"planlanmamış" - Translation from Turkish to Arabic

• مجدول
• مجدولة
• مخطط له
• مسبق
• الغير مخطط

Nükleer materyal taşıyan Planlanmamış bir konvoy 15 dakika önce UNAÖ'den yola çıkmış.
قافله غير مجدول لها تنقل مواد نووية غادرت مبنى المنظمة قبل 15 دقيقة

Dolayısıyla, Başkan Fitzgerald Grant... ..başkanlık limuziniyle Planlanmamış bir gezinti yapıyor gibi görünüyor.
لذا الرئيس فيتزجيرالد غرانت يبدو أنه اتخذ ركوب غير مجدول في سيارة ليموزين رئاسية

Bugün başka hiçbir bir merkez Planlanmamış giriş rapor etmedi.
لم يبلغ أي مركز آخر عن شحنات غير مجدولة اليوم

Planlanmamış ziyaretler veya müşteri ziyareti bahaneleri gibi şeyler var mı?
، هل عندك أي شيء عن ، زيارات غير مجدولة أعذار لزيارة عملاء ؟

Gece boş bir yolda tek başına giderken Planlanmamış bir yoldan sapma sonucu kendini kaybolmuş olarak bulur.
يصدف أن يأخذ منعطف غير مخطط له ويجد نفسه تائهاً

Burada yapmaya çalıştığın şey anayasaya aykırı önceden Planlanmamış kısıtlamadır.
ما تحاول اثباته هنا هو ضبط مسبق غير دستوري

Biliyor musun tatlım, Planlanmamış gebeliklerin çoğu... erkek cinsel yönden çok aktif olduğu... ve kadın da bilinçsiz ama son derece güçlü... bir biçimde onun spermine ihtiyaç duyduğu için gerçekleşir.
تعلم يا حبيبى العديد من الحمل الغير مخطط يحدث لأن الرجل مثل المولد الجنسى.

Planlanmamış Dünya dışı aktivasyon.
تنشيط غير مجدول

Planlanmamış gezegen dışı aktivasyon.
تنشيط خارجي غير مجدول

- Planlanmamış bir eylem var.
لدينا نشاط غير مجدول.

Önceden Planlanmamış bir duraksamadır.
حسناً جميعاً، هذه وقفة غير مجدولة

Dediğine göre adamın karısına Planlanmamış telefonlar ediyormuşsun.
وقال أنك قُمت بزيارة غير مجدولة لزوجتة،

Herhangi bir Planlanmamış geçit hareketi veya açıklanamayan işaretler.
أي نشاطات (بوابة) غير مجدولة أو إشارات غير مفسرة؟

Peki. Planlanmamış gebelik. Artılar sütununa geçiyor.
حسناً الحمل الغير مخطط له ينتقل إلى الايجابيات

Yani, Wheeler Planlanmamış hamilelik ile 1-0 önde.
لذا لو أنكم تسجلون نقاط والتي لويلر واحد للآشيء في مباراة الحمل الغير مخطط له

- Ayakkabının gıcırtısı. Bay Carvelle çok yoğun bir adam ve bunun Planlanmamış bir görüşme olduğunu bilin.
الصرير في الحذاء أنا متأكد من أنك تفهم كان هذا اجتماعا غير مخطط له

Bu, Planlanmamış, özel bir görüşmeymiş.
(وكانت مقابلة خاصة لم تكن بميعاد مسبق)