Ama kocaman bir fahişedir. Yani, pantolonun üstündeyken işi bitirir. | Open Subtitles | لكنها عاهرة كبيرة ، أعنى تلعق قضيبك من خلال بنطالك |
Ben o pantolonun içinde dışarı çıkmayı bekleyen, güzel bir şey olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | أشعر أن تحت بنطالك الجينز هناك شيئاً رائعاً ينتظر أن يخرج. |
Yere yığıldığında ve pantolonun patlatığında tüm takımını gördük biz. | Open Subtitles | مثل عندما سقط و شققت سروالك و رأينا ملابسك الداخلية |
Ne zaman dizlerinin üstüne alsan Armani pantolonun alev almasını ister miydin? | Open Subtitles | هل تريد ان يحترق سروالك في كل مرة تضع الحاسوب في حضنك؟ |
Fare olsam, pantolonun bacağından yukarı çıkardım ve taşaklara kestirme yol bulurdum. | Open Subtitles | إذا كنت فأر سأجري مباشرة أعلى ساق البنطال ويذهب مباشرة إلى الكرات |
Fakat onlar pantolonun altına daha iyi olur. Belki de pantolon giymeliyim. | Open Subtitles | نعم ،و لكن هذه مناسبة أكثر مع السروال ربما يجب أن أرتدي سروال |
Bu arada, bu iş için sizden aldığımız pantolonun cebinde 5000$ bulduk. | Open Subtitles | بالمناسبة لقد وجدنا ال 5000 دولار التي سرقتها من هذا العمل في جيب بنطالك الجينز |
pantolonun çok sıkı, çıkaramayabilirsin. | Open Subtitles | بنطالك ضيّق جداً، لن تقدر أبداً على إخراجها |
Kar Tanesi'nin dediği gibi, kuşak sadece pantolonun düşmesini önler. | Open Subtitles | الحزام كما يقول سناوفليك, هو فقط لابقاء بنطالك عاليا. |
Gözlerini pantolonun içine atacağım ki bir taraflarına nasıl tekmeyi bastığımı iyice görebilesin. | Open Subtitles | سوف أدس عينيك بأسفل بنطالك لكي يمكنك رؤيتي و أنا أركل مؤخرتك |
pantolonun.kısalttırdığımı mı sanıyorsun? | Open Subtitles | إنظر إلى سروالك بالله عليك، هل تظن أني سأثنيه بنفسي؟ |
Parlak mavi pantolonun yüzünden. | Open Subtitles | أعتقد أن المشكلة في سروالك الأزرق الزاهي |
Üzgünüm ama bu insanlarla takılıyorsan bilmelisin ki er ya da geç pantolonun inecek. | Open Subtitles | آسف ، لكن إن كنت تقضي الوقت مـع هذا الجمع من النـاس عليك أن تعرف أن سروالك سيُسحب للأسفل بنهـاية المطـاف |
Siyah pantolonun üzerine daha aydınlık bir renkte bir süveter bulacağım. | Open Subtitles | ربما أجد سترة تفتح لون هذا البنطال الأسود قليلاً |
Çok kötü bir durumdayim, çünkü ikiniz arasinda yer almak istemiyorum, ama su anda o pantolonun cebinde olan fis koçanina ihtiyacim var. | Open Subtitles | لأني لا أريد التدخّل بينكما، ولكني أحتاج لتذكرة تنظيف ملابس في جيب البنطال. |
Ve olunca, ve biz tekrar birleşince pantolonun üzerine kendimiz belgeleyeceğiz. | Open Subtitles | وعندما نجتمع من جديد سنكتبها على البنطال |
O dar pantolonun içine tekrar Girmemi sağlayamazsın. | Open Subtitles | لا أنت لن تجعليني أرتدي هذا السروال الضيق |
Bu gece, ayrılmamızın arefesinde sihir bize bir pantolonun içinde geldi. | Open Subtitles | في هذه الليلة, عشية إفتراقنا جاء السحر إلينا عن طريق بنطال |
Şimdi pantolonumu giyecek ve iş arkadaşlarımla konuşaca- pantolonun içinde kaka var! | Open Subtitles | والآن سأقوم بلبس بنطالي وأتكلم مع رفاقي في العمل هناك براز داخل هذا البنطال |
Yeterince kadife pantolonun var mı, bir de içlerine kuş tüyü diktirdin mi? | Open Subtitles | هل لديكي ما يكفي من السراويل الفضفاضة؟ التي عليها طيور مائية مرسومة بالخيوط؟ |
pantolonun alt kısmındaki yan dikişleri bacak ortezine uyumlu olacak şekilde genişlettim, oraya cırt bandı ekledim. Bu noktaya dikkat edin; kaldırın ve yapıştırın, böylece o bölge kapansın. | TED | قمت بقطع الأجناب في أسفل البنطلون لتتسع لدعامات ساقه، وضعت فيلكرو. اعقدو آذانكم، جميعاً : قشر والعصا، والعقل لك. بحيث تُغلق من حوله. |
pantolonun cebinde Arap alfabesiyle yazılmış bir kağıt parçası buldum. | Open Subtitles | لقد عثرت على ورقه عليها أحرف عربيه فى جيب بنطاله |
Ahbap, pantolonun çok dar. | Open Subtitles | ياصاح ، بنطلون الجينز الخاص بك ضيق جدّاً |
pantolonun inikken bile geçebilirsin. | Open Subtitles | - مارت يمكنك العبور وبنطالك ساحل , أنت تفهمين, |
Union Pacific, Credit Mobilier aynı pantolonun iki farklı cebi aslında. | Open Subtitles | يونيون باسيفك، كريدت موبيليا جيب مختلف للبنطلون ذاته |
Elinle işaret edersin, insanlar başka yöne bakınca pantolonun içine sokuşturup kaçarsın. | Open Subtitles | أشير، و عندما ينظرون للجهة المقابلة املئي بنطلونك بشرائح اللحم و اهربي |