| Mümkünse sabah yürüyüşüne çıkmak çok iyi bir fikir olabilir bence ve siz de postaneye çok uzak değilsiniz, hem herkesin özel hayatı vardır. | Open Subtitles | أ أ أعتقد انها فكره جيده لأخذ جولة كل صباح إن امكن وانتي لستي ببعيدة عن مكتب البريد وايضا , بالطبع, هناك مسألة الخصوصية |
| "postaneye girerken kalbim küt küt atıyordu ve sen orada, 237 numaralı posta kutusunun içinde duruyordun. | Open Subtitles | لقد كان قلبى يرتعش حين سرت داخل مكتب البريد و ها أنت ، ترقد فى صندوق رقم 237 |
| Gazetem her hafta olduğu gibi, bugün postaneye geldi. | Open Subtitles | حسناً وصلت صحيفتي اليوم إلى مكتب البريد كما يحصل كل أسبوع |
| Ben kasabaya inip postaneye bazı talimatlar vermeye gidiyorum. | Open Subtitles | إننى سأنزل إلى القرية لأعطى تعليمات لمكتب البريد |
| - Hayır. Kimliğinizle beraber postaneye gitmeniz gerekiyor. | Open Subtitles | حسنا، عليك أن تذهبي لمكتب البريد و تحضرين معك بطاقتك الشخصية. |
| Bugün postaneye gideyim dedim, öylesine, ne var ne yok bakmak için. | Open Subtitles | صادف أن اقف عند مكتب البريد اليوم يا تزايتل لألقي التحية |
| Hanımefendi, postaneye nasıl gidebilirim acaba? | Open Subtitles | أنستي , هل تخبرينني كيف أن أصل إلى مكتب البريد ؟ |
| annem postaneye gidip şikayetçi oldu. | Open Subtitles | بعد بضعة أسابيع ذهبت أمي إلى مكتب البريد لتشتكى |
| Bana bir satır yazar ve Collingbourne'daki postaneye yollarsanız minnet duyarım. | Open Subtitles | و سأكون ممتناً لو وصلتني منك رساله إلى مكتب البريد في كولنبورن بالقرب من هانجرفورد |
| Sonra postaneye üstünde etiket olmayan kutular geldi. | Open Subtitles | ثم وأنا على وشك الذهاب، تأتي مجموعة صناديق بدون عنوان إلى مكتب البريد. |
| postaneye gitme diye ben imzaladım. | Open Subtitles | لقد وقّعـت عليهـا لذلك لست بحاجه للذهاب إلى مكتب البريد |
| Yarın postaneye gidip posta kutusu kiralayacağız. | Open Subtitles | لا مشكلة سنذهب إلى مكتب البريد غدا ونستأجر صندوق بريد |
| Hayır, her zaman postaneye gidip, telefon ederdi? | Open Subtitles | لا,انها دائما تذهب الى مكتب البريد وتستخدم الهاتف. |
| Bu arada, bugün postaneye uğradığım. | Open Subtitles | اوه، بالمناسبة ، لقد قصدت مكتب البريد اليوم |
| Ben postaneye gidiyorum, gelecek misin? | Open Subtitles | سأذهب الى مكتب البريد هل تريدين أن تأتي معي؟ |
| Eminim ki resmini postaneye asmışlardır. | Open Subtitles | اذهبي لمكتب البريد انا متأكدة من ان صورتها ستظهر |
| O parayla sadece, postaneye gidip hoşuna giden pullardan alabilirsin. | Open Subtitles | إذهب بهذا المبلغ لمكتب البريد واشتري الكمية التي تريدها من الطوابع |
| Yeni plan, postaneye falan gitmiyoruz artık! | Open Subtitles | خطة جديدة، لن نذهب لمكتب البريد بعد الآن |
| Direkt en yakın postaneye gidiyoruz ve hediyeleri bırakıyoruz. | Open Subtitles | نذهب إلى أقرب مكتب بريد ونرمي بالهدايا هناك |
| postaneye geçeli daha bir hafta bile olmadı. | Open Subtitles | انتقلتَ إلى غرفة البريد من أقّل من أسبوع |
| Belki kuzen Fernande sana postaneye yakın bir oda bulmuştur. | Open Subtitles | (لقد هاتفت إبنة عمّي (فيرناند قد تجد لك غرفةً جميلة حذو مركز البريد |
| Umarım bu sabah postaneye yürürken çok ıslanmamışsınızdır? | Open Subtitles | ارجوا انك لم تبتلّي في طريقك الى البريد هذا الصباح؟ |