"parlar" - Translation from Turkish to Arabic

    • تلمع
        
    • يضيء
        
    • يلمع
        
    • يتوهّج
        
    • يشع
        
    • مشرقة
        
    • يتألق
        
    • المتشر على
        
    • ستتوهج
        
    Kim çocuklarını bu evren boyunca dağınık sonsuza kadar parlar Open Subtitles من أجل إبنائكم المنتشرون عبر الفضاء فهي تلمع الى الابد
    Bazı yıIdızlar çok parlar ve zamanından önce ölür. Open Subtitles بعض النجوم تلمع بشدة لدرجة انها تحترق قبل أوانها
    Eğer diğer ışıkları söndürürsek, adam noel ağacı gibi parlar. Open Subtitles إذا قتلنا الضوء المحيط فسوف يضيء مثل شجرة عيد الميلاد
    Cinlerin Perisinin ülkesinde, güneş hep parlar Open Subtitles في البلد الذي فيه حورية الجان، دائما يضيء الشمس
    Toplanma diski x-ray ışığında güçlü bir şekilde parlar ve devasa manyetik alan materyali neredeyse ışık hızında uzaya yollayabilir. TED قرص التنامي يلمع بشدة في الأشعة السينية، ومجال مغناطيسي عملاق يمكن أن يطلق المادة في الفضاء بسرعة قريبة من سرعة الضوء.
    Fakat biliyor musun ki bir hayaletin aşkı yağmurlarla beraber yağar yıldızlarla birlikte parlar güneş ve ay şeklinde defalarca göğe yükselir ışığını göklere saçar. Open Subtitles لكن هل تعرفِ ان حبّ روح ينهمر مع زخات المطر من السحب يتوهّج مع النجوم
    Uzun ve de yumuşaktır ışık vurduğu zaman ışıl ışıl parlar. Open Subtitles انه طويل وناعم ويلمع بالضوء الذي يشع من خلاله ألا يمكنك ان تري ذلك؟
    Bando çalmaya başladığında Yıldızlar daha çok parlar Open Subtitles عندما تبدأ الفرقة بالعزف النجوم تكون مشرقة وساطعة
    Uzaydan bakınca gördüğümüz bu ışıklar, atmosfere değin parlar ve etrafa yayılıp bu niteliksiz ışık bulutunu oluşturur. TED تلك الأضواء الصغيرة التي نراها على طول الطريق من الفضاء تلمع في الجو، حيث ترتد في الأرجاء وتحدث هذا الضباب الدخاني الساكن للضوء.
    Çünkü mücevherler, tek başlarınayken daha çok parlar. Open Subtitles لإن.. الجواهر تلمع بشدة و هى بمفردها.
    Bazen parlar bakır gibi. Open Subtitles أحيانا تلمع مثل الشرطي
    Karanlıkta en küçük ışık bile parlar. Open Subtitles حتّى أصغر الضوء يضيء في الظلام
    Çamaşır suyu kan gibi luminol altında parlar. Open Subtitles المبيض يضيء بأستخدام لومينول, نفس الدم
    - Noel ağacı gibi parlar. Open Subtitles يضيء كشجرة عيد الميلاد.
    Yeryüzünde cenneti onların göğüslerinde bulursun ve ay da popolarında parlar. Open Subtitles السماء والأرض بدعا على صدورهن والقمر يلمع على جسمهن
    Güneş sisteminde karanlıkta sadece bizim gezegenimiz parlar. Open Subtitles عجيبة صغيرة أن كوكبنا الأرض هو الوحيد في النظام الشمسي الذي يلمع في الظلام
    Ama kılıç anca Arayıcı'nın öfkesi gazaba dönüşünce parlar. Open Subtitles لكن السيف يتوهّج فقط عندما يصل غضب الباحث لمرحلة الإهتياج
    Karanlıkta parlar çünkü yanardöner Open Subtitles يشع نورا فى الظلام لأنه متقزح اللون
    Yıldızlar parlar, etraflarındaki her şeye ışık verirler sonra da kayarlar. Open Subtitles نجوم مشرقة, بأشراقها تأخذ تعب الجميع, ثم يكونو بدون وظيفة
    Madeni yağ KV 590'dan geçirildiğinde 525 nanometrede parlar. Open Subtitles الزيت المعدني يتألق عند 525 نانوميتر (عندما يُفلتر عبر 590 (ك.في
    Hiç televizyon dizilerinde izledin mi hani otel odasında koyu renk bir ışık kullanırlar ve yatağa dağılmış tüm spremler parlar? Open Subtitles أسبق أن شاهدت برنامج (برايم تام لايف)... حينما يأخذون المصباح الأسود في داخل غرف الفنادق... و يرونك كل المني المتشر على غطاء السرير؟
    Tüpün içindeki gaz yalnızca neon ise kırmızı renkte parlar. Open Subtitles لو كانت الأنبوبة بها نيون فقـط بداخلها ستتوهج بلون أحمر

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more