"parasız" - Translation from Turkish to Arabic

    • مفلس
        
    • مفلسة
        
    • فقراء
        
    • مفلساً
        
    • المعدم
        
    • مفلسين
        
    • مجاناً
        
    • دون مال
        
    • مالها
        
    • أفلست
        
    • مفلسا
        
    • منكسر
        
    • المفلس
        
    • بدون المال
        
    • مُفلس
        
    Aksine, sizi İngiltere'ye beş parasız getirdiğim için ben size bir özür borçluyum. Open Subtitles على العكس, أنا أدين لكِ بأعتذار, فلقد أحضرتكِ إلى إنكلترا و أنا مفلس
    Eğer gamsız derken, parasız ve yalnız kalmayı diyorsan, herkes düşünürdü. Open Subtitles اذا كنت تعني بالخالي من الهم.تعني مفلس ووحيد الجميع سيظن ذلك
    Ayrıca annemin mal mülk satışından bana payımı verseydin beş parasız kalmazdım. - Ne malı, ne mülkü? Open Subtitles لن أكون مفلسة لو أنك دفعتي حقي من سهم عقار أمي
    Üniversite öğrencileri parasız olur diye biliyordum. Open Subtitles ظننت أن طلاب الجامعه من المفترض أن يكونوا فقراء
    Ayrıca beş parasız olduğunu da söylediler. Dolayısıyla bir ipucumuz var. Open Subtitles قالوا أيضاً أنه كان مفلساً, و لذا لدينا دليل آخر
    Bütün gece beş parasız sitarcı bekledi, ve şimdi, ilk defa, kıskançlığın soğuk saplanışını hissetti. Open Subtitles طوال الليل، وعازف الجيتار المعدم ينتظر والآن، وللمرة الأولى يشعر بالطعنة الغادرة للغيرة
    Ama bu sefer binlerce insan parasız ve evsiz kaldı. Open Subtitles باستثناء أن الكثير من الناس ينتهي بهم المطاف مفلسين ومشردين.
    İstediğin üniversiteye parasız gidebilirsin. Open Subtitles ويمكنك إرتياد الجامعة التي تريدها مجاناً
    Annem sevecen bir baba olduğunu ama hep parasız ve yollarda olduğunu söyler. Open Subtitles امي تقول انه كان أبا حنونا و لكنه مفلس دوما و يتنقل دائما
    Beş parasız kaldığımı öğrenmişti. Hatta uçak biletimi de o yolladı. Open Subtitles لا بد أنه عرف أني مفلس حتى أنه أرسل لي تذكرة الطائرة
    Ama parasız değilim ve ailem de yok. Open Subtitles لكنني لست مفلس ولا عندي عائلة فلماذا أبقى بالخارج طول الوقت؟
    Beş parasız ve evsiz olduğunuzu biliyorum ama yine de gösterişli bir düğün istiyorsunuz. Open Subtitles أعرف أنك مفلس و مشرد لكنك ما زلت تحتاج إلي إحتفال زواج أنيق
    Biz paylaşıp kaçacağız ve seni de beş parasız ve işsiz bir şekilde bırakacağız. Open Subtitles سوف نفوز بالغنيمة و نهرب, و سنتركك هنا مفلسة و عاطلة عن العمل
    Beş parasız bir öksüzle evlenecek çok fazla adam bulamazsın. Open Subtitles ليس هناك العديد من الرجال راغبين . فى الزواج من يتيمة مفلسة
    Zengin hafif seyahat edebilir belki, arkadaşım.. ..ama asla parasız seyahat etmezler. Open Subtitles الأغنياء ربما يسافرون بأشياء قليلة لكنهم لا يسافرون فقراء أبدًا
    Hey, sen her kimsen bu uyarıları beş parasız olmayan birilerine yap. Open Subtitles ..مهما كنت وفر تحذيراتك لشخص اخر ليس مفلساً
    Beş parasız sitarcı bütün gece beklemişti. Open Subtitles طوال الليل، وعازف الجيتار المعدم ينتظر
    Kitapları kenara koyalım, eski, harabe evimizde, beş parasız olduğumuzu ve cebimizde unuttuğumuz parayı bulduğumuzu varsayalım. Open Subtitles دعنا نضع الكتب بعيدا ندعي أننا عدنا في منطقتنا وشقتنا القديمة .. مفلسين
    parasız yapıyorsun, alsan fena mı olur? Open Subtitles أنتِ لا تفعليها مجاناً بأيّ حال ربما سوف تتقاضين أجراً، صحيح يا حبيبني؟
    Çoğu Kuzey Koreli ailelerinden ayrılmışlardı ve yeni bir ülkeye vardıklarında hayatlarına parasız ya da çok az parayla başlayacaklar. TED العديد من الكوريين الشماليين قد إفترقوا عن عائلاتهم، وحين يصلون إلى دولة جديدة، يبدأون بمبلغ ضئيل أو دون مال إطلاقاً.
    Ayrıca, onu parasız istemediğini nereden bilebilirdim? Open Subtitles بالأضافه لذلك, كيف لي أن أعلم أنه لن يأخذها من دون مالها.
    Aşramına gittim ve beş parasız, hiçbir şey öğrenemeden döndüm. Open Subtitles ذهبت لمعتزله و كانت النهاية أن أفلست و لم أحصل على إجابات
    O Cortez değil, Pizarro idi, ve beş parasız öldü. Open Subtitles فى الحقيفة انه ليس كورتيس انه بيزارو وقد توفي مفلسا
    İkimiz de Şerifi parasız ve utanç içinde görmek istiyoruz. Open Subtitles أعني ، نحن الأثنين نتمنى رؤية . عمدة البلدة منكسر و ذليل
    5,000 km öteden, o beş parasız zavallı ile çıkıyordun. Open Subtitles حسنا ، لقد كنتِ تواعدين ذلك الفاشل المفلس الذى يبعد ثلاثة آلاف ميل
    Seçkin olmayan parasız kimselerle vaktini harcıyorsun. Open Subtitles أنت تضيعين وقتك في الأشخاص الغير جديرين بدون المال
    Tekrar hayatta olduğuma göre, parasız kalmaya niyetim yok. Open Subtitles الآن أنا حي مجدداً، و لستُ راغباً بأن أصبح مُفلس.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more