"pek fazla" - Translation from Turkish to Arabic

    • كثيرين
        
    • كثر
        
    • ليس كثيراً
        
    • ليس بالكثير
        
    • كثيرًا
        
    • معظم من اعرفهم
        
    • ليس هنالك الكثير
        
    • كثيرا عن
        
    • لم أشاهد الكثير
        
    • لا يوجد الكثير من
        
    • الكثير في
        
    Burada olduğumuza göre pek fazla alıcı çıkmamış sanırım. Open Subtitles حسناً، بينما نقف هنا لا أعتقد أن لديكِ مشترين كثيرين
    Sen benim için geldin ve benim için bunu yapacak pek fazla insan yok. Open Subtitles أتيتِ من أجلي و لا يمكنني الاعتمادُ على كثيرين لفعل ذلك.
    Buralarda pek fazla doktor yok ve çocuklar, herhangi bir şey yüzünden ölebilirler. Open Subtitles فلا يوجد أطباء كثر في هذه البلدة وبإمكان للأطفال أن يموتوا بأصغر الأشياء
    Artık pek fazla konuşmuyoruz, büyüdüler ama en küçük olanıyla, evet konuşurum. Open Subtitles ليس كثيراً لأنهم كبروا بالعمر لكن مع صغيري, أجل يراودني هذا
    Herhangi bir şeyden emin olduğum kadar, ki pek fazla değil. Open Subtitles متأكدة بقدر الأشياء الأخرى وهو ليس بالكثير
    Onları bir kafese koyduğunuzda birinci maymun pek fazla yemeyecektir. TED وإن وضعتهما في قفص، فلن يأكل القرد رقم واحد كثيرًا.
    Her neyse bu akşam buraya gelmemin sebebi Mike'ı tanıyan pek fazla kimseyi tanımıyorum ben de senin bu konudaki profesyonel görüşünü alabileceğimi düşündüm. Open Subtitles -أذاً ، على اى حال السبب الذى جعلنى أتى الليلة. أننى لا أعرف أشخاصاً كثيرين يعرفون" مايك".
    - Bilirsin, Durant' da pek fazla adam yok. Open Subtitles تعرف لا يوجد شباب كثيرين في ديورانت
    Tek bildiğim onlardan pek fazla olmadığı. Open Subtitles هم ليسوا كثيرين
    Burada pek fazla arkadaşım yok. Open Subtitles لا املك اصدقاء كثيرين هنا
    Anlayabiliyorum. Buralarda pek fazla Polonya Yahudi'si yok. Open Subtitles يمكنني إيجاد ما يربطني بهذا الإحساس حيث لا يوجد يهود بولنديون كثر هنا
    Yılın bu zamanlarında buralarda pek fazla kiracı olmaz. Open Subtitles كثر لا يؤجرون بوقت بمثل هذا في السنه
    Yani, burada pek fazla arkadaşı yok. Open Subtitles اقصد من الذي لديه اصحاب كثر هنا
    Bildiklerimi anlatırım ama pek fazla bir şey bilmiyorum. Open Subtitles أسمعي، سأخبركِ بما أعرفه، حسناً، لكنّه ليس كثيراً
    Aileye bildiklerimizi anlatacağız ki bu durumda pek fazla bir şey değil. Open Subtitles سنخبر عائلتها ما نعرفه و الذي و للأسف ليس كثيراً
    pek fazla değil. Geleceği görebildikleri söylenir. Open Subtitles ليس بالكثير, من المفترض أن يكونوا قادرين على رؤية المستقبل.
    Biliyorum pek fazla bir şey yok ama, bundan başka verebileceğim bir şey yok. Open Subtitles أعلم بأنه ليس بالكثير ولكن هذا أقل مايمكنني فعله
    O sırada bunun hakkında pek fazla düşünmedim ve bir sonraki üç ölümcül köpek balığı saldırısı olunca da bu fikrin belki de düşünmeye değer olduğuna ikna oldum. TED في ذلك الوقت لم أفكر كثيرًا بالأمر، واستمر الأمر كذلك إلى أن حدثت هجمات القرش الثلاثة القاتلة التالية، وقد دفعتني إلى التفكير، ربما هناك بعض الموضوعية في هذه الفكرة.
    pek fazla dost edinemedim. Savaşa gitmeyenlerle ise... Onlarla konuşmak bile yeterince zor. Open Subtitles معظم من اعرفهم قد ماتوا وليس لدي احد
    Şu kapıdan kendi rızasıyla giren pek fazla adam yoktur. Open Subtitles ليس هنالك الكثير من الرجال يمشون خلال ذلك الباب وهم راغبون بذلك
    - Ailenden pek fazla söz etmemiştin. Open Subtitles نعم نعم انت فقط لم تكوني تتحدثين كثيرا عن عائلتك
    Nehir Toprakları'nda pek fazla R'hllor rahibesi göremeyiz. Open Subtitles لم أشاهد الكثير من كهنة (رهولر) في (ريفر لاندز).
    Senin yaptığın gibi sır tutacak pek fazla eş yok. Open Subtitles لا يوجد الكثير من الزوجات يحتفظون بسر مثل ما فعلتِ
    Tıbbi ders kitaplarında pek fazla bir şey yoktu aslında, çünkü doktorlar çoğunlukla hastalık hakkında yazarlar. TED لكن في الحقيقة لم يكن هناك الكثير في الكتب الطبية، لأن الأطباء يكتبون غالبًا عن الأمراض.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more