Senden nafaka ve anlaşma karşılığı alacağın paranın yarısını talep edebiliriz. | Open Subtitles | يمكننا أن نطلب نصف المال الذي يأتي من التسويه لدعم زواجنا |
Burada işler nasıl yürür söyleyeyim. paranın yarısını ver, ben maça gideyim. | Open Subtitles | لذا فهذا ما سيحدث الان اعطني نصف المال,ساذهب الى المباراة |
Masraflarını ekleyip paranın yarısını alsan ondan sonra da yaşayarak para harcasan. | Open Subtitles | لما لا تقلل خسائرك وتأخذ نصف المال وبعدها تعيش لإنفاقه |
paranın yarısını almak için. Böylece sana güzel gözükmek için elbiseler alabilecektim. | Open Subtitles | لكى احصل على نصف المبلغ, لأتمكن من العناية بمظهرى من اجل اسعادك |
Müvekkilim 17 senelik evlilikleri boyunca kazanılan paranın yarısını hak ediyor. | Open Subtitles | ,لازالت موكلتي تطالب بالتعويض عن نصف النقود التي جناها موكلكِ طيلة الـ17 عاماً السابقة من الزواج |
Eğer bu bir tuzaksa, paranın yarısını alıp kaçarlar. | Open Subtitles | كلا، إن كانت مكيدة، فسيخرجون بنصف المال. |
Al; satabilirsen, paranın yarısını ben alırım. | Open Subtitles | لما لا تبيعها و تعطينى نصف ما ستحصل علية. |
paranın yarısını verirsen bakmana gerek kalmaz. | Open Subtitles | أعطني نصف المال ولن يكون عليك أن تنشغل بي. |
Bizi etmedi, tamam mı? Bana paranın yarısını ver, çünkü biz de bilginin sadece yarısını alabildik. | Open Subtitles | لكننا لم نفرح ، عليك إعادة نصف المال لي لأننا لم نحصل إلا على نصف معلومة |
Tekneyi oraya 4'e kadar götüremezseniz, paranın yarısını kaybedersiniz. | Open Subtitles | اذا لم تنقلو القارب هناك في الرابعة مساءا ستحصلون على نصف المال |
- Dosyayı kapatmama yardım edip, paranın yarısını verirseniz bunların hepsini unuturuz. Hatta suçun Lenny'nin üzerine kalmasını bile sağlarız. | Open Subtitles | تساعدني على إغلاق هذه القضية، تعطني نصف المال وسنجعل كل هذا كأنه لم يكن |
Ben daha cümlemi bitirmeden bilgisayarımı hackler, kimliğimi çalar ve banka hesabımdaki paranın yarısını harcar. | Open Subtitles | ستخترق فتاتي حاسوبي و تسرق هويتي و تنفق نصف المال في حسابي البنكي قبل أن أنهي جملة |
Ben paranın yarısını alayım sen de hayatını mahvetmek için yapabileceğim onca şeyi bir düşün. | Open Subtitles | انا اخذ نصف المال , و انت تفكر بكل شيئ لن ادمر حياتك |
Damarıma basmaya başladın! Bana paranın yarısını ver. | Open Subtitles | انت بدات في غضبي اعطني نصف المال |
İsviçre'deki bir banka hesabına paranın yarısını yatırdım ve karşılığında bir telefon numarası aldım. Sonrası da olan oldu. | Open Subtitles | لقد ورّدتُ نصف المبلغ إلى حسابٍ مصرفيّ سويسريّ وحصلتُ على رقمٍ في المُقابل، والباقي يُسدّد بعد العمليّة. |
Peki. Madem bu kadar eminsin, paranın yarısını sen koy. | Open Subtitles | حسنا، إن كنت واثقة من نفسك، قدمي نصف المبلغ |
Ödeme sistemi de emanet tabanlıydı, alıcı paranın yarısını depozito olarak yatırıp kalanı iş bittiğinde veriyordu. | Open Subtitles | و نظام الدفع يستند الى الضمان المشتري يدفع نصف المبلغ قبلا كضمان و النصف الأخر خلال عملية التسليم |
paranın yarısını kaybetmeye niyetim yok... | Open Subtitles | لن أخسر نصف النقود الخاص بي بسبب |
Mutlaka paranın yarısını kendine saklamıştır! | Open Subtitles | وبالتأكيد قد احتفظ بنصف المال |
Al; satabilirsen, paranın yarısını ben alırım. | Open Subtitles | لما لا تبيعها و تعطينى نصف ما ستحصل علية. |
Eğer bunu yapacaksak, beraber yaparız. paranın yarısını ben vereceğim, yoksa ben yokum. | Open Subtitles | إن كنا سنقوم بذلك فسنفعله معاً سأساهم بنصف المبلغ وإلا فلا |
paranın yarısını. | Open Subtitles | اريدُ نِصْفاً المالَ. |
Herif çok sinirliydi. Buraya gelmesin diye, paranın yarısını getireceğimi söyledim. | Open Subtitles | الرجل غاضب جدا قلت له إنني يمكن ان استرد له نصف ماله |