"pek kolay" - Translation from Turkish to Arabic

    • من السهل
        
    • يصعب الانفتاح
        
    • من الصعب على
        
    • قيادتها لن
        
    Bu çalışmaya başladığımda, kadınları katılmaları için ikna etmek pek kolay olmadı. TED منذ أن بدأت هذا العمل، لم يكن من السهل إقناع النساء بالتعاون.
    Hastaya gelirsek, ofisine izinsiz girmek pek kolay olmayacak gibi. Open Subtitles لن يكون من السهل اقتحام مكتبها ربما ترغبون بالبدء بمنزلها
    Ona bir şeyler anlatabilmek her zaman pek kolay olmuyor farkındayım. Open Subtitles أعلم أنه لم يكن من السهل لجعلها ترى الأشياء باتجاه معين
    Dünyanın yükünü omuzlarında taşıdığında insanları kendine yaklaştırman, onlara güvenmen pek kolay olmuyor. Open Subtitles عندما يثقل العالَم كاهلك يصعب الانفتاح على الناس والثقة بهم
    Burada durup, bunu sormak pek kolay değil... Open Subtitles من الصعب على ان اقف هكذا الح عليك لذا...
    Normal vites istiyordum... ama benim durumumda elle değiştirmek pek kolay olmaz sanırım. Open Subtitles اللعنة , أريد أن أظل معها و لكنى إكتشفت أن قدرتى على قيادتها لن تكون قوية للدرجة
    Dünyanın en güçlü adamına böyle bir şey söylemek pek kolay değil. Open Subtitles ليس من السهل أن تقول لا للرجل الأكثر قوة في العالم الحر.
    Bir doktora o tür bir işi yaptırmak da pek kolay olmaz zaten. Open Subtitles حسناً ، إنه ليس من السهل إيجاد طبيب يقوم بهذا النوع من العمل
    Elimi kaldırıp bir çocuğu ölüme göndermek benim için pek kolay değil. Open Subtitles ليس من السهل أن أرفع يدي وأرسل ولداً للموت بدون الحديث عنه أولاً.
    Tam kesin ölüm zamanını bulmak pek kolay bir iş değildir. Open Subtitles ليس من السهل أبداً أن تحدد الوقت الفعلي للوفاة
    Mümkün olduğunca akıllıca kullan. Zira ele geçirmek pek kolay olmamıştı... Open Subtitles إستعملها بحكمة، رغم ذلك لم يكُن من السهل الحصول عليها
    Ivır zıvırları havalandıran bir hayaleti kabul etmek pek kolay değil. Open Subtitles ليس من السهل الاعتراف ان شبح يطوّف الديكور الخاص بك
    Kendimi havalı hissettirdin ki bu pek kolay değildir. Open Subtitles لقد جعلتني أشعر أنني رائع وهو شيء ليس من السهل عمله
    Sen bir tekneyle gezerken geldiğimi bildirmek pek kolay olmuyor. Open Subtitles كما تعلم ، ليس من السهل الوصول لرحلة على متن قارب
    Yeni bir taşeronla da işe başlamak pek kolay olmayabilir, Open Subtitles حسنا , لا يمكنني التخيل أنه سيكون من السهل بدء شركة جديدة,
    SNP geri dönüş yapmayı düşünüyorsa ekibi toplamak pek kolay olmayacak. Open Subtitles إن كان الحزب يفكر بالعودة من جديد فليس من السهل إعادة لم شمل الفرقة مرة أخرى
    Kayıtlarına bakmayı başardım, kayıtlarını bulmam pek kolay olmadı. Open Subtitles لقد خططت لمتابعة تسجيلاتك ليس من السهل تتبعك
    Dolayısıyla bu sineklerden kaçmamız pek kolay görünmüyor. TED ولذلك ليس من السهل تجنّب هذه الحشرات
    Dünyanın yükünü omuzlarında taşıdığında insanları kendine yaklaştırman, onlara güvenmen pek kolay olmuyor. Open Subtitles عندما يثقل العالَم كاهلك يصعب الانفتاح على الناس والثقة بهم
    Burada durup, bunu sormak pek kolay değil... Open Subtitles من الصعب على ان اقف هكذا الح عليك لذا...
    Normal vites istiyordum... ama benim durumumda elle değiştirmek pek kolay olmaz sanırım. Open Subtitles اللعنة! أريد أن أظل معها... و لكني إكتشفت أن قدرتي على قيادتها لن تكون قوية للدرجة

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more