Bu yarıklar yeni. Solar tsunami kocaman bir gama parçacığı dalgası yaydı. | Open Subtitles | هذه الفجوات حديثة لقد أرسل التسونامي الشمسي موجة كبيرة من جسيمات غاما |
Yani altı ile takip eden 23 sıfır kadar gaz parçacığı bulunur. | TED | ذلك يعني أنه لديك الرقم 6 و23 صفرا بعده، من جسيمات الغاز في الحاوية. |
Yani Thompson, ilk atomaltı parçacığı keşfetmişti. Yani bu günümüzde bildiğimiz elektron. | TED | لذا اكتشف طومسون أول جسيم دون الذرية، التي نطلق عليه الآن الإلكترونات. |
Yani, bu nesneler bir toz parçacığı kadar, hatta daha da küçük bile, bunu görmek oldukça zor. | TED | لذلك هذه العناصر مثل جسيم الغبار أو أصغر، لذلك تصعب رؤيتها. |
Işığın temel parçacığı olan foton bir atom veya molekülden ortaya çıktığı sırada, ışık hızında doğar. | Open Subtitles | الجسيم الأساسي للضوء الفوتون خُلِقَ مسافراً بسرعة الضوء حين ينبثق من ذرة أو جزيء |
Bunu cildinin üstüne sürersen, hemen akar gider, çünkü bu alfa parçacığı. | Open Subtitles | وضعت ذلك على جلدك، الذي سيغسل حقّ من ' يسبّبه جزيئة ألفا. |
Bu adaptörle parçacığı yakalayıp onu muhafaza ünitesine koyana kadar tutabilirim. | Open Subtitles | مع هذا المحول، أستطيع حمل الجزيء فترة كافية لوضعه في وحدة الإحتواء. |
Takiyon parçacığı arayan birileri varsa bizim elimizde olduğunu biliyorlardır. | Open Subtitles | أي أحد يبحث عن جسيمات تكينوية، سيعرف أنها لدينا. |
Burada bilardo topu, patlama bölgesinden gelen yüksek enerji parçacığı gibidir. | Open Subtitles | لذا هناك فعلاً كرة كتلك الموجودة هنا جسيمات عالية الطاقة تأتي من منطقة الإنفجار |
Diğer bir deyişle geri sıçrayan alfa parçacığı olup olmadığına baksın. | Open Subtitles | بلفظ آخر ، انظر إذا ما كان هناك أي جسيمات ألفا سترتد للوراء |
Takiyon parçacığı arayan birileri varsa bizim elimizde olduğunu biliyorlardır. | Open Subtitles | أي أحد يبحث عن جسيمات تكينوية، سيعرف أنها لدينا. |
Elektron, keşfedilmiş ilk Standart Model parçacığı. | TED | وهو أول جسيمات "النموذج العياري" اكتشافا على الإطلاق. |
Bu Higgs parçacığı ne yapar bilmek istiyorum." | TED | أريد ان اعرف ما الذى يفعله جسيم هيجز ذلك |
Hanüz göremediğimiz ama varlığından oldukça emin olduğumuz Higgs parçacığı diğer tüm parçacıklara kütle sağlar. | TED | جسيم لم يرى حتى الآن ولكننا متأكدين من وجوده .. هو جسيم هيجس والذي يعطى كتل لكل هذه الجسميات الأخرى. |
Bunları eklediğimiz zaman, her madde parçacığı iki farklı spin yükü içerir: aşağı spin ve yukarı spin. | TED | وعند احتساب قوى الجاذبية، كل مادة جسيم.. تتأثر بشحنتي دوران مختلفتين، دوران علوي ودوران سفلي. |
Gözlerini miyop olacak kadar zorladılar ama altından geri sıçrayan tek bir alfa parçacığı görmediler. | Open Subtitles | لقد أجهدوا أعينهم حتى فقدوا القدرة على تمييز الأشياء لكنهم لم يروا جسيم ألفا واحد يرتد للوراء من على سطح الذهب |
Bugüne kadar hiçbir deney bir parçacığı ışık kadar hızlı hareket ettirmeyi başaramadı. | Open Subtitles | لم تُبتكر تجربة بعد يتمكن فيها الجسيم من التحرك بسرعة كسرعة الضوء |
Tanrı parçacığı, teorisi 1964'e dayanan, ...Higgs Bozon'undan başka bir şey değil. | Open Subtitles | الجسيم الإلهي هو جسيم هيغز نفسه الذي وضعت نظريته عام 1964 |
Bir proton, bu ağır oksijen atomlarından birine çarptığında, nötron adı verilen başka bir atom altı parçacığı ortaya çıkar. | TED | عندما يصطدم البروتون بإحدى ذرّات الأوكسجين الثقيلة، فإنّه يحرّر بذلك جزيئة أخرى تحت ذرّيّة تدعى بالنيوترون. |
Bu yüzden bir parçacığı tanımlamanın alışagelen yöntemi onun herhangi bir andaki konumundan bahsetmek olacaktır. | Open Subtitles | ستطمس في الزمن إذا" , فطريقة عادية لوصف الجزيء ستكون بالحديث عن مكانها |
Milyarlarca karanlık madde parçacığı her saniye vücutlarımızdan öylece geçiyor. | Open Subtitles | مليارات من جزيئات المادة المظلمة تمر خلال أجسادنا كل ثانية |
Rho mezon, Omega parçacığı, | Open Subtitles | الجزىء بى,الجزىء بى1, |