| patronuma iş planımı gösterdim öğle sonrasında 2 liye imzaladım 2 li? | Open Subtitles | أريت رئيسي خطة الأعمال، و سأوقع على الإتفاقيه بعد ظهر هذا اليوم |
| 300. Yarın geri koy yerine yoksa patronuma söylemem gerekir. | Open Subtitles | ثلاثةُ مائة , ارجعها غداً او يجب عليّ اخبار رئيسي. |
| Sonuncusunu saymazdım ama çünkü patronuma hakaret ettiğim için kovuldum. | Open Subtitles | لا أدرج الوظيفة الأخيرة، مع ذلك لأن طردت لمهاجمة رئيسي |
| Şansıma rağmen. Neredeyse patronuma şortlarımı yemesini söylemeden ölecektim. | Open Subtitles | يا للحظ، كدت أموت قبل أن أقول لرئيسي أن يبتلع سروالي |
| - patronuma bakmam lazım. - Evet, evet sorun değil. | Open Subtitles | سأذهب لـ التحقق على رئيستي نعم نعم , لا مشكلة |
| Gün içerisinde bitiremediğim işleri evde gece yetiştireceğimi patronuma söz verdim. | TED | وعدت رئيسي في العمل أن العمل الذي لم أقم بإنجازه خلال ساعات العمل، سأقوم بإنجازه في الليل من منزلي. |
| Paris'e gittiğinizde patronuma söylememeye söz verirseniz size maliyet fiyatına bir numune veririm. | Open Subtitles | اذا وعدتني أنك لن تخبري رئيسي في المرة القادمة التي تكونين فيها في باريس سأسمح لك بالحصول على العينة بسعر التكلفة |
| Psikiyatrist, patronuma bağırdığım için ücretli izne çıkmam gerektiğini söylediğinde tekrar öfkelenmeye başladım. | Open Subtitles | عندما اخبرني الطبيب ان علي الغياب لأنني صرخت على رئيسي بدأت الغضب مرة اخرى |
| Psikiyatrist, patronuma bağırdığım için ücretli izne çıkmam gerektiğini söylediğinde tekrar öfkelenmeye başladım. | Open Subtitles | عندما اخبرني الطبيب ان علي الغياب لأنني صرخت على رئيسي بدأت الغضب مرة اخرى |
| Sonra patronuma gidip kendini becermesini söyledim ve sonra 60,000 dolarlık şantaj yaptım. | Open Subtitles | ثمّ أخبرت رئيسي للذهاب لممارسة الجنس مع نفسه، وبعد ذلك إبتززته وحصلت تقريبا على 60,000 |
| patronuma söylesem iyi olur. | Open Subtitles | نعم , نعم , نعم , طبعاً , لكن يجب أن أبلّغ رئيسي ألا تظنّان ؟ |
| Ödenmemiş 2 milyonluk bir hesapla patronuma gidemezdim. Beni kovardı. | Open Subtitles | لا استطيع الذهاب الى رئيسي حاملا فاتورة غير مدفوعه قيمتها مليونين سيطردني |
| patronuma çıkmam gerektiğini söyleyeceğim. | Open Subtitles | أنا سَأُخبرُ فقط رئيسي أنا يَجِبُ أَنْ أَتْركَ. |
| Aslında benim patronuma e-mail göndermem gerekiyor. | Open Subtitles | أنا يجب ان إرسل بريد إلكتروني الى رئيسي يجب أن أذهب حسنا |
| Geçen hafta, telefonunu patronuma verdim. | Open Subtitles | الأسبوع الماضي، أعطيت رقم هاتفها لرئيسي. |
| Ne kadar erken olursa iyi olur. Haftaya patronuma sunacağım. | Open Subtitles | باسرع مايمكن ساقدمة لرئيسي الاسبوع القادم |
| Bu soruyu patronuma değil, cevap verebilecek herkese soruyorum. | Open Subtitles | وأنا لا أتوجَه بالسؤال لرئيسي ولكن لأيّ شخص لديه إجابة |
| Yani bana sormadan, yeni patronuma gidip düğüne gelmesini istemediğini mi söyledin. | Open Subtitles | لذا أخبرتي رئيستي الجديدة أنك لا تريدينها في الحفل؟ |
| Yanlış yaptığım tek şey patronuma haber vermeden ayrılmaktı. | Open Subtitles | الشيء الوحيد الذي قمت به بشكل خاطئ كان ترك العمل بدون ان اخبر رئيستي |
| Benim gibi tekin olmayan bir işte bile patronuma elimden geldiğince direttim. | Open Subtitles | أنا لأعلم حتى بتهديدي بترك العمل و صراعي الشديد مع مديري الجديد |
| patronuma uçmaktan korktuğumu söylüyorum... ve bunu yılda iki kez yapıyorum. | Open Subtitles | اخبرت رئيسى بانى اخشى الطيران.. واقوم بهذا الفعل مرتين فى العام |
| Ama yeni bir işe girdim ve patronuma aşığım. | Open Subtitles | ولكني حصلت على وظيفة جديدة، وأنا وقعت في الحب مع مدرب بلدي. |
| Çalışmaya ilk başladığımda, patronuma, hergün, yeni fikirler öneriyordum. | TED | عندما بدأت العمل هناك، كنت أقترح لمديري أفكارًا جديدةً كل يوم. |
| Ezra, pazartesi günü patronuma gideceğim ve ona doğruyu söyleyeceğim. | Open Subtitles | ايزرا سأذهب لرئيستي يوم الاثنين وسأخبرها بالحقيقه |
| patronuma kahve getirir ve moralini düzeltmeye çalışırdım. | Open Subtitles | كنت أجلب القهوة لربّ عملي وأشعره بالرضا عن نفسه. |
| Ben de hoşlanmıyorum, NSA'deki patronuma dediğim gibi iş yapmanın bedeli budur. | Open Subtitles | ولا أنا أيضا ولكن كما قلت لرئيسى فى الأمن القومى انه تكلفه أداء الاعمال |