| Biz de bir Pazartesi gününe küçük bir cerrahi müdahale ayarladık. | TED | حددنا موعدا لإجراء عملية جراحية صغيرة بعد أسابيع في يوم الإثنين. |
| Bu arada Smithee, Pazartesi gününe bayan Westminster'ı davet ettim ve onun iyi ağırlanması son derece önemli. | Open Subtitles | أوه، أنيق جدا يا سيدي أوه، سميث ، دعوت الأنسة ويست مينستر للشاي يوم الإثنين ومهم جدا ان تشعرها بالترحيب |
| Öğretmenim Pazartesi gününe yankının nasıl oluştuğunu ezberlemem gerektiğini söylüyor. | Open Subtitles | معلمي يقول انه يجب على ألقاء الدرس يوم الإثنين ما الذي ينتج الصدى |
| Pazartesi gününe kadar orada kalacağız. | Open Subtitles | السادسة مساء الليلة و ستظلوا هناك حتى يوم الاثنين |
| Bence Pazartesi gününe kalmaz bizimkinin hayatından çıkıverir. | Open Subtitles | وأود أن أؤكد يوم الاثنين فإنه سيخرج من حياتها |
| Şimdi gitmezsen Pazartesi gününe kadar çıkamazsın. | Open Subtitles | إذا لم تذهبي اليوم, لن تخرجي حتى يأتي يوم الاثنين, هيا بنا |
| Randevunu Pazartesi gününe aldırdım. | Open Subtitles | .كنت قادرة على إعادة جدولة التزامنا يوم الأثنين |
| Siz bilirsiniz. Pazartesi gününe 10 Bin TL avans ve işlemler için fotoğrafınıza ihtiyacım var. | Open Subtitles | ادفع لي مقدماً بقيمة مئة ألف وسيجهز جواز سفرك يوم الأثنين |
| Pazartesi gününe hazırlanmam gereken iki şovum var. | Open Subtitles | فلديّ برنامجين أستعد لهما من أجل يوم الإثنين |
| Pazartesi gününe kadar 3 hasta gerideydi. | Open Subtitles | ذلك مستحيلُ لأنها يوم الإثنين هي كَان لديها ثلاثة مرضى بخجل |
| Ve en yakın sürede onu kurtarın, aksi halde Pazartesi gününe kadar burada kalacak. | Open Subtitles | ..و إنتشاله بسرعة، وإلاّ فإنه سيضطر إلى البقاء هنا حتى يوم الإثنين |
| Üzgünüm. Pazartesi gününe kadar bitirmem gereken bir tarih ödevim var. | Open Subtitles | آسفة , لديَّ مشروع تاريخي من المقرر تقديمه يوم الإثنين |
| Yoksa Pazartesi gününe kadar beklemek zorunda kalırdınız. | Open Subtitles | وإلا فستبقي هنا حتى يوم الإثنين القادم |
| Ama Pazartesi gününe kadar Kaptan Philips hayali kampında olacak, oyalamam gerek. | Open Subtitles | ولكنه في مخيم كابتن فيليبز حتى يوم الاثنين أحتاج الى المماطلة أنت! |
| Pazartesi gününe kadar duracak sadece, sonra iade edeceğim. | Open Subtitles | انه فقط حتى يوم الاثنين حتى يمكنني إستعادتها. |
| Hayır, ben kendiminkini Pazartesi gününe kadar vermeyeceğim. | Open Subtitles | - لا، أنا لست تسليم الألغام في حتى يوم الاثنين. |
| Görüşlerini Pazartesi gününe bekliyorum. | Open Subtitles | سأتوقع الحصول على اعتقاداتك يوم الاثنين |
| Bayan Gellman'da hâlâ tüp takılı ama Pazartesi gününe çıkarılmasını istiyorum. | Open Subtitles | السيدة (غالمان) لازالت تحت التنبيب، لكنني أريد إزالة الأنبوب بحلول يوم الاثنين. |
| Pazartesi gününe yetiştirmem gereken çağdaş uygarlık ödevim var. | Open Subtitles | يجب علي كتابة صفحة عن الحضارة الجديدة يوم الأثنين. |
| Pazartesi gününe MacArthur'a tam vücut taraması için randevu aldım. | Open Subtitles | لقد قمت بتحديد موعد لإجراء فحص كامل لــ"ماك آرثر" خلال يوم الأثنين |