |
- püf noktasını ben sana söyleyeyim. | Open Subtitles | سوف أخبرك ما هي الحيله |
Herhalde işin püf noktası yapılacak en mantıklı şey olsa da asla koyvermemek. | Open Subtitles | اعتقد ان الخدعة ان لا تهرب حتي ولو تعتقد انها افضل الطرق لحل المشكله |
Zamanla çok çalışan tercüman, hıza ayak uydurmak için çok sayıda püf noktaları iyi bilir, zor terminolojilerle uğraşır ve çok sayıda yabancı aksanla başa çıkar. | TED | ومع مرور الوقت والكثير من العمل الشاق، يمتلك المترجم العديد من الحيل لكي يواظب على سرعته، والتعامل مع المفردات الصعبة، والتعامل مع العديد من اللهجات الأجنبية. |
İşin püf noktasını gerçekten görmen gerekir, şoku atlatmak için vücudun kendini ayarlar. | Open Subtitles | أنظر، الخدعة هي أن تدخل حقاً بسرعة جداً تتجاوز الصدمة وسيتكيف جسدك فقط |
püf 2: İlerleme kabiliyetinize inanın. | TED | النصيحة الثانية: ثق بقدرتك على التحسن. |
- püf noktası fazladan bir fincan kahverengi şeker ve anne sütü eklemede. | Open Subtitles | السرّ هو استخدمت كوباً إضافياً من السكر البنّي وحليب الثدي |
Bu doğru. Chili'yi çok seviyoruz. püf noktası karıştırmakta. | Open Subtitles | إنّه صحيح، نحن نحبّ فعلا فلفلنا الحارّ السرّ هو في خلطه |
püf noktası, romu eklemeden önce naneyi koymak. Hayatım? | Open Subtitles | السرّ في مزج النعناع قبل إضافة الرم. |
- Evet, dinle. İşin püf noktası, saklanmamak. | Open Subtitles | السرّ في عدم الاختباء |
püf noktası burası. | Open Subtitles | تعود بالخلف، ذلك هو المفتاح... |
Devamlı nefes al. püf noktası bu. | Open Subtitles | واصل التنفس ذلك هو المفتاح |
Herhalde işin püf noktası yapılacak en mantıklı şey olsa da asla koyvermemek. | Open Subtitles | اعتقد ان الخدعة ان لا تهرب حتي ولو تعتقد انها افضل الطرق لحل المشكلة |
Yani yapmamız gereken mesajı Bob'un bilgisayarından çıkmadan şifrelemek. püf nokta şu: Mesajı Alice’in açık şifre- leme anahtarını kullanarak şifreledik. | TED | وبالتالي ما يتعين علينا فعله هو تشفير الرسالة قبل حتى مغادرتها حاسوب بوب، واحدة من الحيل المستعملة، هي تشفير الرسالة باعتماد المفتاح العام الخاص بأليس. |
Yeri gelmişken, işin püf noktası donmuş tereyağı, sıcak değil. | TED | بالمناسبة، الخدعة هي استخدام الزبدة المجمدة وليس الزبدة الدافئة. |
püf 1: Hızlı tamir | TED | النصيحة الأولى: الحل السريع. |