"protestolar" - Translation from Turkish to Arabic

    • الاحتجاجات
        
    • احتجاجات
        
    • الإحتجاجات
        
    • إحتجاج
        
    • المظاهرات
        
    • إحتجاجات
        
    • للإحتجاجات أوقات
        
    • المحتجون
        
    protestolar ülke çapında yayıldıkça, onlar da orada aylarda beklediler. TED ظلوا هنالك لشهور بينما تنتشر الاحتجاجات خلال البلاد.
    2009 yılında İran'da gerçekleşen başkanlık seçimlerini takip eden aylarda, ülkenin dört bir yanında protestolar patlak verdi. TED في الأشهر التي تلت الانتخابات الرئاسية لعام 2009 في إيران، اندلعت الاحتجاجات بجميع أنحاء البلاد.
    O zamandan beri Manhattan'da kontrolden çıkan çeşitli protestolar yapıldı. Open Subtitles و بعد الهجمات كانت هناك عدة احتجاجات بما في ذلك مظاهرة الأسبوع الماضي التي تحولت إلى أعمال عنف
    Sınırın ötesinden ağır provokasyon. FAC' de şansölyenin ofisinde protestolar. Open Subtitles استفزازات كبيرة على الحدود احتجاجات في رئاسة الجامعة في ألمانيا الغربية
    BİR DÜŞÜNÜN. protestolar SIRASINDA ONCA İNSANIN ÖLMESİ OLABİLİR Mİ? Open Subtitles حاول وفكر ممكن أن يكونوا الناس الذين قتلوا في الإحتجاجات
    İran'daki protestolar, Venezuela'daki görev tehditleri sürüyor Türkler, Rusların Boğaz'daki ham petrol trafiğinden şikayetçi. Open Subtitles أنت لديك إحتجاج فى إيران، والتهديدبضربةأكبرمنفنزويلا... والأتراك مازلاوا يثيروا ضجة حول نقل الروس للنفط عبر البسفور
    14 Ocak 2011'de Ben Ali kendi rejimine karşı protestolar düzenlendikten sonra Tunus'u terk etti. TED في 14 يناير 2011، هرب بن علي من تونس بعد احتدام المظاهرات ضد نظامه.
    ...11 bin Yahudi'yi teslim etmiş olsa da, Bulgar Yahudilerinin sınır dışı edilmesi taleplerine karşı protestolar 1943 yılı boyunca sürdü. Open Subtitles من المناطق المحتلة كان هناك إحتجاجات أثناء 1943 حول إقتراحات إبعاد اليهود البلغاريين
    Askeri abluka, savaş, bombalar, protestolar veya ölü sayısı. TED ولا عن ذلك الحصار، الحرب، القنابل، الاحتجاجات أو حتى عن عدد القتلى.
    Bu protestolar, otokratik rejimleri devirmeye öncülük etti ve kıta genelinde çok partili seçimlerin tanıtımının yapılmasına önayak oldu. TED قادت هذه الاحتجاجات إلى سقوط الأنظمة الاستبدادية وأدت إلى استحداث الانتخابات متعددة الأحزاب عبر القارة.
    Seçimlerle karşılaştırıldığında protestolar, katı seçim döngüleriyle sınırlı değildir. TED خلاف الانتخابات، لا تقتصر الاحتجاجات على دوائر الانتخابات الصارمة.
    İkinci olarak, protestolar dağınık olabilirler, öyle ki onları güçlü kılan budur. TED ثانيًا، بينما قد تكون الاحتجاجات فوضوية وهذا ما يجعلها فعالة.
    Burası okul, hapishane değil! Kameralar, protestolar, başkaldıran çocuklar. Open Subtitles الآلات التصوير , الاحتجاجات والأولاد المتمردون
    Çok sayıdaki konuk şehirde V'lerin aleyhinde şiddetli protestolar patlak verdi. Open Subtitles الاحتجاجات العنيفة تشجب مجئ الزوار فقد نشبت في العديد من المدن المضيفة
    Sınırın ötesinden ağır provokasyon. FAC? de şansölyenin ofisinde protestolar. Open Subtitles استفزازات كبيرة على الحدود احتجاجات في رئاسة الجامعة في ألمانيا الغربية
    Kereste üreticilerine, petrol şirketlerine ve araba üreticilerine karşı protestolar düzenledim. Open Subtitles نظمت احتجاجات ضدّ شركات قطعالأشجار،استخراجالنفط،النباتاتالصناعية..
    Fabrika açıldığından beri onunla ilgili protestolar yapılıyordu. Open Subtitles لقد كانت هناك احتجاجات على المصنع منذ افتتاحه
    Haberler karantinadan vazgeçirdiğinden beri kapsamlı protestolar bölgenin dışında ve yakın beldelerde patlak verdi. Open Subtitles منذ أن ظهرت الأخبار من منطقة الحجر اندلعت احتجاجات واسعة خارج المنطقة والمناطق المجاوة لها
    Tekamüle ulaşmanın yaramaz bir yoluydu, ama biz onu kabullendik, çünkü hepimiz onu anladık, ve hatırlabildiğim kadarıyla ilk defa bu yolsuzluğa karşı büyük çaplı kitlesel protestolar vardı. TED كانت طريقة سيئة للحصول على النضج، ولكن حصلنا عليها، لأننا جميعاً فهمناها، و للمرة الأولى التي أستطيع فيها أن أتذكر، كانت هناك احتجاجات جماهيرية ضد هذا الفساد.
    protestolar, yürüyüşler, kadın haklarının insan hakları olduğunu kabul etmeyen pozisyonlar, nokta. TED الإحتجاجات, المسيرات, الموقف العنيد الذي لا يتزحزح أن حقوق المرأة هي حقوق الأنسان نقطة وإنتهى الأمر.
    Eğer Majesteleri, onları burada tutmakta ısrar ederse protesto üzerine protestolar yükselir. Open Subtitles إذا أصريت جلالتك علىالإبقــاءعليهم... سيكون هنـالك إحتجاج على إحتجــاجك.
    Evimizin sokağının sonunda hep protestolar yapılırdı, öğrenciler militar devlete karşı eylemler yapıyorlardı. TED دائماً ما كانت المظاهرات تندلع في حيّنا طلّاب يتظاهرون ضد الحكومة العسكرية.
    protestolar, şiddetli ayaklanmalar ve gökyüzünden düşen uçaklar olacaktır. Open Subtitles معركتنا من أجل روح هذه البلاد ستكون هناك إحتجاجات وموجة من العنف
    - protestolar ne zamandır dakik yapılıyor? Open Subtitles -منذ متى أصبح للإحتجاجات أوقات بدء محددة؟
    protestolar Tahrir Meydanı'ndan yayılmaya mı başladı? Open Subtitles والآن المحتجون ينتشرون خارج ميدان التحرير؟

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more