Sempo John'un Çizgi Film Ağı genelevinin pezevengi olduğuna dair. | Open Subtitles | على أن جوني تشيمبو هو القرد القواد المسؤول عن شبكة دعارة أفلام الكرتون |
Muhtemelen erkek arkadaşı ya da pezevengi tarafından dövüldü. | Open Subtitles | ربما ضربها عشيقها أو القواد المسئول عنها |
Bunca yıl çabadan sonra eyaletin pezevengi oluverdik. | Open Subtitles | وبعد كل هذه السَنَواتِ مِنْ العملِ , اصبح قواد للولايةِ. |
Çoğu telekıza müşteri, masaj işi ayarlayan bir pezevengi olur. Kızı hapisten çıkarırlar, borçlarını öderler vs. | Open Subtitles | اغلبهن يحركهن قواد يدير خدمات مرافقة أو تدليك ويخرج الفتاة من السجن ويدفع بعض الفواتير وهكذا |
pezevengi tarafından tecavüze uğrayan bir fahişeyim, ve tüm gün karanlık bodrumlarda satılır. | Open Subtitles | أقوم بدور فتاة ليل تتعرض للضرب و الاغتصاب على يد قوادها ثم يحتجزها في زنزانة مظلمة طول اليوم لمدة طويلة ثم تجن .. |
Ama gerçek suçun, bir pezevengi öldürmenin yanında hiç kalır! | Open Subtitles | لكن جريمتك الحقيقة لا علاقة لها بموت القوّاد. |
Seni yılın pezevengi ilan ediyorum. | Open Subtitles | عليّ أن أطلق عليك سمسار الفاحشة لهذهِ السنة |
Bir pezevengi elektrikli sandalye ile dövmekten beş sene daha ceza aldı. | Open Subtitles | خدم خمس سنوات لضرب قوّاد إلى الموت بكرسي معوّقين. |
Ama eğer bu pezevengi şu an var olan bir yasayla içeri tıkmayı başarırsanız hukuki yapılanmamız sandığımızdan iyi durumda demektir. | Open Subtitles | لكنك إذا أستخدمت القانون لكي تسجن هذا القواد ربما ذلك قد يثبت أن هذا المكان أفضل مما توقعناه |
Ve burada da cam kafesin içinde... Hayır, Süpersinek'in pezevengi değil. | Open Subtitles | و هنا المغطى بالزجاج كلا، ليست عصا القواد (سوبر فلاي) |
- Uday'in pezevengi mi? | Open Subtitles | -القواد الخاص بـ(عدي)، القواد الخاص بـ(عدي ) |
Komiser Flynn, kızın pezevengi geldiği anda hemen bana bildirin. | Open Subtitles | ملازم " فلين " أبلغني لحظة وصول القواد |
pezevengi şimdiden göz altına aldık. | Open Subtitles | نحن نضع ذلك القواد في الحجز |
Büyük alfa pezevengi. Yanında bir sürü kız var olan. | Open Subtitles | انه قواد كبير والعديد من الفتيات يعملن معه |
Tutuklamak üzere olduğumuz bir Rus pezevengi soydu. | Open Subtitles | سرق قواد روسي نحن كنّا على وشك أن نعتقله |
pezevengi buna kesik atınca işi bıraktı. | Open Subtitles | وتوقفت عن العمل عندما تم ترشيحها من قبل قواد ما |
Bir pezevengi öğrenci olarak almayacağım. | Open Subtitles | لا استطيع اخذ قواد ليتعلم عندى |
Bu beyefendi onun pezevengi. Ayrıca bir polis memuru. | Open Subtitles | هذا السيّد هو قوادها وأيضاً ضابط في حفظ السلام |
Koca Burunlu Kate diye bir fahişeyle yolculuk ediyor... ama onun pezevengi değil. | Open Subtitles | يسافر برفقة عاهرة ...تسمى كايت ذات الأنف الكبير لكنه ليس قوادها |
pezevengi benim adamımdı. | Open Subtitles | قوادها كان أحد مساعدي |
pezevengi izlettiriyoruz, ama şimdilik temiz. | Open Subtitles | حسنٌ ، مازال لدينا القوّاد لكنّ لا عليه شيء حتى الآن |
Vice ile konuşacağım partiyi düzenleyen pezevengi bulmaya çalışacağım. | Open Subtitles | سأتحدّث إلى شرطة الأخلاق لمُحاولة إيجاد القوّاد الذي رتّب للحفلة. |
- Evet, sonra pezevengi tarafından öldürüldü. | Open Subtitles | - وبعدها سمسار العهر خاصته قام بقتله - |
Bir pezevengi öldürdüğün için müebbet almışsın. | Open Subtitles | حكمت مدى الحياة لقتلك قوّاد. ثماعترتكتلك النوبة... |
Muhtemelen pezevengi vardır ya da en azından abisi ya da kardeşi... | Open Subtitles | لا بدّ من أنّ لديها قوّاداً أو على الأقل أخاً أكبر |
Eğer bizi bu durumlara düşüren adi pezevengi görmezsen bu beni deli eder. | Open Subtitles | إذا لم أرى أولئكَ الأوغاد الذين فعلوا ذلك بنا فسوف يُصيبني الجنون |