Olay yerine dönmek artık ona yetmiyor, oranın bir parçası olması gerekiyor. Dedektif! | Open Subtitles | لم يعد يكتفي بإعادة زيارة موقع الجريمة يحتاج إلى أن يكون جزءاً منها |
Yaşadığı şeyler yüzünden, bir şeyin parçası olması gerek. Bir aileye ihtiyacı var. | Open Subtitles | ومع كلّ ما يمر به، يحتاج لأن يكون جزءاً من شيء، يحتاج لعائلة. |
Ben hikayenin bir parçası olması gerekiyordu olduğunu sanmıyorum. | Open Subtitles | لا أعتقد ان هذا يجب أن يكون جزءاً من القصة |
Oh, altgeçitin bir parçası olması gerekiyordu ama terkedildi. | Open Subtitles | كان يجب أن يكون جزءاً من نفق لكنهم تركوه أين ينتهي ؟ |
Geleneklerimizin kalbini yeniden kazanmak için yola koyulan, dinin, çözümün bir parçası olması gerektiği anın geldiğine inanan, bu arada çoğu kadın olmak üzere, Yahudi ve Hristiyan ve Müslüman ve Katolik dini liderler var. | TED | هناك زعماء دينيون مسحيون ويهود ومسلمون وكاثولكيون، أغلبهم من النساء، على فكرة، شرعوا في العمل على استعادة تقاليدنا الدينية الأصيلة، ويملكون إيمانا راسخا بأنه يجب على الدين أن يكون جزءاً من الحل. |