| Eninde sonunda bu gerçekle yüzleşmelisiniz prensim. | Open Subtitles | لا بد أن تتعلم مواجهة ذلك بالنهاية يا أميري |
| Asla unutmadım bunu, prensim. Sizin yapacak farklı bir işiniz var. Siz, gemiyi idare etmek zorundasınız. | Open Subtitles | لا تنسَ يا أميري أن عليك واجبًا مختلفًا لتقوم به، فعليك إدارة دفة السفينة |
| Öyle demek istemedi, prensim. O sizin iyi huylarınızı bilmiyor. | Open Subtitles | إنها لاتعني ذلك يا أميري إنها لاتعلم خصالك الرفيعة |
| Evet, umarım her beş dakikada bir yakışıklı prensim ortadan kaybolmaz. | Open Subtitles | نعم،على أمل بدون أمير مسحور يختفي كلّ خمس دقائق بدون سبب |
| Burada öyle yazıyor. Ben Tanrı karşısında bir prensim. | Open Subtitles | هذا ما تقوله الميدالية أنا أمير بحق الله |
| Lütfen kibar prensim ayakkabıyı bana verin ve her şey mutlu sonla bitsin. | Open Subtitles | أرجوك أن تعطيني الحذاء يا سمو الأمير والأمور كلها ستؤدي إلى نهاية سعيده |
| prensim, işte dünyadaki en nadide şey: uçan halı. | Open Subtitles | أميرى ، هذا هو اعظم شئ نادر بساط الريح |
| prensim çağırıyor. Yurduna doğru buzlu denizlerde gidiyor o. | Open Subtitles | أميري يدعوني، إنه يسافر عبر البحار المتجمدة إلى وطنه |
| prensim, taşların geleceğin hakkında söylediği şeyi öğrenmeye hazır mısın? | Open Subtitles | يا أميري , هل انت مستعد للمصير الذي سوف تخبرك به الصخور |
| Sevgili prensim! Sizi yeniden görmek ne güzel! | Open Subtitles | أميري العزيز إنه أمر رائع أن أراكم ثانية |
| Babam henüz gelmemiş. Beni prensimle görsün istiyorum. Nerede benim prensim? | Open Subtitles | لم يحضر والدي بعد أريده أن يراني مع أميري. |
| Bu yaratıcı yapının adı nedir, prensim? | Open Subtitles | و هذا البناء العبقري , يا أميري ألديه أسم ؟ |
| Çünkü hülyalara dalmamalısınız, prensim. | Open Subtitles | لأنه يجدر بك ألا تعيش بأوهام يا أميري |
| prensim sonunda yataktan çıktı. | Open Subtitles | - أخيرا استيقظ أميري - يا الهي، ليس الآن ليس الآن |
| Bütün hayatım boyunca, bu rüyayı gördüm... prensim gelip bir gün beni kurtaracak. | Open Subtitles | طيلة حياتي ,كان يراودني ذلك الحلم بأن أمير سوف يأتي في يوم ما وينقذني |
| bu rüyayı gördüm... prensim gelip bir gün beni kurtaracak. | Open Subtitles | طيلة حياتي ,كان يراودني ذلك الحلم بأن أمير سوف يأتي في يوم ما وينقذني |
| Tamam, ben bir prensim biliyorum bu yüzden arkadaş olamıyoruz. | Open Subtitles | حسناً، أعلم أني أمير... لذا لا يمكنا أن نكون أصدقاء |
| Taşlara yağ sürmek için yaşlıları kullanıyorlar prensim. | Open Subtitles | إنهم يستخدمون العجائز منهم لتشحيم الأحجار سيدي الأمير |
| Taşlara yağ sürmek için yaşlıları kullanıyorlar, prensim. | Open Subtitles | إنهم يستخدمون العجائز منهم لتشحيم الأحجار سيدي الأمير |
| belki bu akşam nerede uyuyacağını düşünmelisin. prensim,aptalca birşey yapmayın. | Open Subtitles | ربما عليك أن تحضر لنفسك مكان لتنام فيه الليله فربما ينتهى بك الأمر مع الصينيين و هناك رمح مغروز فى ظهرك أميرى ، لا تفعل أى شىء أحمق |
| Geliyorlar! Tatarlar geliyor, prensim! | Open Subtitles | انهم قادمون ايها الامير التتار قادمون |
| Günaydın, baba. Hmm. Benim küçük prensim bu sabah anneyi istemiyor mu? | Open Subtitles | ابي الا يريد اميري الصغير امه هذا الصباح؟ |
| Aslında eğer istersen, benim beyaz atlı prensim olabilirsin. | Open Subtitles | يمكنك أن تكون فارسي بالدرع اللماع اذا أتيت معي |
| prensim demek istemiştim. | Open Subtitles | اسف اقصد يا امير |
| Ben de bir prensim. | Open Subtitles | أنا أميرٌ أيضاً. |
| Artık çok geç, bu adam artık benim prensim. | Open Subtitles | لقد فات الاوان. الآن هذا الشيطانِ أصبح أميرُي. |
| Sevgili prensim. | Open Subtitles | * يامنقذي العزيز * |
| Bu asla bitmeyecek. Ben, ben size rahatsızlık vermek istemiyorum prensim. | Open Subtitles | إنه أمر لا ينتهي ، لَنْ أُزعجَك، سيدي الأميرِ |