"pfizer" - Translation from Turkish to Arabic

    • فايزر
        
    Pfizer'daki adamımı yarın sabah ararım. Open Subtitles سوف أقوم بالإتصال مع أصدقائنا في بي فايزر غدا صباحا
    Unutma, Pfizer, insanları mutlu eder. Open Subtitles تذكر بي فايزر يجعل الحياة أحسن حاول أن تجعل المريض يشعر بالسعادة
    - Jamie Randall, Pfizer'dan. Nasılsınız? - Hayır, teşekkürler. Open Subtitles مرحبا يا دكتور, أنا جميمي راندل من شركة بي فايزر كيف حالك ؟
    - Pfizer seks ilacı üretiyormuş. - Nerede okudun? Open Subtitles بي فايزر تصنع أدوية للفاشليين أين قرأت هذا ؟
    Viagra, bu küçük hap, üreticisine adeta hücum edilmesini sağladı ilaç devi, Pfizer'a. Open Subtitles فياجرا , الحبة الصغيرة التي أصبحت المنتج الأهم لمصنعها شركة الأدوية العملاقة , بي فايزر
    Pfizer, sen iyi çocuksun. İyi de gidiyorsun. Open Subtitles بي فايزر, أنت فتى لطيف و بدأت أمورك تتحسن حسنا
    Ama devam etmeden önce, biliyorum ki Galweather, Pfizer için de danışmanlık yapıyor. Open Subtitles ولكن قبل أن نبدأ أعلم أن جالويزر يقومون بالاستشارة من أجل فايزر
    K. Warren ve MetroCapital ile olan tek kendini kurtarma şansı Pfizer'la atlamaktı! Open Subtitles وأي فرصة لديك لإنقاذ نفسك مع ك.وارين ومتروكابيتال ضاعت مع فايزر
    Pfizer'ın getirisi Jim Reynolds'un on katı, ki Jessica bu konuda fazla inatçı olmuştur. Open Subtitles قيمة فايزر اكبر بعشر مرات من جيم رينولدز ودائماً ماكانت جيسكا لا تستطيع التعامل معه
    Eğer Pfizer'ı şirkete bağlarsam Harvey'nin onu başta şirkete almasına gerek kalmaz. Open Subtitles إذا استطعت أن احصل على فايزر فإنه لن يصبح على هارفي إحضار هذا المهرج إلى الشركة على الإطلاق
    Hayır, asıl istediğinin Pfizer olduğunu biliyordum bu yüzden bunun için uğraştım. Open Subtitles لقد علمت أن ماتريده حقاً هو فايزر لذا حاولت
    Pfizer ve Merck'te kullanılanlarla aynı kalitede bu. Open Subtitles مقدّمة من شركتيّ "فايزر" وَ "ميرك" الكيميائيّتيْن. تلك الوحدة ستكون في مكانها الصحيح.
    Pfizer, ilaç üreticisi anti-tekel suçlar işledi. Open Subtitles "ايستمان كوداك" كانت مذنبة بالانتهاكات البيئية. "فايزر" التي تنتج الأدوية كانت مذنبة بانتهاك قوانين مكافحة الاحتكار.
    Yani sanırım, sizinle çalışmak ve Pfizer ile ve diğer ortaklığımızla burayı daha güzel bir yer yapacağız. Open Subtitles لذلك اعتقد أنكم سويا تعرفون العمل الذي بينكم و"فايزر" وجميع شركائنا الآخرين جيدا لجعل هذا المكان أفضل.
    Sonra Pfizer, ulaşım dairesi ile işbirliği yaparak bu makinaları satın aldı. Open Subtitles لذا قامت "فايزر" بالتعاون مع سلطات المعابر فعلا اشترت هذه المكائن.
    Bu bir konuşma kutusu Pfizer koruması ile konuşmamızı sağlar buradan yaklaşık 500 metre uzaktadır. Open Subtitles هذا صندوق الاتصال الداخلي الذي يسمح لنا بأن نتصل بحارس "فايزر" الذي يبعد 500 ياردة تقريبا من هنا.
    Şimdi, Pfizer korumasını bugün görmedim ama onu çağırabilirsem göreceğim. Open Subtitles الآن أنا لم أرى حارس "فايزر" اليوم ولكن سأذهب لرؤية إذا تمكنت أن اتصل به.
    Ve sonra Pfizer koruması ulaşım polisini arar ve ulaşım polisi suç durumuna müdahele eder. Open Subtitles ومن ثم حارس "فايزر" يطلب شرطة مرور المعابر وشرطة مرور المعابر تقوم بالاستجابة لأي حالة اجرامية.
    Minik mavi hap. Pfizer üretiyor. Bağkur da ödüyor. Open Subtitles الحبة الزرقاء الصغير، استخدام "بى فايزر"، والرعاية الطبية!
    Stan, bu da, Pfizer'daki zeki adamımız. Open Subtitles ستان هذا مندوب صغير من بي فايزر

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more