| Zulasından uzak kaldığı için seyirmeleri giderek azaldı ve psikoz geri dönmedi. | Open Subtitles | لم تستطع الوصول لمخزونها لذا فتوقفت الرفرفة لم يعد الذهان إنه مثالي |
| Tanımlayıcı özelliği psikoz, ya da diğer bir deyişle gerçekle bağlantı kuramama hali. | TED | ميزته الذهان أو أن تكون بعيداً كل البعد عن الواقع. |
| Ancak nadir durumlarda, psikoz azalmaz, bunun yerine kalıcı bir psikotik bozukluğun maskesini kaldırır. | TED | ولكن في حالاتٍ نادرة، فإنّ الذهان لا يختفي، بل يكشف عن اضطرابٍ ذهانيٍّ دائمٍ. |
| Frederick Manion'da herhangi bir psikoz var m? | Open Subtitles | هل وَجدتَ أيّ إختلال عقلي في فريدريك مانيون |
| Kargaşa, hafıza kaybı, psikoz, tahrip edici delilik. | Open Subtitles | ، تشويش ، نسيان ، إختلال عقلي . غضب تدميري |
| Yüksek ateş, hafıza kaybı, psikoz kaynaklı öfke. | Open Subtitles | إرتفاع في درجة الحرارة فقدان ذاكرة ,نوبات ذهانية |
| Ama psikoz, epilepsiden tamamıyla farklı bir rahatsızlık değil mi? | Open Subtitles | ولكن ألا يختلف الإختلال العقلي طبياً كثيراً عن مرض الصرع؟ |
| Kızlardan anlamadığımı ve hepsinin psikoz olduğunu anladım. | Open Subtitles | فقط أني لا أعرف شىء عن الفتيات وأنهم معقدون نفسياً تماماً |
| Sizce Emily, psikoz yaşarken her iki ses teli grubunu aynı anda çalıştırmış, böylece teybinizdeki şaşırtıcı etkiyi yaratmış olabilir mi? | Open Subtitles | إيميلي في حالة الذهان قد تكون استخدمت طبقتا الصوت لتكوين ذلك التأثير الرائع الذي سمعناه على شريطك؟ |
| Tüm semptomlar var. Hareket bozukluğu, psikoz. | Open Subtitles | كل الدلائل تشير إليه اضطراب الحركة، الذهان |
| psikoz bataklığında debelenmeyi bitirelim de bir. | Open Subtitles | حالما نكن لسنا نمر بمجموعة من مرضى الذهان |
| psikoz, karın ağrısı, plevral effüzyonlar büyümüş kalp, koma. | Open Subtitles | الذهان,ألم البطن انصبابات جنبية تضخم بالقلب,غيبوبة |
| psikoz ile ortaya çıkmadığı sürece de tanı konulamadı. | Open Subtitles | و الذي استمر بدون تشخيص حتى ظهر مع الذهان |
| Ruh halini dengeleyici ile anti psikoz ilaç arasındaki farkı neydi ya? | Open Subtitles | ما الفرق بين مثبت المزاج ومضاد الذهان مرة أخرى؟ |
| Bu yaygın bir psikoz. Her gün gördüğüm bir şey. | Open Subtitles | إنه إختلال عقلي شائع جداً أراهكليوم. |
| Manik psikoz olarak adlandırdıkları birşeye yakalanmış olabileceğini düşünüyorlar,.. | Open Subtitles | و يَبْدونَ أنهم يعتقدون بأنّك قَدْ تعانى مِنْ شيءِ يسمى " إختلال عقلي هوسيَ " |
| Sonrasında psikoz başlar. | Open Subtitles | بعد ذلك يحدث للمريض إختلال عقلي |
| Tıbbi bir tanı koymam gerekirse psikoz özellikler taşıyan anksiyete bozukluğun var, diyebilirim. | Open Subtitles | إن أردت أن أشخص حالتك طبياً، فأعتقد أنك تعاني من اضطراب القلق بسمات ذهانية. |
| Ayrıca, aksak bir şekilde konuşma veya davranma, sanrılar kurma, paranoya ve halüsinasyon gibi psikoz belirtiler, bipolar bozukluğun uç dönemlerinde kendini gösterebilir. | TED | وكذلك أعراض ذهانية كالكلام والسلوك المشوش والأفكار الوهمية وجنون الارتياب والهلوسات يمكن أن تظهر أثناء المراحل المتطرفة من اضطراب ثنائي القطب. |
| Rahipler de psikoz nöbeti geçirebilir. | Open Subtitles | حتى القسيس قد يصاب بنوبة ذهانية |
| Peki, iki çeşit psikoz vardır. | Open Subtitles | حسنا ، هناك نوعان من أنواع الإختلال العقلي. |
| Önce psikoz geçirmiş, sonra da kendi kulağına zarar vermiştir. | Open Subtitles | -ربما لا يفعل حسناً، ماذا لو كان مريضاً نفسياً ثم قام بتشويه نفسه و دمر الأذن |
| Grup çalışmaları, dilimizin istatistiklerine dair değişikliklerin makine öğrenimiyle birlikte birinin psikoz geçirme ihtimalini tahmin edebildiğini gösterdi. | TED | وقد أظهرت بعض المجموعات أن التغيرات في قراءات وإحصاءات لغتنا مقرونة بالتعلّم الآلي يمكنها أن تتوقع احتمال إصابة شخص ما باضطراب الذُهان. |