pozisyonunu al ve koru. | Open Subtitles | فقط احصل على موقعك و تسمك به إذهب إلى الأسفل إلى المدخل السفلي |
Bana iyilik yapmak için pozisyonunu kötüye kullanmadığın için mi? | Open Subtitles | أنك لم تسئ استخدام موقعك لتسدي صنيعاً لي؟ |
Bence yönetici pozisyonunu benden daha çok hak ediyorsun. | Open Subtitles | أظن أنك بالتأكيد تستحق منصب المدير أكثر مما أستحقه أنا |
Patron, eğer onu telefonda tutabilirsek, pozisyonunu belirleyebilirim. | Open Subtitles | سيدي، إذا أعدت التحدث إليه، إبقه طويلاً أستطيع محاولة تعقب موقعه |
Her iki eldeki ivme ölçer Accelerometer el pozisyonunu okuyor. | TED | مقياسات تسارع على كل يد تقرأ وضعية اليد |
Herkes pozisyonunu korusun. Emirlerimi uygulayın. İyi şanslar. | Open Subtitles | إتخذوا مواقعكم جميعاً، واتبعوا أوامري، وحظ سعيد |
Gülebilirsin, ama pozisyonunu tutmalısın. | Open Subtitles | يمكنك الضحك ولكن الزمى الوضعية |
pozisyonunu al ve koru. | Open Subtitles | -فقط احصل على موقعك و تمسك به -افعلها يا رجل |
Anlaşıldı P-2, pozisyonunu koru. | Open Subtitles | عُلم، يا إثنان، حافظ على موقعك |
Tamam, pozisyonunu al. Dr. Glass'ı koru. | Open Subtitles | حسنا اثبت في موقعك واحم الدكتورة غلاس |
Şirketteki herkes, sana nasıl yönetici pozisyonunu verdiğimi konuşuyor. | Open Subtitles | جميع مَن في الشركة يتحدثون عن كيفيه إعطائي لك منصب المدير الآن |
Şehir konseyindeki müsteşar yardımcılığı pozisyonunu da bu yüzden oluşturdum. | Open Subtitles | وإحتللت منصب نائب رئيس داخل مجلس المدينة. |
Bu çocuk, Mary'nin pozisyonunu güçlendirecek ve böylece onun iddiası güçlenecek, | Open Subtitles | يعزز هذا الطفل منصب ماري باعتبارها كاثوليكية تنجب وريث |
Baktı çünkü atıcının topu korumadığını gördü ve pozisyonunu kaleye göre ayarlaması gerekiyordu. | Open Subtitles | نظر لأنه كان يعلم بأن الرامي لم يكن يقوم بالتغطية واحتاج تغطية موقعه بالنسبة للقاعدة. |
Joseph Caiaphas, Romalı müttefiği olmayınca, tapınaktaki pozisyonunu kaybetti | Open Subtitles | بينما جوزيف قيافا، دون حليفه الرومانية، خسر موقعه داخل المعبد. |
Tek haberleşme yolunuz, kesinlikle bir kolun pozisyonunu değiştirmek veya butona basmak. | TED | طريقتك الوحيدة لإيصال المعلومة هي عبر تغيير وضعية رافعة واحدة أو الضغط على الزر. |
FKM'daki herkes pozisyonunu korusun. | Open Subtitles | لكل من بمركز تحكم الإقلاع، إلزموا مواقعكم بلوحة المراقبة |
Greftin pozisyonunu kontrol etmem gerek. | Open Subtitles | أريد أن أفحص الوضعية الأخيرة للطعم |
Kenara çektiği zaman onu vurdun. Şimdi de eski pozisyonunu geri aldın. | Open Subtitles | وعندما أوقف سيارته، أطلقت عليه النار وهكذا حصلت على مركزك مرة أخرى |
Korsika'nın güvenliğinin başı ve pozisyonunu kumarhane üzerinden... büyük miktarda parayı aklamak için kullanıyor. | Open Subtitles | انه رئيس الأمن في كورسيكا و هو يستخدم مركزه للقيام بعملية غسل أموال واسعة النطاق |
Başkanlık pozisyonunu koruduğunuz vakit başkan yardımcısı olarak işe başlayacağım. | Open Subtitles | اذا استطعت حماية منصبك كرئيس .. فى ذلك الوقت سأتى للعمل كنائب للرئيس |
Ve ona her bakışında Bayan Scarlet görünüşünü veya pozisyonunu değiştirecektir. | Open Subtitles | ز لك مرة تنظر إليها الآنسة سكارليت تغير ظهورها أ, أو موقعها |
Kuvvetli akıntı, zebra'nın lehine çalışıyor timsahların pozisyonunu bozup, onu yakalamalarına engel oluyor. | Open Subtitles | التيار يتدفق في مصلحة الحمار الوحشي فهو يبعد التماسيح خارج مواقعها فلا يستطيعون الوصول اليهم |
Böyle bir durumda para kazanmanın anahtarı yapılanma öncesi pozisyonunu almaktır. | Open Subtitles | و دلوقتى المفتاح للنجاح فى الموقف ده إنك تمركز نفسك قبل الأتفاق |
pozisyonunu koru. Telsizleri ikinci kanalda tutun. | Open Subtitles | ديتو " ، إبقى بموقعك و إفتح اللاسلكى على القناة 2 |
Bu onun politik pozisyonunu riske atıyor. | Open Subtitles | أنت تخاطر برصيدك السياسي |
Atış başladığında pozisyonunu zayıflatmayacağım. | Open Subtitles | لن أهتم إلى منصبه عندما يبدأ إطلاق النيران |