"parçasıdır" - Translation from Turkish to Arabic

    • هو جزء
        
    • جزء من
        
    • جزءُ
        
    • هو الجزء
        
    • هي جزء
        
    • جزءا
        
    • جزء منها
        
    • هذا جزء
        
    • كجزء
        
    • جزءٌ
        
    • انه جزء
        
    • فقط جزء
        
    • إنه جزء
        
    • بل هو
        
    • جزء أساسي
        
    Belki de bir şeyi kendin öğrenmek aydınlanma yolculuğunun bir parçasıdır. Open Subtitles قد يكون تعلم المرء بنفسه.. هو جزء من الرحلة إلى التنوير
    Hayır, dur bakalım. Gün daha bitmedi. Gece günün bir parçasıdır. Open Subtitles لا, إحتفظ بهم فاليوم لم ينتهى بعد الليل جزء من اليوم
    Kutsal kitabımız "Bir eş, kocası hayatta olduğu sürece onun bir parçasıdır." der. Open Subtitles كتابنا المقدّس يقول الزوجة جزءُ من زوجِها عندما يكون حيُّا
    Bu ilaçlarını senin tedavinin bir parçasıdır , ve konuşmadiğer parçasıdır . Open Subtitles هذه الادويه هى جزء من برنامج علاجك و التحدث هو الجزء الاخر
    Uluslararası hukuk belirtiyor ki o torba Birman topraklarının bir parçasıdır. Open Subtitles ينص القانون الدولي على أن الحقيبة هي جزء من الأرض البورمية
    Bizim maaşlı işlerimiz bu ekonomik sürdürülebilirliliğin büyük bir parçasıdır ve ailelerimizin idamesi için vazgeçilmezdir. TED يعتبر عملنا مقابل أجرٍ جزءا، وفي الواقع جزءا مقدرا من عجلة هذا الاقتصاد، كما أنه يعتبر ضروريا لعائلاتنا.
    Duyularının, içgüdüsünün bir parçasıdır bu. Open Subtitles " جزء منها إحساس وجزء غريزة"
    Belki de ülkenin geleneklerinin bir parçasıdır. Bunu bilemem. Şansımı denedim. Open Subtitles ربما يكون هذا جزء من العادات في بلدك، لا أعرف بشأن ذلك
    Hayır, doktor bu sürecin çok önemli bir parçasıdır, inan bana. Open Subtitles لا, الدكتور هو جزء هام جداً من هذه العملية, ثقي بي.
    Bu, bilim ve din arasındaki çelişkinin büyük bir parçasıdır. Open Subtitles هذا هو جزء كبير من التناقض بين العلم و الدين
    Bu, Deniz Canlıları Sayımı adında çok daha büyük bir programın parçasıdır. Ve onlar, Dünya'nın her yerinde etiketleme yapıyor olacak. Molalar da bu programa dahil olacaktır. TED هذا هو جزء من برنامج أكبر من ذلك بكثير تسمى تعداد الحياة البحرية، حيث سنتعرض لوضع علامات في جميع أنحاء العالم ومولا ويذهب اليها ويدخل في ذلك.
    Bu, hayatın bir parçasıdır. Önemli olan bittiklerinde ne yaptığımız. Open Subtitles انه جزء من الحياة المهم هو طريقة تعاملنا مع النهاية
    Hareket etmek romantik doğamın bir parçasıdır. Sadece korkuyorsun. Open Subtitles الحركه جزءُ من طبيعتِي الرومانسيةِ. أنت فقط خفتَ.
    Eğer o zaman bunun bir parçasıysa, şimdi de parçasıdır. Open Subtitles وإن كانت هي جزءٌ منه في الماضي فهي جزءُ منهُ الآن.
    Bu film, 11 Eylül sonrası Amarika'yla ilgili bir üçlemenin son parçasıdır. Open Subtitles هذا الفلم هو الجزء الثالث من ثلاثية عن أمريكا بعد 11 سبتمبر.
    Düzenli kayıt tutmak bilimsel bir araştırmanın en önemli parçasıdır. Open Subtitles حفظ السجلات المناسبة هو الجزء الأكثر أهمية في البحث العلمي.
    Etrafımızdaki dünyayı arşivlemek insanoğlunun doğasının bir parçasıdır. TED إن أرشفة العالم من حولنا هي جزء من الطبيعة البشرية.
    ve okyanusların önemli bir parçasıdır. Özellikle de çubuklu balinaların en önemli besin maddelerinden biridir. TED ومجدافيات الأرجل هذه هي مكوّن رئيسي للمحيطات، وتشكّل جزءا كبيرا من غذاء حيتان الباليني عند رعيها.
    Onun bir parçasıdır. Open Subtitles إنه جزء منها
    Dördüncü Hanım, bu bizim aile geleneğimizin bir parçasıdır. Open Subtitles الزوجة الرابعة هذا جزء من عادتنا العائلية
    Ve hislerden uzaklaşmak, çözümün en önemli parçasıdır, bilime göre çözümün daha önemli bir parçasıdır. TED والابتعاد عن العواطف هو أهم جزء من الحل للعلم كجزء مهم من الحل.
    Cinsel arzu insan doğasının kuvvetli bir parçasıdır. Open Subtitles الرَغبَة الجِنسية جزءٌ قوي مِنَ الطبيعَة البَشرية
    Bütün bunlar bilimsel sürecin bir parçasıdır. Open Subtitles ' يسبّبه كلّ فقط جزء العملية العلمية، تعرف.
    Etten bedenine hapsetmek pazarlık stratejisinin en önemli parçasıdır. Open Subtitles فقط محبوس في الجسد إنه جزء هام من خطة مساومتنا
    Tasarımdan bahsedecek olursak tartışmayı çoktan genişlettiğimin farkına varacaksınız. Çünkü burada bahsettiğimiz yalnızca ikna edici teknoloji değildir. Bu, dünyaya bıraktığımız tasarımların her parçasıdır. TED وبالحديث عن التصميم، تلاحظ أنني بالفعل وسعت النقاش. بسبب أنها ليست فقط تكنولوجيا الإقناع هي التي نتحدث عنها هنا، بل هو أي تصميم نخرجه إلى العالم.
    Kasa açma becerileri, casusluk eğitiminin parçasıdır. Open Subtitles مهارات سارق الخزنات جزء أساسي من التدريب على التجسس

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more