"parlayan" - Translation from Turkish to Arabic

    • اللامع
        
    • تلمع
        
    • لامع
        
    • اللامعة
        
    • متوهجة
        
    • المشرق
        
    • يلمع
        
    • يتوهج
        
    • المتوهجة
        
    • مضيئة
        
    • لامعة
        
    • المضيء
        
    • تتوهج
        
    • يشع
        
    • متوهج
        
    Parlayan zırhının içindeki genç kral yaşlı asiye karşı başkenti savunmak için savaşıyor. Open Subtitles الملك الفتي في درعه اللامع يقاتل للدفاع عن العاصمة ضد الثوار العجائز الضعفاء.
    Ben... sanırım yalnızca ölü insanlar için Parlayan bir güneşim. Open Subtitles أعتقد أنني الشمس التي عليها أن تلمع للميتين فقط
    Alışılmadık bir olay yazılmış. Bir kuyruklu yıldız şeklini Parlayan bir yıldıza çevirmiş tıpkı 2000 yıl önce Bethlehem Yıldızı'nın yaptığı gibi. Open Subtitles تقارير بظواهر غير طبيعيه مذنب تغير شكله الى نجم لامع
    O Parlayan zarflardan birini yanlışIıkla düşürmüş olma ihtimalin var mı? Open Subtitles أمِن الممكن أن تَكون قد أوقَـعت أحد جواباتك الخاصة اللامعة بالخطأ؟
    Tel kesiciler, alarm şemaları gece görüşlü gözlük ve Parlayan ışık çubukları. Open Subtitles إذاً، قاطع أسلاك، رسوم بيانية لنظام الإنذار، نظارات رؤية ليلية، وعصي متوهجة
    Güneş ışığı gibi saçlarınla zümrüt gibi Parlayan gözlerine yazdığı romantik şeyleri gördüm. Open Subtitles و رأيت الأشياء الرومانسية التي كتبها لصاحبة عيني الزمرد و الشعر المشرق كالشمس
    Saçında Parlayan aklarını seviyorum ve de tedirginlikler yüzünden kırışan alnını. Open Subtitles أحب اللون الفضى الذى يلمع فى رأسكِ والصديرية الملفوفة و المجعدة بأهتمام
    Kizina karanlikta Parlayan bir tavsan mi yapmis? Open Subtitles لقد جعلت من أرنب ابنتها يتوهج في الظلام؟
    Böylece Parlayan zırhının içindeki şövalyenin kara şövalye olduğu ortaya çıktı. Open Subtitles و هكذا تبين أن الفارس في الدرع اللامع هو الفارس الأسود
    Cilalı pirinç, parlak gümüş, ayna gibi Parlayan maun. Open Subtitles النحاس المصقول و الفضه البراقه و الماهوجني اللامع
    O karanlıkta Parlayan yıIdız çıkartmaları bunun yanında halt etmiş. Open Subtitles اللاصقات التي تلمع في الظلام لا تقارن بهذا
    yeni açan bir gül gibi, sabahları Parlayan ve hayat dolu... Open Subtitles زهرة متفتحة حديثاً تلمع من الندى في الصباح
    Küçüklüğümden beri Parlayan zırhının içinde şovalyemi hayal ederdim, ve şimdi hayallerim gerçek oldu. Open Subtitles منذ أن كنت صغيرة، كان فارس أحلامي في درع لامع والآن ذلك الحلم يصبح حقيقة
    Kimse kusura bakmasın ama, bu adam Parlayan zırhlar içerisindeki bir şövalyedir. Open Subtitles مع كل إحترامي لك،هذا الرجل كالفارس بدرع لامع
    Çok uzun yıllar önce, her şatoda böyle bir gemi olduğu zamanlarda, ...gökyüzü Parlayan yıldızlarla doluydu. Open Subtitles في ذلك الوقت,قبل عدة سنوات عندما كان لكل قلعه سفينه مثل هذه والسماء مضيئة بالأضواء اللامعة
    Tavanda Parlayan oklar vardı. Open Subtitles و كانت هناك أقواسٌ متوهجة على السقف أقواسٌ متوهجة على السقف
    Parlayan Kılıç'ın ajanı verilerini orada saklıyor. Open Subtitles والذي يتم تخزين قاعدة بيانات السيف المشرق فيه
    Fakat altın gibi Parlayan kişi o zaman insanlarına yol gösterecek. Open Subtitles لكن الذي يلمع مثل الذهب سيوجه شعبه خلال هذه الأوقات
    O yaratıkları evimden uzak tutmak için 100 tane de karanlıkta Parlayan baykuşlardan eklesene. Open Subtitles لماذا لا رمي في مئة تلك البوم يتوهج في الظلام لتخويف تلك المخلوقات من ملكيتي.
    Ve iki göz de Parlayan suyu aktif hâle getiriyor. TED و هاتان العينان تقوما بتنشيط المياه المتوهجة.
    Gerçek fiyatlara 3 hafta dayanan Parlayan, şeyler satın alınırdı. Open Subtitles الأسعار الحقيقية تمنحك أشياء مضيئة ومشرقة تدوم لمدة ثلاثة أسابيع
    Ayna gibi Parlayan zırhlar giyen şövalyeler vardı. TED كان هؤلاء حرفياً فرساناً يرتدون دروعاً مصقولة لامعة.
    Sen her zaman Parlayan yıldızım Parlayan zırhlı şövalyem, kahramanım olacaksın. Open Subtitles ستكون دائماً نجمي المضيء'' ''فارسي في الجلد اللامع، بطلي
    Ve bu gördüğünüz ise belli ışık dalga boylarında karanlıkta Parlayan hücreler. TED وما ترونه هنا هو هذه الخلايا وهي تتوهج في الظلام تحت أطوال موجات ضوئية محددة.
    Mesa Arch'ın turuncuyla Parlayan ve arkadaki mavinin hoş katmanlarına dönelim. TED لذا دعونا نعود لقوس ميسا، والطريقة التي يشع بها الصخر باللون البرتقالي ودرجات الأزرق الجميلة في الخلفية.
    Yani şehirde bir yerde, cinayet zanlısı olan Parlayan bir hırsızımız var. Aynen öyle. Open Subtitles إذاً في مكان ما بهذه البلدة لديها لص متوهج أو ربما قاتل

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more