Doktorların dediğine göre plastik bir balonda yaşamalıymış. Düşünebiliyor musunuz? | Open Subtitles | أغرب شيء، يقول الأطباء أن عليه العيش داخل فقاعة بلاستيكية |
Nasıl olmuştu bilmem ama plastik bir çöp kovasında yapmıştım. | Open Subtitles | حسناً, لا اعرف كيف. لقد صنعتها في علبة قمامة بلاستيكية |
Her zaman, plastik bir eşekte oturan ve sana iyi hissettirecek biri olmayabilir. | Open Subtitles | لن تكون هناك دائماً سيدة تجلس على حمار من البلاستيك لتجعلك تشعر بالسعادة |
Külleri plastik bir torba içinde verdiler. Fakat o da delikti. | Open Subtitles | كنت قد وضعتها في كيس من البلاستيك لكن كان به ثقب |
Bunu plastik bir pakete koyup çorabınıza sıkıştıramaz mısınız? | Open Subtitles | ألم تقم بأخذ قفازات مناسبة ووضعتها بجوربك |
Bugün hakkında konuşacağım son malzeme ise plastik. Ve tabii ki, tost makinemin plastik bir kutusunun olması lazımdı. | TED | وآخر عنصر اريد التحدث عنه اليوم هو البلاستيك وطبعاً يتوجب ان تغلف محمصة الخبز الكهربائية بغلاف بلاستيكي |
Cesedi plastik bir torba içinde dışarıya taşıdığını gördüm. | Open Subtitles | لقد رائيته يحمل جسم ما ملفوف في حقيبه بلاستيكيه |
Hayır, günlük ayakkabılarımıza plastik bir altlık takıyoruz. | Open Subtitles | لا ، احذية عادية فحسب ويكون اسفلها مطاطي |
Bu temelinde bir arkadaşlık hikayesi, plastik bir şişenin takibinde yaşanıyor. | TED | اذا في الاساس .. هي قصة صديقين وعلبة بلاستيكية .. تطوف إلى المحيط |
Kafanızda jöle varsa evde oturun, yoksa sonsuza dek plastik bir kaskınız olabilir. | Open Subtitles | إن تلقيتم الإنذار، فابقوا بالبيت وإلا ابحثوا عن خوذات بلاستيكية |
Boğazında plastik bir silah var. Hastaneye gitmeliyiz. | Open Subtitles | هناك قطعة بلاستيكية عالقة في حلقه سنذهب الى المستشفى |
Gömleğimin üstünde, üzerinde ismimin yazılı olduğu ince, plastik bir kart görüyor musunuz? | Open Subtitles | هل ترى بطاقة بلاستيكية مشبوكة على قميصي واسمي مطبوع عليها? |
Bir keresinde plastik bir çiçek yemeye kalktım. Canım yanmıştı. | Open Subtitles | تعلم, حاولت ان اكل زهرة بلاستيكية مرة تاذيت |
Bir dahaki sefere dosyaları plastik bir torbaya koyar öyle keserim. | Open Subtitles | في المرة القادمة، سأضع كيس من البلاستيك قبل أن أقطع الخُضار. |
Üzerine bir Radio Shack anteni takılmış plastik bir parçadan ibaret. | TED | انها قطعة من البلاستيك متصلة بهوائي مذياع بسيط. |
Bunları yüksek voltajlı bir kaynağa bağlayıp plastik bir çerçeveye gerilmiş şeffaf bir lastik parçasının yanına koyduk. | TED | ووصلناه بتيّارٍ عالي التوتّر ووضعناه قرب قطعةٍ شفّافةٍ من المطّاط بعد تمديده على إطارٍ من البلاستيك. |
Kocaman sombrero şapkasıyla, plastik bir eşek üstünde oturuyordu. | Open Subtitles | كانت ترتدى قبعة مكسيكية وكانت تجلس على حمار من البلاستيك |
Bunu plastik bir pakete koyup çorabınıza sıkıştıramaz mısınız? | Open Subtitles | ألم تقم بأخذ قفازات مناسبة ووضعتها بجوربك |
Bir anda enerjiyi camınıza yapıştırabileceğiniz plastik bir yüzey üzerinde elektrona çevirdiniz. | TED | فجأة نكون حولنا الطاقة إلى إلكترون على سطح بلاستيكي يمكنكم لصقه على نافذتكم. |
Çiğ toplayıp, yoğunlaştırmak için plastik bir tabaka kurabilirsin. | Open Subtitles | تستطيع ان تنصب ستائر بلاستيكيه لتجميع الندى المتكاثف |
Gücü ayarlayıp içeriği depolayacak plastik bir torba yapabiliriz aslında. | Open Subtitles | يمكننا ضبط القوة و عمل كيس مطاطي يحوي المكونات |
Ama ailem bunun yerine bana küçük plastik bir tavuk aldı. | Open Subtitles | بدلاً من شرائها لي اشترى لي أهلي تلك الدجاجة البلاستيكية الصغيرة |
Gömleğimin üstünde, üzerinde ismimin yazılı olduğu ince, plastik bir kart görüyor musunuz? | Open Subtitles | هل ترى كارت بلاستيكى ملصق على قميصى و علية اسمى ؟ |