| Christopher'ı, beni planlarının bir parçası yapmaya zorlamak için kaçırdılar. | Open Subtitles | لقد اخذوا كريستوفر لأجبارى على ان اكون جزءاً من خطتهم |
| - Teyla... - Binbaşı? Sence burnumuzu sokmadan önce planlarının tamamını dinlesek iyi olmaz mı? | Open Subtitles | تيلا،يجب أن نستمع إلى خطتهم الكاملة قبل طعن الفتحات فيه. |
| Dolaylı delillere rağmen, Tesla'nın fikirlerinin ya da planlarının Stratejik Savunma Girişimi'nde kullanıldığına doğrudan işaret eden bir kanıt yoktu. | Open Subtitles | على الرغم من الأدلة الظرفية لا يوجد دليل مباشر على أن أفكار أو خطط تيسلا استخدمت في مبادرة الدفاع الاستراتيجي |
| Kambriyal Patlamada, hayvanların bütün vücut planlarının evrildiği safha, sadece 10 milyon yıl sürdü.200 kat daha hızlı. | TED | إذن فإنفجار الكمبريان، عندما تطورت جميع خطط أجساد الحيوانات، استغرق فقط 10 مليون سنة. وكان أسرع ب 200 مرة. |
| Şimdi tek yapmamız gereken kulak verip, planlarının ne olduğunu öğrenmek. | Open Subtitles | الآن جُل ما علينا فعله هو التنصت، ونعرف ما هي خططه. |
| planlarının girişimi tehlikeye attığını kendisine izah ettim. | Open Subtitles | أوضحتُ له إقناعًا أنّ خططته عرّضت المشروع العام للخطر. |
| Sana tatil için planlarının ne olduğunu bile sormadım. | Open Subtitles | أنا حتى لم أسألك عن مخططاتك للإجازة لا ، ليس لدي أي خطط |
| Bütün bunlar planlarının bir parçasıydı,.. ...ve şimdi Hassan, Aaliyah'ı öldürmeye gidiyor. | Open Subtitles | كل هذا كان جزءا من خطتهم والآن حسان سيقتل علياء |
| Onları takip edelim. Kalıbımı basarım, planlarının kalanını da öğreniriz. | Open Subtitles | اتبعهم، أراهن على أننا سنكشف خطتهم بأكملها |
| Bunu yaparsak planlarının yandığını anlarlar ve ne zaman, nerede ve nasıl yapılacağını değiştirirler. | Open Subtitles | إن فعلنا ذلك ، سيعلم الروس أن خطتهم إحترقت و سيغيّرون المكان و الزمان و الطريقة |
| Savaş esnasında kurtarılan arşivlere göre planlarının Dünya'dan 8.200 kilometre yukarıda bir uzay istasyonu kurmak olduğuna inanıyoruz. | Open Subtitles | بناءا على الأرشيف المستصلح خلال الحرب، نحن نعتقد أن خطتهم كانت تطمح إلى بناء محطة فضائية بمسافة 8200 كلم فوق الأرض |
| Tanrıların isteğine yerine getirmeliyiz, ama belki de bu yabancılar planlarının bir parçası. | Open Subtitles | لكن ربما كان هؤلاء الغرباء جزء من خطتهم |
| Hala deneysel bir silah olan tanklar savaşın en ileri ve yenilikçi planlarının bir parçası oldular. | Open Subtitles | الدبابات ، التي كانت ما تزال تجريبية كانت واحدة من اكثر خطط الحرب تعقيداً وتطوراً |
| Bayan Donata, benim için büyük planlarının olduğunu ve endişelenmememi söyledi. | Open Subtitles | السيدة دوناتا قالت لي أنها لديها خطط كبيرة من اجلي وأن لا أقلق |
| Onun değiştirilmesinin yenileme planlarının bir parçası olduğunu sanmıyorum. | Open Subtitles | لا أظنّ استبدال هذا كان مدرجاً في خطط الترميم |
| Şimdi tek yapmamız gereken kulak verip, planlarının ne olduğunu öğrenmek. | Open Subtitles | الآن جُل ما علينا فعله هو التنصت، ونعرف ما هي خططه. |
| Birçok öğrenci ve elitler, onun ekonomik planlarının Burkina Faso’yu kapitalist ortaklarından uzaklaştıracağına inandı. | TED | آمن العديد من الطلاب والنخبويين بأن خططه الاقتصادية قد تستبعد بوركينا فاسو عن رفاقها الرأسماليين. |
| planlarının önündeki en büyük engel bu olsa gerek. | Open Subtitles | هذا من شأنه أن يكون عائقاً لخطتك ... |
| Bu onları yakalamak için tek umudumuz planlarının sıradaki aşamasını oynamak. | Open Subtitles | إنه آملنا الوحيد للإمساك بهم أن نبلغ المرحلة التالية من خططهم |
| Takımımla çalışarak sadece 2 gün içerisinde Z'lerin planlarının önemli bir kısmını çözdüm. | Open Subtitles | خلالَ يومين فقط، بمشاركةِ فريقي كشفتُ جزءاً أساسيّاً من خطّةِ الزائرين. |
| Ama planlarının arasında uçak yoktu. | Open Subtitles | حتى اللعبة كانت من مخططهم و لكنهم لم يخططوا للطائرة إنهم يسعون لشيء ما |