Her molekül yalnızca ve yalnızca kendi partneri ile uyum sağlayabiliyor. Yani bu konuşmalar, özel ve gizli konuşmalar. | TED | كل جزيء يلائم جهاز الاستقبال الموجود عند شريكه فقط لاغير اذا فهذه محادثات خاصة وسرية |
Nişanlım "tenis partneri" ile hafta sonları uzun tatillere çıkardı. | Open Subtitles | خطيبي كان يقضي دائما عطل نهاية الاسبوع الطويلة مع شريكه في كرة التنس |
2017'nin yazında, Sofia'da bir kadın, partneri tarafından öldürüldü. | TED | في صيف عام 2017 قتلت امرأة على يد شريكها في صوفيا |
Monterrey Bay akvaryumunun partneri olma ayrıcalığına sahibim | TED | ولي الشرف كوني شريكة في متحف خليج مونتيرري المائي |
Tıpkı hayatı boyunca 86 tane seks partneri olan annen gibi. | Open Subtitles | مثل والدتك، التي كان لديها 86 شريكاً جنسيّاً على مرّ حياتها. |
Bir iş ortağı olarak, o kusursuz biri ama hayat partneri olarak değil. | Open Subtitles | كشريكة عمل , كانت مثالية ولكنها لم تكن ذاك الشريك الذي بمقدورك قضاء حياتك معه |
Eğer biri bunu doğru yapmazsa partneri onu rahatça yiyebilir. | Open Subtitles | فإذا لم تقم أحدها بأدائها بشكل صحيح فإن شريكه سيقوم بأكله |
Holden'ın hiçbir öğrencisinde dikkat çeken bir şey yok fakat partneri,Matt, üç haftadır işe gelmiyormuş. | Open Subtitles | لكن شريكه الغوص، مات، لم مشجع للعمل في ثلاثة أسابيع. التوقيت يبدو المشبوهة. |
Ama partneri yanındaki kabindeyse kiminle konuşuyor? | Open Subtitles | لكن اذا كان شريكه جالسا في الكشك الذي بجنبه |
Eğer başarabilirse Balapan onun av partneri olacak. | Open Subtitles | ، إذا حضَّرها بصورة ٍ صحيحة ستصبح بالابان شريكه الصيَّاد |
PV: O ve partneri, tepkisini ve ardındaki tarihi bağlamındaki nüansı anlamazlarsa, bu kolaylıkla gereksiz tartışmalara yol açabilir. | TED | بريا: وانعدام الفهم الدقيق بينها وبين شريكها عن ردة فعلها التي لها تفسير تاريخي كان من الممكن أن يؤدي ذلك إلى جدال لا داعِ له. |
Güzel kadın ve partneri tam karşımızda durarak... vals pozisyonu aldılar. | Open Subtitles | السيدة الجميلة و شريكها وقفا أمامنا بالضبط . في وقفة رقصة الفالس . |
Konuşmaya çalıştım fakat umursadığı tek şey kahrolasıca iş partneri ve doğmamış melez çocuğu. | Open Subtitles | - لقد حاولت - لكنها تتحدث سوى مع شريكها الجديد وابنها الغير مولود المتعدد الثقافات |
Hayır, bütün dikkatimi Julie'nin doğum partneri olmaya vermeliyim. | Open Subtitles | يجب ان أصبّ جُلّ اهتمامي على أن أكون شريكة الولادة لجولي |
"Julie Williams'ın doğum partneri lütfen doğumhane 1'e gelsin." | Open Subtitles | لتذهب شريكة الولادة لجولي ويليامز إلى غرفة الولادة من فضلكم |
Neden Sachin'n açılış partneri olmasın? | Open Subtitles | لماذا لا تستطيع ان تكون شريكة للسيد ساشين فى اللعب ؟ |
Çiftlere hizmet sunan çoğu kızın düzenli bir partneri vardır. | Open Subtitles | لدى معظم الفتيات اللاتي يضاجعن الثنائيات شريكاً منتظماً |
Seks partneri olmak için bu kadar zorluk çıkarmazdım. | Open Subtitles | مش لازم أتعب كده عشان حضرتك تبقى الشريك الجنسى بتاعى |
Bu durumda, yaşamın en büyük ödülü: uygun bir çiftleşme partneri. | TED | في هذه الحالة ، أعظم جائزة في الحياة: شريك مناسب للتزاوج. |
Ve Brit'in seks partneri değiştirmesinden daha hızlı tarz değiştirir. | Open Subtitles | و هي تقوم بتغيير شكلها أسرع من تغيير البريطانيون لجنس شركائهم هذا صحيح |
Çocuklar, eski sevgilileri hırpalama konusunda sizi destekliyorum. Ama nefretimizin birazını da partneri için saklayalım. | Open Subtitles | أنا غاضبة على أعماله, ولكن دعونا نوفر من حقدنا لشريكه في الجريمه |
Neville Chamberlain, annesini, Hitler'e dans partneri olarak, ...verecek hale gelmiş. | Open Subtitles | لكان نيفيل تشامبرلن يعطى هتلر أمه لتكون شريكته في الرقص |
Yani yeni partneri. | Open Subtitles | أو شريكتهُ الجديدة |
Benden ne istiyorsun, Mike? Senden onun isim partneri olmasına nasıl izin verdiğini bilmek istiyorum. | Open Subtitles | أريدُ بأن أعرف كيف جعلتموه يصبح شريكًا بالاسم بالشركة. |
Perry ve partneri 8 saat boyunca sürekli yalan söylediler. | Open Subtitles | بيري وشريكه الصغـير كذبوا على لجنة التحقيق لمدة ثماني ساعات |
Beyler, merhum Catherine ve partneri Leo'nun ölümlerine kundakçılık damgası vurmazlarsa... bir daha seks yapmayacağım. | Open Subtitles | أيها السيدان، إن لم ينسبوا الحريق للفقيدة الراحلة "كاثرين" وشريكها المحرض "ليو"، |